content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Kas

Günlük – Telaş Yapsam Yer Miyiz?

İstanbul'du galiba; bir kaymakam başı örtülü bir kıza elini uzatıyor. Kız da kaymakamın elini havada koyuyor. Bu gencecik dimağların suçu yok elbette. Cemaatik yapıların, karakteristik özellikleri için örnek teşkil ediyor bu tür davranışlar. Cemaatik kul, iyi-kötü düzleminde kendini hep “iyi-kurtulmuş-pak” varsayarak hareket eder. Bir genç dimağı, mensubu olduğu cemaatik yapı nasıl şartlandırmışsa her yerde, kendisinin “iyi” olduğu varsayısıyla hareket eder. Bir kız, erkek gördüğü her yerde, onu seks öğesi olarak görmeye şartlandırılmışsa uzatılan hiçbir eli tutmaz.

Cemaatik yapıların basit-ilkel de olsa bir eğitim anlayışları vardır. Şartlandırma yöntemleri kullanırlar daha çok. İyi olarak varsaydıkları tarafta yer aldıkları için de, ki şartlanma da sürekli pekiştirilir, kendi cemaatik yapıları sınırları içerisinde olmayan herkesi-her şeyi yok edilmesi gerekli düşman olarak görürler. Yok etme eylemini o an gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri önemli değildir, fakat bakışları hep aynıdır. Sizi, “kurtarılması” gerekli bir şey olarak da görürler; ne kadar çok kişi kurtarırlarsa o kadar çok, cenneti hak edecekleri varsayımı ile yaşarlar. Psikolojik olarak çoğunlukla-ağırlıkla cinsel dürtülerin vermesini istedikleri hazları o büyük cennetteki sesk alemleri hayalleri ile sabır bileşeniyle dizginlerler.

Ortada, aslına bakarsanız muhafazakarlaşan bir kitle de yok. Dürtülerin yanı sıra; geçimlik sağlamak da gerekli şu üç günlük dünyada. En kolay yer neresi? Bir cemaat. Özellikle kasaba-köy gibi yerleşim yerlerinde cemaatik yapıların içine girmeyene ekmek yoktur. Detaylı anlatmaya gerek yok. Herkesin derdi ekmek derdi; ekmeğe doyanların derdi ise pasta yeme derdi. Görünürde olan şey ise, “muhafazakarlık”.

Muhafazakarlık ise aslına bakarsanız çok ciddi anlamlar içeren bir kelimedir. Yüksek bir ahlak anlayışını, okumayı-bilgili olmayı, insanları öncelikle insan olarak görmeyi, çatışmayı değil uyum bulabilme becerisini-kültürünü, ihtiyacından fazlasını dağıtmayı,sadeliği vb daha pek çok şeyi içerir; fakat gösteriş yapmayı, inanç çığırtkanlığı yapmayı içermez muhafazakarlık. Sözde muhafazakar kitleleri görmek için Nihat Hatipoğlu'nun programlarını izlemeniz yeterlidir. Bu kitlelerin muhafaza edecekleri muhafazakarlıkları olsaydı zaten orada olmazlardı. Herkes ekmeğinin pastasının derdinde.

Köylü-kentli ayrımının sınırlarının silikleşmesi de cemaatik yapıların gelişmesinde önemli bir etken. 1980'ler. Sonrasında köyden şehre göçler çoğalınca; köylü, yalan yanlış da olsa, içinde inlerin cinlerin türlü türlü umacı masallarının ağır basarak dal budak sardığı kendi halinde yaşadığı inanç dünyasından şehre gelince ister istemez benzer sığınma yerleri arar. İşte bu inli cinli umacılı yapıya benzeyen cemaatlere geçer. Şehirlerdeki cemaatlerin kurduğu diğer şebekelere de uyum sağlar haliyle. Cemaat parasını nereye yatırıyorsa üç kuruşunu gider oraya yatırır. Cemaat gereksiz de olsa vurgunlar yapılmış derneklere para veriyorsa o da verir üç kuruşunu oraya. Köylü dediğimiz gariban bakıyor ki ekmek var, karnı doyuyor, cennette seks alemleri de cabası, tutup da cumhuriyetin köylüsü mü olsun, toprağına elalemin ayağını mı bastırmasın?

Kısacası: mesele, bir ekmek pasta meselesidir. İçinden palyaço çıkan pastalar, konfetiler, görmemişin oğlu meseleleri sonraki aşamalardır.

***

Bazen karşılaştırmalar yapıyorum, Didim'in hangi zamanları daha güzel? diye. Vardığım sonuçlara rağbet ettiğim de oluyor, etmediğim de. Sevmek isteyene sebep çok. Bazen, yani mesela şu zamanlarda şu içinde bulunduğumuz mevsim güzel geliyor. Serin zamanlar. Tenhalaşmış, telaşsız sokaklar. Kediler, köpekler... Tek tek bakınca onlara arada bir telaşlarını görüyorum. Kısa sürüyor telaşları. Toptan baktığımda onlara hiçbir telaşları olmadığını görüyorum. Telaşa mahal yok, haline geliyorum. Hayvanat fıtratları gereği onlar da ekmek su derdinde.

***

İnsan nerde?
Bir kedinin gözünde mi?
Bir köpeğin dişinde mi?
Kirpiğimin altında mı?

Suya baksam orda mı?
Bu ya desem burda mı?
O ya desem süste mi?

Bir bilende, bir bilende
Bilmediğim bir yerinde
Baktığımın en eninde.

 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank