Günlük- Bunu Yapan İnsan Olabilir
“Bunu yapan insan olamaz” cümlesine rastlarız bazen. Gazetelerde, günlük hayatta dillerde. Fakat sonuçta bunu yapan insan. Her ne yapılıyorsa. Ne zaman duysam bu cümleyi, özellikle şu son zamanlarda aksine bir cümleyi de mırıldanır şekilde söylüyorum: bunu yapan insan olabilir.
Gençlik dönemlerinde romantizm tehlikelidir. Hele de siyasi gibi görünen kutuplaşmaların ayrımlarının daha da belirgenliştiği dönemlerde. Gençlerin içinde olduğum için onları çok fazla gözlemleme fırsatım oluyor. Öyle oluyor ki, romantik bir dalgaya kapılmış bir gence “saldır” emrini versen gidip saldırır, ne için saldırdığını bile bilmeden.
Üniversite yıllarımdan hatırlarım.. o zamanlar yine elimden geldiğince okumaya çalışırdım. Ve insanları dinlemeye, anlamaya. Geldiğim yer ve üzerimize yapışan kimlikler sebebiyle tehdit altında olurduk çoğu zaman. Hatta her zaman. Ya bir listede adımız olurdu, ya bir şekilde sahip olmadığımız etiketler bile üzerimize yapışık dururdu. Onlar kim olursa olsun, ilk önce düşman olmak yerine, onları tanımak için çaba sarf ettim. Her zaman duyduğumuz şey var ya; kişi komünizme düşmandır, fakat tek bir satır bile okumamıştır. Okumayı bırakın, bir yerlerden birkaç bilgi edinmekle, karşı tarafa öldüresiye düşman olduklarını çok görürdüm. İnadına anlamak için onları, çoğunun okumadığı, kitaplarını okudum. Ahmet Arvasileri, Said Nursi kitaplarını.. ve elbette Sosyalizm kitaplarını da.
Yani, hepimiz ilk önce görüngüde olan şeylere “düşman” oluruz ya, ben böyle yapmayayım, dedim. Bir karşıtlığım olacaksa bilerek karşıt olmalıyım, dedim. Ki mantık bunu öngörür: bilmediğin şeye nasıl “düşman” olabilirsin? Komikleştirme özelliğim de işe yarıyordu. Yani biri geliyor karşıma, veya “tanıyor da” güya, düşman da, davranışları tavırları değişiyor, hep gülesim gelirdi.
Üniversitelerimizin çoğu liseden farksız. Yani, şu an bir meslek lisesi öğretmeniyken, gördüğüm romantik-doğrucu genç tiplerinin aynılarını üniversitelerde fazlasıyla görmeniz mümkün.
Teknik lise yıllarımı hatırlarım.. Yatılı okuyordum. Yine, geldiğimiz yerler sebebiyle bazen bilinçli şekilde bazen bizim “ne” olduğumuz bilinmeden çoğunlukla dinsel sebepler yüzünden hakaretlere maruz kalırdık. Ben o zamanlarda da kimseye kızmazdım. Merakımdan nurcuların arasına da girdim, Teolojik-Tarihsel kitaplar da aldım...anlamak için hep.
Babam bana çok kızardı, gönderdiği paraları kitaba dergiye yatırınca ben üç gün dolmadan paralar biterdi. Kitap meselesini hiç söylemedim ona. Gerçi ben parasız yatılı okuyordum; yatacağımız bir pansiyonumuz, önümüze gelen üç öğün yemeğimiz vardı. Fakat bu kitap dergi merakımdan dolayı uçan paralar sebebiyle gezmeye tozmaya tek kuruş kalmazdı.
Ta o lise yıllarımda, bugünün bilinen islamcı örgütlerine dahil olmuş olan öğrenci arkadaşlarım bile vardı. Hatta birisi bir gün ortadan kaybolmuştu. Sonra, babası Siirt'den İstanbul'a, okulumuza gelmişti, oğlum nerede diye. Oğlu bugünün terörist islamcı örgütlerinden birine katılmıştı.
Gençler tabii ki romantiktir... Aslında gençler özlerinde romantik değildir; enerjileri fazladır. Bu enerji fazlalıkları onları ya karşı cins etkileşimine uçurur, ya da büyük amaçlar uğruna feda bile olabilecek arabesk kişilere döndürür... Bu bağlamda baktığımızda, güya solcu bir liseli ile güya islamcı bir liseli aslında tıpa tıp aynıdır. Akışına kapıldıkları şey, bilim akıl sanat üretim temelli işler değil, tamamen bir duygu boşalım-tekrar dolumdur. Olay bir hayvani-haz olayıdır çoğunlukla.
Dünyada, dünya görüşleri-ideolojiler elbette olmalıdır. Romantizmin, insan-özünü kaybettirmiş olduğu insanlarla nasıl konuşabiliriz? Ergenlikten çıkamamış insanlarla ne konuşabiliriz? Beni tanımadan beni öldürmek isteyen insanlarla ne konuşabiliriz?
Lise zamanlarımdan bu güne bu eksen üzerine düşündüm. Öyle davrandım. İnsan her şeye benzer, her şeye döner. İnsana dönmemekte ısrarcı insana düşman olduğumu anladım.
...
Bunu yapan insan olabilir. Bunu yapan insan olamaz, cümlesinin tersi bir cümle. Bunu yapan insan olamaz, dediğiniz insanları da biraz anlamaya çalışalım. Anlamamız pek mümkün. Mümkünse, anladıktan sonra, duruma göre, düşman olalım.