Gündemin Unutturdukları!
Önümüze bir yasa tasarısı koydular.
Bir haftadır birbirimizle didişiyoruz.
Doğru, yanlış…
Haklı, haksız…
Çıkmalı, çıkmamalı…
Günah, sevap…
TV oturumları, köşe yazıları, protestolar, tepkiler.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Sonunda Cumhurbaşkanı ve Başbakan “ Toplumsal uzlaşma sağlanmalı” mesajıyla sertliğin havasını aldı, yumuşatıldı.
***
Çocuğa cinsel istismarda bulunan sapığın, evlilik koşuluyla cezasının kaldırılmasını düzenleyen önerge, bir süre buzdolabına kaldırılır.
Sonra yine bir zamanda çıkarılır…
Belki bir gece yarısı veya torba yasa içinde geçirilir, kimse fark etmez.
Sayısı unutulan torba yasalarda örnekleri çoktur.
***
Mantık ve vicdanın kabul etmediği önerge veya taslak her neyse, bizleri yordu, oyaladı.
Bazı gerçekleri de unutturdu.
Belki de amaç buydu.
***
Mesela…
Döviz artışı her gün tarihi rekor kırıyor.
Büyüme hızı düşüyor, enflasyon yükseliyor.
İşyerleri kapanıyor, işsizler çoğalıyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek sosyal medyada yazdı:
“ Döviz kuru, en az faiz, enflasyon, ücretler kadar önemli barometredir”
İzmir’de düzenlenen Girişim ve İŞ dünyası zirvesinde ünlü işadamı Hamdi Akın, açıkça sıraladı:
“ Doğu ve güneydoğu’da teşvikler çalışmıyor. Kardeş kavgasının yaşandığı yerde yatırım yapmak doğru değil.
2017’yi kestiremiyoruz… Bu süreçte kimseye yatırım yapın demem. Ortağımız yabancılar Türkiye’den kaçıyor.
Bir şeyler yapmak, yeni hikâye yazmak gerek”
***
Devam edelim.
Terör iddiasıyla gözaltılar, tutuklanmalar.
Görevden almalar, gelirsiz kalan aileler.
Güneydoğu’da operasyon, sınırda savaş gerginliği.
İş kazaları, canlı gömülen işçiler.
Mültecilerin sorunları bitmek bilmiyor, yenileri ekleniyor.
Avrupa Birliği ile restleştik, Şanghay beşlisi arayışına girdik.
Kasap, manav, bakkal, berber, taksici, pazarcı kısaca küçük esnafın hali çoktan unutuldu.
Paranın değeri düştü, etiketler fırladı, yeni yılın ücret zamları şimdiden eridi.
***
Velhasıl…
Ortaya atılıyor bir gündem…
Peşine takılıyor, günlerce sürükleniyoruz.
Esas dertlerimizi unutuyoruz.
Gerçeği geç fark etsek de kulağımızın üzerine yatıyoruz.
“ Koyun gibiyiz” diyenleri de fırçalıyoruz!
****
