Gündemaltı – Islak Köpekler
İnsanın kendinden başka değerli bir şeyi yok. Gündeme bakayım, diyorum... deliler ormanı. Gerek düşünsel gerek duygusal olarak yakalama isteği oluşsa da insan da geri durmakta fayda olduğuna şüphem yok. Bir de bakmışsın, yakaladığını veya yakalayacağını zannettiğin gündemin altında kalmışsın. Beynin ezilmiş, ruhun ezilmiş, bakışın ezilmiş... Koşmaktan hararet yapmışsın, ki fark etmezsin bunları, sonra soyunup dökünmeye başlarsın.
Bu soyunup dökünmeler elbisei anlamda değil, o güne kadar, sınırını ne zaman geçtiğini bilmediğin aklı başındalık denen şeye kadar, giyindiğin takındığın süründüğün ne varsa soyunmaya başlarsın. Ben bile zaman zaman çıplak foroğraflarımı yayınlasam mı diye düşünmeden edemiyorum. Fakat benimkisi farkında olmamaktan değil, ön-deneme psikolojik filtremin çalışmasından. Ne oluyor yani?.. Ne hissedilir? Neden yapılır?
Bilinçli olarak gündem-altı kalmakta fayda var. Uzaktaki herhangi bir kimse, gündem üstü kişi veya kişiler veya şeyler, seni zerre kadar önemsemezken bu kapılış, bu özenme sana değil onlara kâr götürür.
Her zaman dediğim gibi: bu havalarınızı, bu ciksidi ciksidilerinizi, bu insansız hazlarınızı, bu insansız hava vücutlarınızı (İHV), birbirinizi domuzlar gibi yemelerinizi, bu tanrıcıklıklarınızı, bu lütuflarınızı, bu modalarınızı, iyinizi kötünüzü anca toprak paklar.
***
Geçen gün, okuldan çıkmış eve doğru gelirken bir köpek de bana doğru geliyordu. Yanaştı. Durdu karşımda. Bana baktı. Sağ ön ayağını sol ayağıma bastırdı. Kafasını da sol dizime yasladı. Öylece durdu. Biraz sevdim köpeği. Sabahki yağmurdan ıslanmış tüyleri. Yine de sevdim onu. Öylece durdu köpek, ayağı ayağıma basılmış şekilde. Kim bilir ne demek istedi.
Islak köpek.
Gündemaltı - Islak Köpekler