Gündem Saptırılması
Ülke kan gölüne dönmüş. Herkes mutsuz, stres içinde. Yüreklerimiz kan ağlıyor. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar, zirve yapmış. Fikir- ifade- inanç- teşebbüs hürriyetleri; demokrasi ve hukuk düzeni, tamamen yok edilmiş. Her tarafımız ateş çemberi ile çevrilmiş,
tek bir dostumuz kalmamış. Ama hiçbir iktidarın umrunda değil. Var mı, yok mu, başkanlık sistemi. Ve bunu sağlayacak anayasa değişikliği.
Aslında, herkes gerçekleri biliyor. Ama baskılar yüzünden çok az kişi yazıp söyleyebiliyor;
1- Türk halkının ne kadarının anayasa değişikliği umrundadır? Halkımız huzuru, aş ve işi, terörün bitmesini, istemektedir. Değişikçiliği isteyen, tek kişi vardır; Cumhurbaşkanı. Ve elbette, onun ağzının içine bakan, her sözüne tam itaat gösterenler.
a) Amaç, zaten mevcut olan, “tek adam yönetimi’’ ne hukuki kılıf giydirmek; ileride hesap vermekten kurtulmaktır.
b) Ortada şikeli bir durumun olduğuna, neticede AKP ve HDP’nin işbirliği yapacağına inanıyorum. Bunun için 17-25 aralıktan sonra nasıl akıl almaz vicdanlara sığmaz tavizler verilmişse, yine aynı tablo tekrarlanacaktır. Zira AKP’nin milli kavramlara saygısı yoktur. Türk/ TC/ Ne mutlu Türk’üm diyene, vb. kavramlara muhaliftir. Bayrağımıza karşı yapılan saygısızlıkları önemsememektedir. Terör örgütlerinin hatırına; anayasanın ilk 4 maddesini değiştirmeye, Türk kavramını silmeye, milli birliğimizin bozulmasına ve bölünmeye razıdırlar.
c) Gizli bir ittifak olmasa; HDP’ li milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve teşkilatlarının, bu kadar ağır suçlar işlemesine rağmen, pasif kalırlar mıydı? Hukuki takibat yapılmaz mıydı? Sadece laf üretiyorlar, kayıkçı kavgası yapıyorlar.
d) Aslında, AKP’ye Kürt lobisi hakimdir. Aziz Babuşçu’nun sözleri açıktır; “AKP sayesinde, hepimiz, Türk olmaktan kurtulduk’’. Bu ne biçim, bir Türk düşmanlığıdır? Millet ve milliyet kavramlarına saygısızlıktır?
e) Anayasa Komisyonu çalışmalarından, hiçbir sonuç çıkmayacağı bellidir. TBMM Başkanı’nın açış konuşması da, bunun açık bir göstergesidir. Maksat gündemi işgal etmek, gözleri mevcut trajik tablolardan, başka taraflara çekmektir. Zira; AKP-HDP ortaklığının, anayasası bellidir. Ortam olgunlaşınca, referanduma gidilecektir. Ve başarırlarsa, Türkiye tam anlamıyla anti-demokratik bir baskı düzeni altına alınacaktır. Bu arada; milli birliği savunan, bölünmeye karşı çıkan, vatanperver sesler de kısılacaktır.
2- Yeni anayasa gelse ne olacaktır?
a) Demokrasi, hukuk düzeni; fikir ifade- inanç- teşebbüs hürriyetleri; can ve mal güvenliği, geri gelecek midir? Terör bitecek midir? Baskılar zulümler, hakaretler, iftiralar, haksızlıklar, özel mülkiyetlere el koymalar; Rüşvet ve yolsuzluklar; Kamu mallarını yağmalamalar; özelleştirme ve ihale rezaletleri; lüks, israf, saltanat, aşırı istihdam; sona erecek midir?
b) TBMM etkili ve yetkili hale gelecek midir?
c) Devlet çarkı, ( yandaşlara değil) ehil ellere teslim edilecek midir?
d) Dış politikamız düzelecek, itibarımız artacak mıdır?
e) Toplumdaki dejenerasyon sona erecek; uyuşturucu-fuhuş-kumar-sapıklıklar-tecavüzler-alkolizm-kadın cinayetleri-gasp-hırsızlıklar-kaçakçılıklar, vb. sayısız hastalıklar, bitecek midir?
f) Eğitim kalitesi yükselecek midir? Yurt içindeki ve dışındaki, parlak beyinlerden istifade edilecek midir?
g) İktidar; anayasa ve kanunlara saygı gösterecek, mahkeme kararlarını uygulayacak mıdır?
h) AK-Troller ve tetikçiler, terhis edilecek midir?
i) Mağdur ve mazlumlar, tahliye edilecek midir?
j) Paralel yalanı ile sürdürülen kaldıkça, bu trajik tablo, sürer gider. Mevcut anayasayı ve kanunları hiçe sayanların; yeni anayasaya uyacaklarını kim garantileyebilir?
