Gülen Cemaati ve AKP (I)
Bu konuya bundan birkaç ay önce kıyısından, köşesinden değinmiştim. Yine bir ara Gülen Cemaati ile AKP arasında çıkan “gerginlikten” dolayı basında bu konuda yazılar yazıldı, tv’lerde tartışıldı.
O zamanda kısaca değinmiştim, AKP ve Gülen Cemaatinin yapısı birbirleri ile aynı olmadığı gibi, amaçları da örtüşmüyor.
Konuyu açalım,
Fethullah Gülen cemaati bildiğimiz üzere nur cemaatlerinin bir kolu. Fethullah Gülen Hoca Efendi (mazisi yetmişli yıllara gitmesine rağmen) seksenli yılların sonundan itibaren yurtiçinde dershaneler vasıtası ile yeni bir anlayış geliştirdi.
Ne idi bu anlayış?
Her kim olursa olsun, hangi dinden, hangi mezhepten ve meşrepten olura olsun bütün kesimlerle diyalog kurmak ve onlarla ilişkileri sıcak tutmak. Ve dinimizin gereklerini içerik olarak yapan, yapmaya çalışanları bağırlarına basmak.
Burada “yapmaya çalışanları” diyorum. Zira diğer cemaatler gibi çok katı kurallarla cemaat mensuplarını disiplin altına almaktan ziyade; Günün şartlarına ve geleneklerine göre davrananlarla cemaatin görüşlerine çok ters düşmediği halde olanlarla irtibatı kesmemek, hatta kendi bünyesinde barındırmak.
Dolayısıyla giyim, kuşam, zevkler, hareketler Gülen Cemaatinde (ahlaka aykırı olmamak şartıyla) serbesttir. Mesela ben Gülen Cemaatinin gençleriyle ilk olarak Samsunda bir öğrenci yurdunda öğrencilerin Trabzonspor-Fenerbahçe maçını son derece rahat bir şekilde tv’den izlerken tanıştım. Hayret etmiştim, nasıl olur da bir cemaatin mensubu gençler futbol maçı izlerlerdi?
Gülen Cemaati daha çok (elbette buna da önem verirler) dini akidelere sıkı sıkıya bağlılıktan çok, günlük hayatta geleneksel olarak dini ve milli değerlerin korunması, kollanması ve yaşanmasına önem verirler. Yani onlar için önemli olan tarihin içinden süzülerek gelen milli değerlerimizin geliştirilerek yaşanması ve yaşatılmasıdır.
Dolayısıyla bu düşünce onlara elliyi aşkın ülkede yüz elliye yakın okul ve benzeri eğitim kurumlarının açılmasına ve makbul ve takdir kılınmasına vesile olmuştur.
Gülen Cemaatinin siyasi düşüncesine gelince,
Parti anlamında belli bir partiye bağlı olmasalar ve içlerinde bütün partilere mensup insanlar olsa bile; Gösterdikleri referanslar gereği milliyetçilikleri ile öbür cemaatlerden ayrılırlar. Zira referansları dini değerlerinin yanı sıra milli değerlerdir. Keza Türkçe Olimpiyatlarını başarı ile düzenlemeleri bunun delilidir.
Ancak; Milliyetçilikleri ırkçılık üzerine değildir. Onların milliyetçiliği dini öğelerin daha ön plana çıktığı kültür milliyetçiliğidir.
Özetlersek; Çatışmacı değillerdir. Tüm kesimlerle diyalog kurmanın gerekliliğini ifade ederler. Faaliyetleri karşısındakini ikna üzerine değil, kendilerini ifade etmek, anlatmak üzerinedir. Bundan dolayı barışçıdırlar, barışçı olmak zorundadırlar. Zaten Suriye ile ilgili hükümetle bundan dolayı ayrılırlar.
Bu hafta sayfamız Gülen Cemaatini anlatmaya ancak yetti. İsterseniz gelecek hafta AKP’yi anlatıp aradaki farkı vurgulamış olalım.
