Gül Dikenini- İnsanların-Hicivlerle Taşlama
BEYİNLERDE: Nefislerine tapınma varsa,
ELLERİNDE: Kir, kan varsa,
DİLLERİNDE: Pislik, yalan varsa,
GÖZLERİNDE: Kin nefret ve öfke varsa,
MİDELERİNDE: Haram lokma varsa,
KALPLERİNDE: İmansızlık, isyan mührü varsa,
KULAKLARINDA: Gerçeklere tıkanma varsa,
DÜŞÜNCELERİNDE: Düşmanlık, kin, fesat, garaz, şer varsa,
NİYETLERİNDE: Çalma, çırpma, hak yeme varsa,
İLİŞİKLERİNDE: İhanet, güvensizlik, istismar varsa,
GÖRÜNTÜLERİNDE: Gurur, kibir, riya varsa,
YAŞANTILARINDA: Sefahat, şükürsüzlük, doymama varsa,
İBÂDETLERİNDE: Rîyâ, gösteriş, menfaat, hile varsa,
O KİMSE, HAYVANLARDAN DAHA AŞAĞIDIR.
KEMÂLİ
HİCİVLERLE TAŞLAMA
Günümüz kaosunda, yazarla şair, şiirle nesir birbirine karıştı. Herkes yazıyor ‘ben yazarım’ diyor. herkes söylüyor, ‘ben şairim’ diyor. Herkes konuşuyor ‘Ben hatibim’ diyor.
Ağzı olan konuşuyor, başta olanlar koşuyor. Bir âlemden geldik, bir âleme doğru gidiyoruz.
Hak ile bâtıl, doğru ile eğri, haram ile helal, günah ile sevap, ahlak ile ahlaksızlık, Cennet ile Cehennem, mazlum ile zalim, Ağa ile paşa, zengin ile fakir, kir ile nûr, hıyanetle dirâyet, isyan ile hidayet, sevgi ile saygı, et/tırnak gibi, girift birer bilmece..
Sır ve hikmetlerle dolu bir zaman dilimindeyiz. Asır ve zaman bir kurtarıcı bekliyor. Bebeklerle âcizler emekliyor, ayakta duramayanlar tekliyor..
Kıyametin ve kabrin kapısında bekliyoruz, Mevlâ sonumuzu âyan ede inşaallah…
Bugünkü yazımda size hicivlerle bazı taşlamalar yapmak istiyorum.Anlayan, anlamak isteyen ve kabul edenler için.
Vefânın adı boza,
İpek örmüyor koza,
Rutubet girdi tuza,
İsmim yazmayın buza.
Derse, diyen haksız mı?...
Hem vefakâr, hem cefakâr,
Dava için aranıyor.
Hırsız adam, hem hilekâr,
Guduk olup, yaranıyor.
Dese, yalan mı?
Dalkavuksan işin âyân,
Gerekmiyor artık beyan,
Bin bir türlü renge boyan,
Gücün varsa, sen de dayan.
Yazsa, falan mı?..
Doğru söyle, halin yaman,
Buğday pazarında saman,
Ağırlaştı Tarih, zaman,
Feryat ile aman, aman.
Söyleseler, dolan mı?
Adam ol “Adam” gibi,
Kararmazsın kazan dibi,
Hayat, dünya, boran, tipi,
Olma sakın kirli hippi.
Duyulursa, olan mı?..
Güneş doğar para almaz,
Aç olmayan ekmek çalmaz,
Doğru olan hiç alçalmaz,
Koltuğun sıcağı kalmaz.
Biz söylersek, değil mi?...
Hormonlu meyve ve sebze,
Artık uzak değil Gebze,
Şikâyet etsen bir nebze,
Çekirdek kaçtı genize.
Değil ise, yalan mı?...
Hainler kahraman oldu,
Kahramanlar da bak hain,
Naylon çiçekler de soldu,
Bâtıl, ecdada der lâin.
Yoksa, filan/falan mı?
Her taraf âşıkla doldu,
Mızrap yalan, saz yalan,
Damat eşi barda buldu,
Yetim malı oldu talan.
Zamanede, bu palan mı?
Meyvenin eski tadı yok,
Fiyatlar ise oldu şok,
Fukaralar zenginden tok,
Gidişatın sonu da b..k.
KEMÂLİ yazsa, kalan mı?..