Grip Geçirmek mi Aşı Olmak mı: İşte Bütün Mesele Bu!
Sağlıklı insanların yaşları ne olursa olsun grip aşısı olmalarını gerekli bulmuyorum. 55 yaşındayım, bugüne kadar hiç grip aşısı olmadım. Bunun birkaç sebebi var: BİR: Grip sağlıklı insanlar için tehlikeli bir hastalık değil; ölüme yol açmıyor. İKİ: Grip aşıları sadece belirli bir tip grip virüsüne karşı ve üstelik de geçici bir süre bağışıklık sağlıyor. Bunun için de her sene tekrar aşı olmak gerekiyor. ÜÇ: Grip gibi hastalıklar insanların sağlıklarının kıymetini bilmeleri bakımından da faydalı olabilir. DÖRT: Üstelik grip olunca öğrenciyseniz okulu kırmak, çalışıyorsanız en azından birkaç gün işe gitmemek için de bulunmaz bir fırsat ortaya çıkıyor. Sizin de ‘Daha ne olsun’ dediğinizi duyar gibiyim.
Geçen hafta The Lancet Infectious Diseases isimli dergide Hollandalı virologların yayınladıkları bir araştırmanın bu görüşümü desteklediğini görerek çok mutlu oldum.
Araştırmacılar üç grup fare üzerinde çalışmışlar. Birinci grupta daha önce H3N2 grip virüsü ile hasta edilen, ikinci grupta H3N2 grip virüsü ile aşılanan ve üçüncü grupta da H3N2 ile ne aşı olan ne de hastalık geçiren fareler varmış. Bu üç gruptaki fareyi öldürücü dozda H5N1 tipi kuş gribi virüslerine maruz bırakmışlar.
Sonuçta, daha önce H3N2 ile grip geçiren farelerin kuş gribini atlattıklarını, ama hem aşı olmuş olan farelerin ve hem de aşı olmamış ve grip geçirmemiş olan farelerin öldüklerini görmüşler.
Araştırmacıların bundan çıkardıkları netice şu: Grip hastalığı geçirmek o canlıyı sadece o grip virüsüne karşı değil başka grip virüslere karşı da dirençli kılarken, belirli bir grip virüsüne karşı yapılan aşı diğer grip virüslerine karşı etkin koruyuculuk sağlayamıyor.
Araştırmada dördüncü grup daha var. Bu grupta, gribe karşı aşılandıktan sonra aynı virüsle grip geçirmeleri sağlanan ve daha sonra da kuş gribi virüslerine maruz bırakılan fareler bulunuyormuş. Bu fareler de kurtarılamamış.
Bu sonucun yorumu çok daha ilginç: Grip aşısı olmak farelerin grip enfeksiyonu ile etkili bağışıklık kazanmalarını da önleyebilir.
İNSANLARDAKİ DURUM
Bu araştırmanın insanlar için de geçerli olduğunu var sayarsak ortaya şu sonuçlar çıkıyor:
BİR: Grip aşısı olmak insanlarda da vücudun grip virüslerine karşı etkili ve kalıcı bir bağışıklık oluşturmasına fırsat vermeyebilir.
İKİ: Henüz hiç grip virüsü ile hastalanmamış bir çocuğa grip aşısı yapılması, grip hastalığının etkin ve kalıcı bir bağışıklık oluşturmasını engelleyebilir.
Tabii ki sadece farelerde yapılan bir deneyin sonuçlarına dayanarak grip aşılarının insanlardaki etkileri hakkında kesin bir hükme varmak doğru değil. Ancak, domuz gribi salgınında grip aşısı yapılan çocukların, daha önce hiç değilse bir defa grip geçirmiş ama hiç grip aşısı olmamış çocuklara göre daha çok hastalandıkları ve daha ağır hastalık geçirdikleri gösterilebilirse bu iddia doğrulanmış olacak.
Gene bu araştırmaya göre, virüste öldürücü bir mutasyon olması halinde domuz gribi geçirenlerin, H1N1 aşısı olanlara göre daha şanslı olmaları bekleniyor.
Bu pandemide 1957 senesinden önce doğanların domuz gribine dirençli olmaları da bu kişilerin daha önce H1N1’ e benzer özelliklere sahip bir grip virüsü ile hastalık geçirmiş olmaları ile açıklanıyor.
GRİP HASTALIĞI AŞIYA GÖRE NEDEN DAHA KORUYUCU?
Araştırmacılar bunu gerçek bir grip virüsü ile geçirilen enfeksiyonun sağladığı bağışıklık daha etkili ve daha uzun süreli olmasına bağlıyorlar. Ayrıntıları henüz tam olarak bilinmeyen bu olayda antikorlardan çok T-hücrelerinin (hücresel bağışıklık) rollerinin olduğu düşünülüyor. Bu hücrelerin virüsün yüzeyindeki antijenlere değil gövdesindeki antijenlere karşı bağışıklık yarattığı tahmin ediliyor. Oysa aşıların sağladıkları bağışıklık virüslerin yüzeyinde bulunan ve yapıları sürekli değişen H ve N antijenlerine karşı oluşuyor.
GELELİM NETİCEYE
Araştırmayı yapan R. Bodewes, gribin atlatılmasından sonra vücudun bağışıklık sisteminin çok daha fazla geliştiğini, bunun özellikle çocuklarda gelecekleri için faydalı olabileceğini belirtiyor ve bu sebeple sağlıklı çocuklara aşı yapılmasının ne kadar doğru olacağının çok iyi düşünülmesi gerektiğini söylüyor.
Hocam bir hastalığın geçirilmesinin bağışıklığı daha güçledirdiği aşikardır. Hatta bağışıklığımızın güçlenmesi için özellikle çocuklarda ateşli bir hastalık olduğunda antibiyotik kullanımını elimizden geldiği kadar geciktirme tarafıyım.
Ancak yukarıda ifade ettiğiniz konuda eksik olan bir taraf var. Şu andaki pandemide yayılan H1N1 virüsü ile ölenlerin azımsanmayacak bir kısmı 50 yaş altı ve herhangi sistemik bir hastalığı olmayanlar. Bu durumda beni öldürmeyen İnfluenza güçlendirir tarzı bir bekletiye mi girelim?
Hadi biz virüsü yenebilecek kadar güçlüyüz diyelim, bizden sevdiklerimize bulaşan hastalığın sevdiklerimizin kaybına dayanabilecekmiyiz.
Unutmamak gerekiyor ki virüs herhangi bir şikayete neden olmadan önce bulaştırıcılığı başlıyor. Yani biz grip olduğumuzu anladığımızda çoktan yakınlarımıza ve sevdiklerimize bulaşmış oluyor.
Ben de mevsimsel grip aşısı olmuyorum ve şükür çok sıkıntı çekmedim. Ancak bu pandemi biraz farklı. Saygılarımla.
Aralık 15th, 2009 at 18:19