Grip Aşısı Dediğin Böyle Olmalı
Endüstri, 60 seneden beri bir aşıda olması gereken temel hususiyetlerin hiçbiri bulunmayan bir iğneyi ‘grip aşısı’ diye tüm dünyaya yutturmaya devam ediyor.
Grip aşısı reklâmcıları da mutlaka herkes yaptırsın, yüzde 100 etkili diye endüstriye destek oluyor.
Aşılama tıbbın mikrobik hastalıklara karşı savaşta en önemli silahıdır.
Bazı bulaşıcı hastalıkların (çiçek, çocuk felci gibi) kökü aşılar sayesinde kazınmıştır.
Birçok hastalık aşılar sayesinde ileri derecede azalmıştır.
Aşı, bir veya bazı durumlarda birkaç kere yapıldığında o kişiyi o mikrobun tüm türlerinin yaptığı hastalıklara karşı ömür boyu veya en azından senelerce koruyan bir uygulamadır.
Grip aşısının bu tarifle uyumlu hiçbir tarafı yoktur.
Her sene yapılması gereken…
Koruyuculuğu sağlıklı ve genç insanlarda bile yüzde 60’ ın altında olan ama asıl gripten korunması gereken insanlardaki etkinliği çok daha düşük ve belki de hiç olmayan…
Etkili olabilmesi için aşıdakilerle hastalık yapan virüslerin tıpatıp aynı olması icap eden…
Bir pandemi çıktığında bırakın kısmen koruyucu olmayı aşı olanları daha ağır hastalık tablolarına maruz bırakabilen (Kanada fenomeni)… bir iğneye aşı demek mümkün değil.
Oysa insanları bir veya belki birkaç defa aşılama ile öyle H’ sine N’ sine bakmaksızın tüm grip virüslerine karşı ömür boyu koruyacak bir aşı hazırlanması teorik olarak mümkün ve bunun örnekleri de var.
Grip virüslerinin nükleoprotein (NP) ve matriks 1(M1) proteinlerinden hazırlanan ve sitotoksik T-hücreleri aracılığıyla etki eden aşılarla tüm A tipi virüslere karşı koruma sağlanabileceği gösterildi (1).
Gerçek yeni grip aşısı budur!
CureVac isimli bir ilaç firması ve Friedrich-Loefler-Institute tarafından yapılan ve Nature Biotechnology isimli dergide online olarak yayınlanan çalışmada da mRNA aşılarıyla çeşitli hayvan modellerinde A tipi grip virüslerine karşı dengeli, uzun süreli ve koruyucu nitelikte bağışıklık sağlanabileceği bildirildi (2).
Bu aşı, birçok antijeni hedef alıyor ve hem B hem de T-hücreleri vasıtasıyla koruyuculuk sağlıyor.
Bu antijenler arasında hayli iyi korunmuş nükleoproteinin de olması aşının tüm A virüslerine karşı etkili olacağını gösteriyor.
Bağışıklık cevabının çok genç ve çok yaşlı farelerde iyi olması, aşının kolay üretimi ve sıcaktan etkilenmemesi de çok önemli özelliklerinden.
CureVac İcra Kurulu Başkanı Ingmar Hoerr şunları söylüyor (3):
“Friedrich-Loeffler Enstitüsünden meslekdaşlarımızla yaptığımız çok verimli çalışmaların bulgu ve sonuçları mRNA’ nın kanser immünoterapisi dışında enfeksiyonları önleyen aşıların da geliştirilmesine yol açtı.
Bu aşıların sentetik olmaları dolayısıyla birkaç haftada bol miktarda üretilebilmeleri bir pandemi durumunda aşının kısa zamanda hazırlanabilmesine imkân sağlıyor.
mRNA aşılarının oda ısısında muhafaza edilebilmeleri de diğer aşıların tümü için gereken soğuk-zincir uygulamasına gerek bırakmıyor; bu da aşının tüm dünyaya dağıtımını kolaylaştırıyor”.
mRNA aşıları nasıl etki ediyor?
Kısaca mRNA olarak bilinen messenger RNA zerk edildiğinde bağışıklık sistemi hücreleri tarafından alınıyor ve protein sentezi gerçekleşiyor.
Bu proteinler vücut tarafından yabancı olarak tanınıyor ve bir bağışıklık cevabı ortaya çıkıyor.
Bağışıklık sistemi daha sonra virüsle karşılaştığında proteinleri tanıyor ve virüsle mücadelesi mümkün oluyor.
Grip virüslerini kodlayan DNA’ dan üretilen benzer aşılar da yapıldı fakat bunların insan DNA’ sına girebileceği ve gen düzenini bozacağı endişesiyle onay almaları mümkün görünmüyor.
Genomun bir parçası olamayacağı için mRNA için böyle bir tehlike mevzubahis değil.
mRNA’ nın kanda kısa zamanda parçalanması meselesi de protamin adı verilen ve mRNA’ ya bağlanarak onu koruyan bir proteinle halledilmiş.
Hücresel bağışıklık da sağlıyor
mRNA aşıları, sadece antikor yapımına yol açarak değil hücresel bağışıklığı uyararak da etkili oluyor.
Bu sayede öldürücü T-hücreleri aktive edilerek mikropların parçalanması mümkün oluyor.
Sadece proteinlerden hazırlanan aşılarda hücresel bağışıklık gelişmiyor.
Hücresel ve antikorlarla birlikte sağlanan bağışıklık enfeksiyonu daha çabuk iyileştiriyor ve gribe karşı uzun süreli koruma sağlanıyor; çünkü hücresel bağışıklık antijenik yapı değişikliğine uğradıkları için antikorlarla sağlanan bağışıklıktan etkilenmeyen virüsleri tanımaya devam ediyor.
Gerçek mânâda evrensel bir grip aşısı tüm grip virüslerinde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sağlamalıdır.
Bu araştırmada da sıradan bir grip virüsüne ait olan proteine karşı sentez edilen mRNA ile sadece o virüse değil başka tür grip virüslerine (mesela H5N1) karşı da korunma sağlanmış oluyor.
Böylece çocukluk çağında yapılacak tek bir mRNA aşısı ile tüm grip virüslerinin yapacakları hastalıklardan ömür boyu korunmak mümkün olacak.
Gelelim neticeye
Sağlıklı bir insana bile 80 defa yapılması icap eden, koruyuculuğu şansa kalmış, etkili olsa bile geçici olan iğnelere aşı demek, bunları mükemmel aşılar olarak tanıtmak, herkese yaptırılmasını tavsiye etmek fakat kusurlarını halktan gizlemek modern tıbbın en büyük ayıplarından biridir.
mRNA aşıları tıpta büyük bir devrim yaratabilecek yeni bir yöntemin ürünüdür. Bu aşılarla sadece bakteri ve virüslere değil kanserlere karşı da aşı geliştirmek mümkün olabilecektir.
Bu aşının yaygın olarak kullanılabilmesi için tabii ki henüz çok erken; etkinlik ve emniyetinin belirlenmesi için daha pek çok çalışmaya ve zamana ihtiyaç var.
KAYNAK
1. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3369564/
2 http://www.nature.com/nbt/journal/vaop/ncurrent/full/nbt.2436.html
3. http://www.newscientist.com/article/dn22529-new-vaccine-may-give-lifelong-protection-from-flu.html