Göz Yaşartan Mucize
“Acaba severek yediklerimizin bize ne kadar faydalı olduğunu biliyor muyuz?” Mesela damak tadı olan, soğanı ele alalım;
Eski çağlardan beri, yaklaşık 6000 yıldır soğanın ekildiğini biliyor muydunuz? Alternatif tıpta antibiyotik değeri olduğundan dolayı bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmış ve kullanılmaktadır. Ayrıca sofralarımızın olmazsa olmazlarımızdandır soğan.
Kuru soğanı doğradığımız da gözümüzün yandığını hatta yaşların aktığını biliriz. Ancak soğanın içinde bulunan “sülfürik asitin” buna neden olduğunu çoğumuz bilmeyiz. Sarı ve beyaz soğan da sağlığa çok faydalıdır. Kokusu ağır olsa da gidermesi kolaydır. Kahve çiğnenmeli, elma ya da bal yenilmelidir. Soğan şifa dostudur, onlarca derde devadır.
Bilhassa halk arasında mor soğan suyunun tansiyon, şeker ve kalp hastalığına iyi geldiği bilinir. Ayrıca bağırsak parazitlerini temizlemek için aç karnına yemeklerden önce bir tatlı kaşığı soğan suyu içilmelidir.
Bir ipucu daha; soğanın kükürdü, cildin tazeliğini korumaya yardım ettiği gibi saçların kuvvetlenip ve çoğalmasında da etkisi vardır.
Soğanı çok tüketelim, salatalarda bolca kullanalım. Zaten yaşamımızda dört mevsim salata çeşitleri bulmak zor değil. Soğanı nereye eksek, bereketli toprağımız daha fazlasını bize geri veriyor. Zaten kendileri arsız bir bitkidir. Yer yurt seçmez öyle.
Eğlenceli tarafı da var. yumurta satıcılarına dikkat ettiyseniz onların kullandığı en güzel ve en doğal boyadır soğan.
Suyun içine 4–5 yaprak soğan kabuğu atalım yumurtalarla biraz kaynatalım. Yumurtalar haşlanınca bir kaba alalım renk farkını göreceğiz.
Bazen yumurtanın bu hali, sofralarımıza farklılık katmalı diye düşünürüm ben. Hatta yumurta tokuşturucularının eğlenceli keyfidir. Kıpkırmızı olarak tezgâhlarında görünür. Bu güzel görüntüyü istersek bizlerde yapabiliriz.
Günümüzde betonlaşmış yaşamda, toprak bulup herhangi bir bitkiyi ekmek zor; ama ben seyretmekten keyif aldığımdan soğanı saksılara ekiyorum, arada yapraklarından koparıp kullanıyorum. Vergisiz ve katma değeri yok, dükkân kirası yok.
Emek başka tat veriyor insana. Soğanın faydaları saymakla bitmez, öğrenmek de yetmez. Bol bol tüketelim ama ağzımıza karanfil atmayı da unutmayalım.
Tabii her zaman doktorumuzdan yardım almalıyız.
Bu yazımızda sağlıktan, soğandan notlar paylaştık.Şifa olması dileğimle Mor köşeden sevgimle efendim.
Bu faydalı bilgileri bizimle paylaştığınız için kaleminize sağlık Aynur Hanım... çevremdeki insanlara da aktaracağım bu gerekli bilgileri.
Ağustos 25th, 2010 at 10:12Sevgili Aynur canım bana çocukluk günlerimi anımsattın. Annemle didişitiğim günleri. Soğanla oldum olası barışamamıştım. Ta ki ben de anne oluncaya dek. Oğlum olduktan sonra onu en iyi besinlerle büyütebilmeyi arzuladığımda soğanla barıştım.
Ağustos 25th, 2010 at 13:12Yazını beğeniyle okudum. Bizlerle paylaştığın için teşekkür ediyorum.
Sevgi ve selamlarımla.