Görmek Yerine Bakarsanız, Önyargısız Okursanız Bir Şey Kaybetmezsiniz…
Önyargılarına esir düşenlere… Türkçe konuştuğu halde okumayanlara, okuduğunu anlamayan kadim topraklarımızın kadim insanlarına…
Vatanını herkesten çok seven ve bunun için ölmeye hazır olan, vatanını da soymaya gelince herkesten önce hazır olan ülkemin güzel insanları…
Ötekinin eksikiliğinde yanlışlığında hakaret için sıraya giren yutkunmayan, kendisinden olanın yanlışlığında ise mazeret üretmek ve kollamak için yarışa girenler, sansürüz hakaret eden insanlarım…
Nede olsa “devletin malı deniz yemeyen domuz” atasözünü şiar yapmış, kadim toprakların kadim insanlarının yaşadığı vatanım…
Türkçeyi 300 kelime ile konuşan ve derdini anlatan kadim toprakların vatanseverliği kimseye bırakmayan, Türkçeyi konuştuğu gibi bile yazamayan, yazdığı gibi konuşamayan, yazılanı anlamayan önyargılı insanlarım…
Fark etmiyor okumuş yada okumamış olmanız…
Gördüğüne bakmayan, baktığını da anlamayan güzel insanlarım…
Sakına kendimi kadim toprakların kadim insanlarından ayırdığımı zannetmeyin…
Hepimiz birbirimize benziyoruz.
****
Önceki akşam, her akşam istinasız tavla maçı yaptığımız, bir akşam birbirimizi görmez isek eksiklik hissetiğimiz sevgili arkadaşım Cemallettin
Aras ile yine iddialı tavla maçlarından birini yaptık.
Üç gecedir üst üste perişan(!) ederek yeniyorum.
Yenilen o gecenin tüm hesaplarını karşılıyor…
Hayata akılacak, işkembeciye gidilecek ve gecenin yarısından sonra herkes evine…
Arabasını, bilmem nesini paylaşmayı görgüsüzlük sayarım…
Gecenin 01.30’u… Cemallettin’in arabasıyla gitmeye karar veriyoruz.
Arabanın yanına gelince Cemallettin, bagajdan fotoğraf makinesini çıkartarak, “Bu fotoğraf makinesinden gazetenizde yoktur” diyerek pozumu da ayarlayarak fotoğraflarımı çekmeye başlıyor. Bittikten sonra soruyorum, “Cemallettin fotoğralarımı alabiliyormusun, facede paylaşayayım.”
Yanıt olumsuz olunca, cep telefonumda şarjım bittiği için kendi telefonu ile çekmesini istiyorum. Ve fotoğraflarımı çekiyor.
Watsapp’dan gönderiyor ve facede paylaşıyorum.
****
“Yeni arabam(!) gecenin 02’si… Hayat akıyor ve bende hayata…” diyerek paylaştığım fotoğrafa gecenin yarısından sonra onlarca yorum ve 200’e yakın beğeni geliyor.
Yeni araba aldığımı için kutlayanlar, kaza bela gelmesin diye temennilerini söyleyenler, sakalsız halimle arabanın uyuştuğunu belirtenler, kısaca tebrik eden arkadaşlar ve dostlar…
Halbuki paylaşımın hemen altında arabayı “tavladan kazandım! Cemo’nun arabası” diye not düşmüşüm..
Gören ama bakmayan… Baktığını anlamayan…
Önyargılarımız…
Parantez içersinde ünlem işaretinin ne anlama geldiğini bile bilmeyen, “Türkçe konuş, Türkçe yaz, Türkçe tabelalar as” diye kampanya başlatabilecek insanlarımız…
****
Anlayacağınız bir arkadaşımın arabasının önünde fotoğraf çektirmiştim. Ayrıca yeni araba alsam onun fotoğrafını paylaşmayı görgüsüzlük sayacak biri olduğumu bile bilmeyen beni yakından tanıdığını zannetiğim dostlarım…
Elinize yüzünüze bulaştırmamışsanız, yapamamışsınız…
Aynı olay Silivri’de Kültür Merkezi için ayrılan arsanın Emniyet Müdürlüğü binası için İçişleri Bakanlığı’na devredilmesi haberinde yaşanan önyargılar gibi.
Haberimiz o kadar açıktı ki…
“3 Belediye Başkanı 2 protokol yaptı ama 12 yılda 1 kültür merkezi yapamadı. ELİNE YÜZÜNE BULAŞTIRDILAR”
Gazetemizin baş sayfasını paylaşarak, beş yıl belediye başkanlığı yapan Hüseyin Turan Facebook’dan bizi kınıyordu.
Bir yığın haberi okuyamayan, ne yazdığımızı bilmeyenler bile konu hakkında yorum yapıyorlardı. Amaç Hüseyin Turan’a yapılan sözde haksızlıktan dolayı yanında olduğunu anlatmak, şirin gözükmek…
A benim trollerim söylenen çok basit.
Üç belediye başkanı 27 yıl görev yapmışlar. İki dönemdir seçilen Işıklar’da hala görevde…
Üç başkan toplam 27 yıl, bir tane Kültür Merkezi Silivri’ye kazandırmamışlar.
Bilmem kaç tane protokol yapılmış, hazineden Kültür Merkezi için arsa tahsisi yapılmış sözleşmenin süresinde yapılmadığı için arsa geri alınarak içişleri bakanlığına tahsis edilmiş ve yeni emniyet müdürlüğü binası yapılması için start verilmiş.
Tüm mesele bu…
Ancak ne gazeteciliğimizi bırakmışlar ne vicdansızlığımızı, ne haksızlığımızı vede yazdığımızı bilmemekle suçlamışlar…
Ve tabi bizide Özcan Işıklar’ın yandaş medyası olduğumuzu ilan edivermişler…
****
Objektiflikten uzak, okumasını bilmeyen, okuduğunu anlamayan, anlasada “yalakalık yapacam” diye yağdanlık olan, önyargısından dolayı okuma zahmetinde bile bulunmayan vatanımın güzel insanları…
Vatanı için tereddütsüz ölüme gidecek olan ama “neden” sorusunu sormayacak kadim toprakların kadim insanları…
Birkaç dakikanızı alır…
Okuyun bir şey kaybetmezsiniz…
Birkaç dakikanızı alır görmekle yetinmeyin bakında…
Bakın ama birazcık da kafa yorun…
Olmaz mı?
****
Silivri’nin 27 yılında yapılamayan kültür merkezini merak etmiyormusunuz?
Haberimiz sadece Kültür Merkezi ile ilgili fark etmiyormusunuz?
Adliye yapan, belediye binası yapan, kaymakamlık binasını yenileyen, bilmem neleri yapanlar neden Kültür Merkezi yapmamışlar?
Soru bu…
Ne Değirmenci, ne Turan nede Işıklar…
Maliye Bakanlığı tarafından arsa tahsisi yapılmış ise kültür merkezi diye, sonra da o arsa geri alınmışsa belediyeden, söylenen şu: Neden zamanında Kültür Merkezini yapmadınızzzzzz?
Dert çok, mazerette…
Son söz: Yaptığımız manşet haberle ilgili; Degirmenci gazetemize, Turan, faceden açıklama yapar, Işıklar’da candaş medyasına… Beyler haberi biz yaptık, biz… Mazeretlerinizi yiyeyim sizin…
Son soru: Yandaşlar ve candaşlar… Yaranmak için sıraya girenler… Kimseyi suçlamadan soruma yanıt verin: Silivri’nin neden Kültür Merkezi yok? Tahsis edilen arsa neden geri alındı? Hemen yanıbaşınızda sizden küçük olan Çatalca’nın Kültür Merkezi var. Bilmiyorsunuz değil mi?