content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

07 Eyl

Görev Ehil Olmayana Verildi mi Kıyameti Bekle.!

Saygıdeğer ülke ve Ünye kamuoyu, insanlığın ve insanların en önemli sorunu en büyük derdi ve baş belası CEHALETTİR…!!!
İnsanın cehaletten kurtularak insanca yaşam sürmesinin ilk ve tek yolu, devlet tarafından fakir zengin diye ayrım yapmadan, yapılmadan herkese eşit oranda eğitim alma hakkı tanımasıdır. Her vatandaşına, dil, din, ırk ve renk ayrımı yapmaksızın adil bir şekilde eğitim hakkı tanımak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasının güvencesi ve sorumluluğundadır.
Ancak uzun süredir üzerinde oynandığı halde bu kadar gün yüzüne çıkmamış veya çıkarılmamış olan milli eğitimdeki adam kayırmacılığın ayyuka çıktığı günümüzde konuyla ilgililerimizin dibi görülmeyen göle dalmaları öğretmenler kadar veliler ve öğrencileri de kara-kara düşündürmektedir.

Çünkü okullar haftaya açılıyor. Acaba en değerli varlıklarımızın “çocuklarımızın” sekiz aylık maratonda geleceğe hazırlanacakları okullarımız ne durumda?
Son günlerde duymak bir yana üzücü olayın muhataplarından bire bir dinlediklerimize göre yapılan haksızlıklar akıl sınırlarını zorlayacak boyutlarda. Taşlar yerinden oynamış adeta, milli eğitim camiası birbirine düşmüş durumda. Okullarda benim sendikamdan, benim tarafımdasın, yandaşsın, karşıtsın, hükümetin adamısın gibi 1980 öncesi yaşanan olumsuzlukların sanki yeniden tohumları atılmış gibi..!!
1980 öncesi cümlesine özellikle dikkat çekmek istiyorum saygıdeğer kamuoyu ve okurlar. Yıllardır birbiri ile uyum içinde çalışan öğretmenlerimiz şu anda akıllara zarar söylemler içindeler.

Peki onları birbirine karşı böylesine olumsuz söylemlere düşüren nedir?
Milli Eğitimde bir devir maalesef artık kapanmıştır. Bundan sonra milli eğitimde bir koltuğa sahip olmanın yolu sadece iktidarın yöneticilerine boyun eğip yağcılık yapmaktır.
Güya yapılan “sözde” değerlendirmede okuldan dört öğretmenin, okul aile birliği başkanı ve yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanının verdiği oylar etkili oldu mu?
Yukarıda saydığımız bu yedi kişinin verdiği toplam puan 40 tır. Nisan 2014’de ilçede atanan iki tane şube müdürü ile ilçe müdürünün topla puanı da 60. Yeterli puanı alamayan müdürlerimiz bu yedi paydaşından tam puanları aldılar. Ancak “ne hikmetse?” geleli bir ay veya iki ay olan şube müdürlerinden yeterli puanı alamamışlardır. Acaba ilçeden yapılan puanlamada haktan hakkaniyetten bahsedebilir miyiz?
Bir veya iki aylık çalışma süresi olan şube müdürlerinin değerlendirmede bulunması abesle iştigaldir. Yıllarını Ünye’de eğitime hizmetle geçiren müdürlerimize hakarettir. Üstelik bu şube müdürlerinin atanmasında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle Danıştay’ca atamaları iptal edilmiştir.

Ülke genlinde durum Ünye gibimidir yaşayanların ve muhatap olanların dışındakiler bilmeyebilirler.Çünkü bizim insanımızın büyük bir kesiminde de başa hal gelmeyince beni sokmayan yılan bin yaşasın düşüncesi hakim olduğundan iş başa gelinceye dek hayat normal gibi sürer gider!Gün gelip devran döndüğünde yılan beni de soktu dediğin iş işten ülke ve Ünye misali çoktan geçmiş olur.İşte o an gelmiş ve çatmıştır.! Şu an Ünye’de eğitime yön verme işi “usulsüz atanan kişiler ”in ellerine bırakılmıştır. Usulsüz atanan bu kişiler ile malum bir sendikanın sözcülüğü görevini yapan ilçe müdürü birlikte Ünye’de eğitimi kaosa ve kavgaya götürecek iş ve işlemler yapmıştır.

Ordu meb’in internet sayfasında 75 puan alamayan müdürlerimize şöyle bir bakınca bir gazeteci olarak yıllarca takip ettiğim projelerini başarılarını yazdığım okul müdürlerini görememek; değerlendirmenin başarıyı ve çalışmayı ölçmek için değil, insan ayrımı yaparak, bizden olmayanı ötelemek dışlamak için yapıldığını göstermiştir.

Muhtar olduğum dönemlerde de birlikte çalıştığım eski Cumhuriyet Okulu müdürü Osman Güngör var mesela. Cumhuriyet kenarda kalmış beğenilmeyen bir okulken Osman Güngör’ün çaba ve gayretleriyle Ünye’nin en tercih edilen okulu haline getirmişti. İnsanları ayrıştırma ile görevli ilçe milli eğitim yönetiminin Osman Güngör’ü yetersiz görmesinin sebebi neydi? Hadi o günler eskidendi biz bugüne bakalım derseniz; 2014 TEOG Ünye birincisi olan okulumuz Anafarta’dır. Ama Anafarta’nın müdürü Fazlı Yüksel de yetersiz görülmüştür.

Ünye’ye altmışa yakın Avrupalı öğretmeni ve öğrenciyi getirerek uluslararası seminer ve incelemeleri yapan, kenarda unutulmuş olan Nuriye okulunu Avrupa’ya taşıyan öğrenci ve öğretmenlerini Avrupa’ya götürerek diğer okullarımıza yol gösteren Nuriye Okulu müdürü Cumhur Öztürk’ ü yetersiz görmeyi nasıl açıklayabiliriz? İnsanın aklı ermiyor.

Ünye’nin Çınarsuyu mevkiinde Ünye Orman işletme müdürlüğüne ait olup İLKSAN tarafından kiralanarak Ünye ye farklı bir turistik tesisi olarak kazandırılmış sosyal tesisi bilenler bilir. Bu tesis yıllarca atıl bir vaziyette Ünye’nin utancıyken; Çınarsuyunu Ünye’lilere ve öğretmenlerimize sosyal tesis olarak kazandıran Fevzi Çakmak okulu müdürü Eyüp Kadir Çaloğlu’da maalesef yetersiz görülmüş. Geçen sene basketbol Türkiye finallerinde iki takımla mücadele eden tek okuldu. Ulusal basına kadar ulaşan sayısız benchmarking projelerini ben yazdım. Ama maalesef “nedense?” yetersiz bulunmuştur.

Şimdi bu kadarı bile eğitimde yapılan yıkımın boyutlarını ortaya koymaya yetiyor. Bu açık seçik adam kayırmadır, iltimastır, adaletsizliktir ve ahlaksızlıktır. İnsafsızca yandaş ordusu kurmaktır. Peki, bu işin sonu nereye gidecek? 1980 öncesi gibi okullarımız maalesef yandaşlar ve karşıtları olarak ayrılmış durumda. Kaosa sürüklenmiş olan okullarımızda biz veliler çocuklarımızı bu kaosa mı göndereceğiz? Çalışma barışını ve adaleti sağlamakla görevli ilçe yöneticileri yapması gerekenin tam tersini yapmıştır. Ayrımcılığın ve fitnenin fitilini çekmiştir. Çalışma barışını yerle bir etmişlerdir.

Bütün bu yapılanlar dinimizce de lanetlenmiş ve haram kılınmıştır. Kalbinde Allah sevgisi taşıyan gerçek Müslümanlar, samimi Müslümanlar bilirler bu olaylara ışık tutacak Hadis-i şerif’te var.
“Bir toplantıda Hz. Muhammet SAV. Etrafındaki sahabilerle fikir alışverişi yapıp bir şeyler anlatıyordu. Bu sırada bir bedevi gelip sordu;
-Kıyamet ne zaman kopacak?
Peygamber Efendimiz bir tepki vermedi. “Kimi duymadı, kimi duydu ama soru hoşuna gitmedi” diye düşündü.
Peygamberimiz sözünü bitirdiğinde;
-O kıyameti soran Bedevi nerede? dedi.

Bedevi’nin ben buradayım sözü üzerine Hz. Peygamber,
-Emanet zayi edildi mi kıyameti bekle. dedi.
Bedevi “Emanet nasıl zayi olur” diye sordu.
Hz Peygamber,
-İş ehil olmayana verildi mi kıyameti bekle. Buyurdu.” İmanı bırakıp birilerine maşalık yapanlar, uşaklık yapanlar maalesef dinimizin gereklerini de unutmuşlardır.
Yapılan ahlaksızlığın hak yiyiciliğin bir diğer boyutu da 75 puan üstü alanlara puan verilirken yapılan savrukluktur. 98,99 veya 100 alan müdürler var. Ek1 değerlendirme formuna bakınca bir kişinin 98, 99 veya 100 alabilmesi için yapması gereken bazı olağanüstü çalışmalar var..

“Eğitim yönetimi ve denetimi alanında bilimsel çalışma ve makalesi vardır”, “Üniversitelerle işbirliği yaparak kurumun kalitesini artırır”,” Kurumun ulusal ve uluslararası yarışmalara katılımını sağlar”,” Yayınlanmış basılmış kitabı vardır” gibi maddeler var. Şimdi bu insanlara tam puan verirken bu çalışmaların olmadığını bile-bile puan vermek haram değil midir?
Burnuma feci şekilde kötü kokular geliyor, adeta lağım kokuyor sevgili okurlarım.

Türkiye askeri darbeler gördü, insanlar haksız yere işlerinden oldu, hapislere girdi. 28 Şubatlar gördü ayrımcılığa uğradı. Ama Cumhuriyet tarihinde böylesine kıyım ve haram görülmedi. 16 bin müdürden 8 bini görevden alındı.(bakanının ifadesi) Kıyımın sonu da yok. Sırada müdür yardımcılıklarında da aynı yandaş ayrımı var. Şu an 8 bin olan sayının müdür yardımcıları ile beraber 20 bini bulması bekleniyor. 20 bin insan 20 bin aile, çoluk çocuk gerisini siz düşünün..!
Hey hak, kendini bilmez beceriksiz ve ahlaktan nasibini almamış bu basiretsiz kişiler eğitimde kavganın kaosun fitilini ateşlemiştir. Bu kaosun içerisine çocuklarımızı göndereceğiz. Kısır çekişmelerle gelinen bu noktada durum daha da kötüye gitmektedir. Ahlak, hak, hukuk tanımayanlar gün gelecek ahlaka, hakka ve hukuka kendileri ihtiyaç duyacaklardır. Bundan zerre kadar kuşkumuz yoktur, siz mağdur edilenlerinde olmasın.

75 puan barajını geçen 22 okul müdürünün 17 tanesi hükümete yakın insanların oluşturduğu sendika üyesi olmaları bile sadece yanlı ve taraflı değil de ya nedir? Gözlerini yandaş ordu kurma hırsı bürümüşlerle, yapılan haksızlığa karşı gözlerini kin bürümüş eğitimcilerin kavgası cehaleti ortadan kaldırarak kendinden emin insanlardan oluşan bilgili ve bilinçli bir toplum oluşturmada tartışma kaldırmaz eğitimde kaosu getirecektir. Bundan kim sorumluysa onu önce Allah’a sonra hukuka havale ediyorum diyor, saygılar sunuyorum.

Ahmet Yenin
Görev Ehil Olmayana Verildi mi Kıyameti Bekle.!

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank