Gönül! Senin Evin Nere?
“Gönül” kelimesi ilginç bir kelime. Şu açıdan ilginç bir kelime: gönül, herkeste var fakat neden bir erkeğe konulmaz bu isim? Basit bir soru, basit bir olay fakat tuhafsadım. Orta okul yıllarımdan hatırlıyorum, birkaç kişi benim ismimin kız ismi olduğunu söyleyip gülmüşlerdi, yer yer ve zaman zaman daha sonra da devam etmişlerdi söylemlerine. “Umut” erkek ismiymiş, “Ümit” kadın ismiymiş.
Kelimelerin öz anlamlarından çok, etrafta algılanan şekliyle öğrenilmesi, varsayı denen ve öncesinde önyargı olarak da oluşan ilginç bir mekanizma. Birine Gönül bey diye seslenmek için sabırsızlanıyorum.
Mizah dergilerinin birinde “Gönül Adamı” adlı bir karakter var. Leman dergisinde. Okuyanlar bilir. Bilmeyenler ise zaten “Gönül adamı” denilince ne anlama geldiğini bilirler. Herkesin gönlü vardır fakat “Gönül Adamı” her olaya herkesten farklı yaklaşır; kırıcı değildir, incelikli yönleri yakalar ve onları yaşar da. Yeri gelir bir hamamböceğine bile merhamet eder; ona tembihlerde bulunur. Yolda yürürken herkesten çok kuşları görür… gibi pek çok özellikleri vardır. “Gönül adamı” herkeste olan ortak bir şeye hitap eder; onlara hatırlatır da unuttukları şeyleri, kimsenin kötü diyemeyeceği şeyleri hatırlatır.
Gönül adamı, ifade itibarıyla, sanki Gönül denen köşke gider oturur diye de bir hayal canlanır bizde. Yani Gönül ayrı bir yerdir, bir köşktür, oraya mümkün olduğunca çok gider adam ve o köşkün adamı, Gönülün adamı olur.
Esas vurgu, oranın, o gönülün ortak kullanımlı bir yer olduğunadır aslında. Dolayısıyla, gönül mekanı aslında komünisttir. Bencillik, hırs, “kin-gesevet” onun düşmanıdırlar.
Zihnin erkekleşmesi veya zihnin kadınlaşması da gönül kelimesinin anlamından uzaklaşmasıyla olur. Alışkanlık haline gelen isim vermeler, örneğin gönül kelimesinin sürekli kızlara verilmesi, gönül’ü namahrem bir yer haline getirince, erkek zihninin gönül kelimesini erkekleştirmesi de kaçınılmaz oluyor. Gönül kelimesi anlamından sapa sapa artık erkeklerce konuşulmaz bir kelime haline geliyor. Ondan konuşmak.. veya cümle içinde konuşmak erkekliğe helal getiren bir olay gibi anlaşılıyor.
Bazı kelimeler anahtardır. “Gönül” kelimesi gibi. Anahtar demekle şunu demek istiyorum; kelime kullanışlarımız derinliğimizin de ifadesi oluyor. “Gönül” diye seslensem toplum içinde herkes etrafta bir kız arar. Aramayanlar derindir. En azından derine meyillidir.
Alıntı bir söz (nereden aldığımı hatırlamıyorum): "İnsan, bildiği kelimeler adedince sever ve yaşar her şeyi."