content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Ara

Gönül Gözü…

İnsanoğlu olağan koşullarda gözü ile görür ama, beyni ile algılama işlemini tamamlar. Bu belirlemeyi neden yaptım, ya da sonda söyleyeceğimi başa neden aldım.

Bu benim canım böyle istiyor diye olmadı. Gözleri görenlerin ama algılama eksikliği olan o denli çok şey yaşıyoruz ki sormayın:

Neler mi? yaşıyoruz.

Hani sermayedarlar varsıllar için sınırların kalktığı dünyada ki üretim ve tüketim alanlarının, üretim ve tüketim biçimlerinin, sermayenin en fazla kar etmesi için düzenlendiği, birçok ülkenin fiili olarak işgal edildiği ama yinede kıçı küllükten kalkmayan kedi gibi hem çiğeri yiyip hem de mızıklayan

halkın elindeki kıt olanaklara da el koymak için her türlü alavere, dalavereyi çeviren uluslar ötesi sermaye, buna rağmen krizdedir. Bu durum bir göreme olgusunun beyinsel olarak geçekleştirilmediğinin somut göstergesi değil mi?

Peki, bilmemem kaç bin ton toprağı zerhirleyerek (siyanürleyerek) bilmem birkaç gram altın için güzelim doğayı ve yöre insanlarının yaşamlarını önemsememek ya da Amerikan altın tekellerinin çıkarını önemsemek hemde oyunu aldığımız halkın yaşamından çok önemsemek, başka bir görememe durumu değimi.

Ülkemizin her noktası büyük fener güneş tarafında fazlasıyla aydınlatılıp ısıtıldığı halde bu büyük enerji kaynağını görmezden gelme, yine ülkemizi her yeri püfür, püfür yellenirken bu güzel güçten neden faydalanılmaz, bu da bir diğer görmemezlik değimli, yâda biz nükleer enerji tekellerinin şunu yapın biz kazanalım dedikleri gözümüze taktıkları bize, onları görmemizi istediklerini gösteren bir gözlük mü var. Diye bir soru çengeli asılı veriyor.

Yine ülkemizin demiryolları özellikle atıl durumda tutulmuş, en ileri kapitalist ülkeler ulaşım ve taşımacılık hizmetlerini, demir yollarına aktarıp, ulaşımı tezelden en hızlı ve en çabuk taşıdığı halde. Bizim bu hizmetleri en fazla yurtdışına para ve değer aktarma yolu olarak yapıyor olmamız, üstelik bu iş için en fazla zaman ve emek israf edişimiz bir başka görememezlik durumu değimlidir.

Aslında bu görememezlik halinin o kadar çok olduğu bu gün ortaya cıkan sonuçlar üzerinden

Bakıldığında çıplak kral gibi ortadadır. Biz bütün bir halk olarak bu durumu, başta mutfağımızda, işsiz kalan komşumuzun, oğlumuzun, kızımızın, yüzünde görür ve okuruz, ya da sonucunu yaşarız. Tinerci çocuklarımızla, sokakta   yanımıza sokulup ihtiyaç var mı  ihtiyaç diye soran  insanlarımızla, başka çözüm bulamayıp inihar eden onurlu davranış yaptıklarını sananlarımızla, işsizlik ve açlık pençesinde kıvranan ne iş olsa yaparım  diyenlerimizle, karnını doyurmak için çalanlarımızla (öbürlerini yazmıyorum onlar yönetim erkleri sayesine çaldıklarını  meşrulaştırıyorlar.)  yeni artan üniversite haraçlarımızla. Umut tükeniyor. Umudu tükettirmeyin diyemiyorum yaşananlar umarsızlaştırıyor. Bir şeyi hatırlatmak gerekiyor. Halk umut etmenin yollarını bulur. Bizden söylemesi.

Bana bu yazıyı yazmamı öneren arkadaşlar fazla politik olmasın dediler. Ben de A,B partisi demeden körün gözüne parmak gibi sorunlar varken gözümün gördüğüne beynim ihanet edemedi.

Politik de yazmadım bu yazıyı bana yazdıran, kör ama gören vatandaşa sevgiyle. Kim mi bu gönül gözüyle gören. Ben onu kışlahan oteli önünde ormanlarımız talan, kıyılarımız, ülkemiz yağmalanması diye imza toplarken tanıdım. Standıma gelen ilk imzacılardan hatta satmakta olduğu tükenmez kalamlerden, masama bırakan görme özürlü ama kör olamayan geç dostuma sevgiler. Nasıl beceriyor bilemem ama bildiğim bir şey var ki deyneğini yüreği ve beyni ile kullanıyor ve beceriyor. Şimdi kör mü denir böylesine, Antalya’nın en kalabalık caddesinde kimseye dokunmadan caddede herkesin ne yaptığını bilerek yürüyen selamlaşan yaşama sevincini eksiltmeyen güzel insana. Ben bilirim pozunda dolaşan ama yukarıda saydığım işleri yapanlar varken.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank