Gölgedeki Yiğitler
Kendilerini başkalarından üstün gören, başkasının gölgesine sığınıp kendisini yiğit sananlar vardır. Maksadım insanları küçümsemek ya da hor görmek değil. Sözüm kendini aslan sanıp çakallara boğulanlaradır. Zaten insanları hor görenlerden küçüklüğümden beri nefret ederim. Konuşmaktan bile aciz olan, saygıdan sevgiden uzak, aile terbiyesinden mahrum kalmış kendini çok basit yollarla tatmin eden, kendi gerçekliğinden korkan, kendisine bile saygısı olmayan insanlaradır sözüm.
İnsanlara emek harcar değer verirsiniz, ona saygı sevgi nezaket güven takdim edersiniz, ama o tür insanlar hala insanlığın is’inden bile nasibini almamışsa onlara insan gibi insan demek gelmez içimden kusura bakmasınlar.
Makamı mevkisi ne olursa olsun yaşı, tahsili ne olursa olsun çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanlarda çoktur. Bu iki insan tipini karşılaştırdığımız zaman adına Sevgi dediğimiz kavramın kimler için geçerli olduğunu görürüz. Başka bir açıdan baktığımız da insan unsurunu sevilen ya da sevilmeyen insan diye iki sınıfa ayırmakta doğru değil tabi ki bunu bende istemiyorum. Fakat insan mantığını kullanmalı doğruyu yanlışı öğrenmeli ve yaşamında uygulamalı bunları.
Şu hiçbir zaman unutulmamalı incitirsen incitilirsin, kırarsan kırılırsın.
Bazen öyle oluyor ki bu ikiyüzlü sahte görünümlü haysiyetsiz insanları görmek bile istemiyorum bunlar içinde bulunduğu toplumun yüz karasıdırlar. Hiç düşünmezler ki karşısındakinin yumruğunun daha büyük olabileceğini, hiç düşünmezler ki gölgesine sığındıkları sahte kabadayıların bir hiç olduğunu, hiç düşünmezler ki bu hiç durumundaki kişilerin kendilerinden bir çıkar elde etmek için ona sahte dostluk sergilediklerini. Etraflarındaki bu insanların leş kargaları gibi fırsat düşkünü olduğunu anlayınca adeta bir masum durumuna düşerler sonra da kibirlerinden kasıntılarından dolayı kendilerini yenik durumda görmeyi de kabullenemezler.
İnsanlık ve yasam hakkı diye bir şey var bunlara saygılı olmazsan senin insanlığın nerden bilinir nasıl ölçülür.
Bu dünyanın kocaman olduğunu ve herkese bir yer olabileceğini düşündüğümüzde toplumu huzursuz eden bu insanlara hangi cevabı vermeli. Demek ki aramazda kendini akıllı sanan bir sürü cahil var.
Bir tarafta hayatı olduğu gibi bağrına basmış yaşamın her türlü çilesini çekmiş ve bütün sevgisiyle bir can olmuş, kendisini ve bütün varlıkları kusursuz bir yürekle şevmiş, fakirliği, yoksulugu, onu İnsanlığından etmemiş insanlarımıza can kurban. Diğer tarafta ise büyük, küçük tanımayan, yasa kural bilmeyen, vatan millet, bayrak sevgisinden yoksun, her türlüğü kötülüğü yapmaktan ve iftira atmaktan çekinmeyen, utanma duygusundan uzak ve asalak yaşamı prensip edinmiş olanlar.
Şimdi soralım bilenlere bunların hangisi insan.
Diyeceksiniz ki Allah’ın yarattığı herkes bir insandır elbette buna sözüm yok yaratana ve yaratılışımıza inancım sonsuzdur. Sözüm insan olarak doğup ta insanlıktan nasibini alamayanlardır.
Anlaşılan onlara iyi bir eğitim veremedik. Ana baba olarak çevre olarak iyi örnek olamadık ya da bir yerde önemli bir hata var.
Sanırım kaygılarımız, yakınmalarımız iyi niyetimizden illeri geliyor. Fakat bu bizim korktuğumuzdan ya da çekindiğimizden değildir. Hiç bir kimseyi incitmek ve kırmak istemediğimizdendir. Hal böyle olunca da mutsuz olan, incinen bizler oluruz. Çünkü anlatmak ve anlaşılmak gerçekten çok zordur. Yazımı okuyunca beklide kendiniz çok duygusalsınız diyebilirsiniz, saygı duyarım düşüncenize fakat hiç duygusal değilim içinde yaşadığımız toplumdaki insan örneklerini sergilemeye çalıştım.
Yazımı şu güzel ve çok anlamlı sözle bitirmek istiyorum.
“Bana havadan nem kapıyor demişler, varsın desinler, ya sudan ıslanmayanlara ne demeli”