Gölge Kabine
Ülkemizde son günlerde cereyan eden dış mihraklı rüşvet, yolsuzluk olaylarından sonra anladım ki,dünyanın hiçbir yerinde ülkemizde olduğu kadar aydın, gazeteci, yazar,çizer ve kafası çalışan etiket sahibi insan yokmuş meğerse. Şimdi madem bu kadar aydınımız var neden aydınlarımız bize on yılı aşkındır devleti yöneten iktidarın yanlışlarını göstermediler? Eğer bunu yapacak güçleri yada bağımsız ve dik bir duruşları yok ise sözüm ona bu aydın tayfası o zaman ne işe yararlar? O halde bu tayfa bunamış ve burnunun ucunu dahi göremeyecek kadar ya acizdir yada sevgili yazar Cemil Meriç’in dediği gibi; ‘’bizim aydınlarımız batının içimizdeki yeniçerilerdir’’. Gerçekten böyle olmasa idi sanki hepsine birden aynı haleti ruhiye gelmiş gibi hepsi de bozuk plak gibi aynı şarkının melodisini ve notasını çalıyorlar.
İlginç ama gerçek bir durum olduğu kadar da bu durum ülkenin gidişatı için de bir o kadar vahimdir. Adeta tüm aydın tayfası kendi yetersizliklerinin bedelini padişahtan kelle istemeye dönüştürdüler. Madem bu kadar vatansever, milliyetçi, dürüst ve halkçıydınız; son zamanlarda ağza dahi alınmayacak sözler etmeye, işi kişilik haklarına saldırmaya varacak düzeye getirmeden öncesinde neden bu iktidar çok iyi naraları atıyordunuz.
Sevgi seli şeklinde sempati doyuyordunuz? Olaylar gerçek olsa bile, sizin içinde bulunduğunuz haleti ruhiyenizin vehameti kadar, kendi içinizde ve bünyenizde de garabet temsil etmeyecek kadar da gerçek bir olgudur. Ellerine don kişot misali kılıç alıp yelleri dövenler, hedefi olmadan oklarını savuranlar, felaket tellallığı yapanlar, kelle ve bedel isteyenler sözüm sizedir, iyi dinleyin bu iktidarın yaptığı her şeyi doğru olmayabilir, bazı hataları yada eksikleri olabilir ama biz sizin dönemlerinizi de gördük. Şimdi iktidarı istemiyorsunuz varsayalım iktidardan hep beraber el birliği ile ülke yönetiminden el çektirdik ve düşürdük, peki ülkeyi daha iyi idare eder dediğiniz bir alternatif lider, parti yada seçenek var mıdır? Varsa söyleyin bizde bilelim. Sizi duyar gibiyim; biz diyorsunuz. Güldürmeyin insanı sizin yoksulluk ve insanların temel ihtiyaçlarını temin etmek için bile kuyruğa girdikleri dönemler hala hafızalarda bir resim gibi canlı duruyorlar.
Partiden biri istifa edince hemen şakşakçılık edip el sallayanlar siz kime ve neye hizmet ediyorsunuz acaba? Evet bazı yazar ve aydınlar da kendi yazdıkları köşelerde paralel devlet söylemlerini dile getiriyorlar. Paralel devlet derken insanın aklına sanki bu iktidar devleti yöneten kukla bir hükümet ve iktidardır da asıl yönetim dış güçlerin elindedir. Kelimeler ruh taşır sizin bu ifade ettiğiniz kelimeler ruhsuz doğan sözcüklerdir sadece. Çünkü nasıl insanlar isimleri ile müsemma olur deriz, tıpkı insanlar gibi kavramlar ve nesneleri de nasıl görüp anlamlandırıyorsak öyle isimlendirme yaparız. Paralel devlet söylemleri ise asılsızdır. Olayları analiz ederken bile çok fazla kelime ve kavram kargaşası yaparak olayların meydana gelişini saptırıyorsunuz.
Olayın gerçeği fikir babası olan Erbakan hocanın günün birinde iktidara gelirse daha iyi hizmet edebilmek ve insanlara huzurlu, mutlu ve refah seviyesi yüksek bir devlet modeli inşa etmek adına geliştirdiği halkın içinde halka hizmeti şiar edinmiş ve bakanlara çalışma yapacakları sahalarda esneklik ve zaman kazandırma adına gölge kabine oluşturmak fikrinin bu iktidar tarafından ele alınıp kendilerine mal etmeleridir.
Bu sayede her alan ve konuda alt bir komisyon misali halkın içinde toplumsal düzeyde halkı ve toplumu daha ileriye götürmek için bu komisyonların fizibilite raporlar hazırlamaları ve çalışmanın kolaylığını sağlamak ve sorunlara daha erken çözüm yolu oluşturmak ve çözüme kavuşturmanın dışında başka bir şey değildir. Ancak bunların ne yönetimle bir ilgi alakaları vardır, nede sorun olacak düzeyde yetkileri vardır. Şimdi siz neden başkalarınca kalemi ele alıp gerçekleri çarpıtıyor ve halkın gerçekleri öğrenmesine engel oluyorsunuz.
Böyle bir hakkı size kim veriyor? Ama siz başkaları için kalem kullanan kalem şörler ne olur her şeyi hak hukuk ve vicdani açıdan değerlendirmeye alın. Çünkü haksızlık ettiğiniz her şeyin gün gelir hesabı size döner. Atalarımızın dediği gibi yiğit ölür şan kalır, at ölür meydan kalır. Ama kusura bakmayın bizim amacımız ne yiğidi öldürüp şanı ile anmaktır, nede atı öldürüp meydanı boş bırakmaktır. Bizim isteğimiz ve mücadeledeki gerçekliğimiz meydanı kimseye bırakıp, boş bırakmamaktır.
Yoksa siz haminiz olan ağabeylerinizden aldığınız sözler ile kelle isteyip yiğidi öldürüp meydanı boş bırakıp boş meydanda at koşturmaya mı çalışıyorsunuz? İstediğinizin bu olduğu her yerden ve her açıdan aşikardır. Ama unutmayın meydan boş değil ve şimdi eleştirdiğiniz iktidar ne kadar kötü olsa da kötünün en iyisidir. Hali hazırda ülke yönetiminde söz sahibi olmaya devam ediyorlar. Sizin oyununuz tutmayacak, meydan boş kalmayacak, devir eski devir değil, devrin değiştiğinden hala haberi olmayanlar için bu bir küpe olsun.
Herkesin ayinesi iştir, piştir lafa bakılmaz derdi atalarımız, bizde size öyle diyelim. Sizin yönetimleriniz döneminde yaptığınız işler size inanma noktasında halkı tatmin etmiyor. Halk sizin söylemleriniz ile mütmain olmuyor. Bu iktidar yokuştan inişe geçti diyenler, her inişin bir çıkışı , her çıkışın bir yokuşu vardır diyoruz bizde. Her istifada keyifle nara atanlar şunu bilin ki sert rüzgarlar estiği zaman sadece güçsüz yapraklar veya sararmış yapraklar dökülür. Ağacın kökü zarar görmez.
Kök sağlam olduktan sonra sizin içiniz rahat olsun gövde daha çok badirelere katlanır ve dayanır. Belki hak etmedikleri halde istifa edenler de oluyor bu süreçte; ama bir şey olduğu zaman kurunun yanında yaş da yanar hesabı oluyor. Ancak sonuçta ak koyun, kara koyun ayırt edilir. Siz koyun maskesi altında kurt postuna bürünen tellallar merak etmeyin bu halk bu toplum seçimde ve sandıkta yine bu iktidar diyecek ve siz sadece kendi gerçek yüzünüzün ortaya çıkması ve maskenizin düşmesi ile kalacaksınız.Hakkın tecelli edişi gerçekleştiği zaman herkes sizin eskiden olduğunuz gibi içinizdeki gerçek dış yüzünüzü görecektir. Şapka düşecek ve kel görünecektir. Yorum sizin!
