Gök Gürültülü Güneşli Hava…
Bir elimde kahvem bir elimde kitabım dalmış gitmişim farklı ve güzel diyarlara. Kitap okumayı bu yüzden seviyorum. Beni alsın ve gerçek dünyadan bir anlığına uzaklaştırsın. Onların arasında kaybolmanın hazzı bambaşka...
Bir den gök gürüldüyor, arkamı dönüp pencereye bakıyorum hava da güneş var. Yanlış duymuş olabileceğimi düşünüp terkar kulak kabartıyorum, yine gök gürlüyor. Şaka gibi ama gerçek.. Gök gürültülü ve güneşli bir hava... Sanki bir kaç günsonra gelecek olan felaketin habercisi...
Ve o gün geldiğinde herkesin gözü endişe ile televizyonlarda. Ah ile vahlar arasında olanlar izleniyor. Her saniyenin önemi o zaman bir kez daha ortaya çıkıyor. Bir yerde birileri can çekişip ölüm korkusunu yaşarken, bir yerde birleri endişe, ümit ve korku ile beklerken senin gözlerinden uykunun akması, yorgun vücudunun direnç gösterememesi ateşin ocağına düşmediğinin gerçeği...
Ertesi gün tüm kanallarda, gazetelerde ve sosyal paylaşımlarda aynı haber. Herkes de bir öfke bir kızgınlık. Hakaretler, isyanlar almış başını gidiyor. Haklılar da... Fakat gözlerini kapatıp kendini maden ocağında hissettiğinde ya da kendini bir madencinin yerine koyduğunda işte o zaman kalbin sıkışıyor, nefesin tıkanıyor, göz yaşları akmaya hazır burnunu ve gözlerini yakıyor. Acı bir anda her yanını saıyor. Hele birde elinin kolunun bağlı olması yok mu o en beteri...
Susun be diyorum Susunnnnn. Bırakın isyanları hakaretleri onu şunu bunu.... Gidemiyoruz Somaya yapamıyoruz bişe...Bari dua edelim. Ağzınız dan her çıkan kelime bir dua olsun. Her saniye önemli onlar için. Kimse dinlemiyor beni.. Ağız dan çıkan her kelime isyan her kelime öfke dualar unutlmuş. Yapılacak tek yardım esirgenmiş...
İşte böyle gitti canlar. Bizler gün gelecek tıpkı yaşanan diğer tüm acılar gibi bunu da unutacağız. Belki ah ve vahlar bile biraz ööfke biraz kızgınlık ile ara ara hatırlayacağız. Fakat ateşin düştüğü yerler asla unutmayacaklar. Acıları ilk günkü gibi hep tazeliğini koruyacak.
Öfkeliyim kendime, öfekeliyim herkese... en çok da kör gözlere sağır kulaklara, vicdansızlara, onursuzlara, insanlıktan bir haber yaşayanlara...
Hiç harf, hiç bir kelime, hiç bir cümle içimde kopan fırtınaları anlatamaz. Kalemim hareketsiz dilim lal olur. Gözlerim ise gördüklerinden ötürü kör olmak ister, kulaklarım duyduklarından sağır...
Utanç her yanımı sarmış...