Gök Gürledi, Gerisi Gelmedi…
Milletvekiliyken yeniden seçildi.
Milletvekili seçilen ama tutuklu bulunan isimlerin TBMM’ye gelmeden milletvekili yemini etmeyeceğini duyurdu.
Milletvekilliğinin önemli olmadığını söyledi.
Milletvekili arkadaşlarının mücadele etmemesini eleştirdi.
“ Buyursunlar, milletvekilliğimi düşürsünler” restini çekti.
Milletvekili maaşı ve rozetini almadı.
*
3,5 ay sonra…
Mersin Milletvekili İsa Gök, süresi bittiği için milletvekilliğine döneceğini açıkladı.
Bugün veya yarın yemin edecek.
TBMM’deki yerine oturacak, birikmiş maaşlarını alacak.
Dedikleri, geçmişte kalacak!
*
Milletin vekili İsa Gök ne demişti?
“ Bana diz çöktürmeye çalışıyorlar… Başbakanın ‘tükürdüğünü yalayacaklar’ sözü kurşun gibi içime düştü. Lafları yemek, yutmak mümkün değil. Birileri beni ve ailemi diz çöktürmeye çalışıyor ama nafile…”
İşte bu günlerde alkışlandı, “mebus böyle olmalı” takdirleri almıştı.
Alkışlarla yüceldikçe, konuştu:
“ Yemin etmeme kararım; demokrasi mücadelesi, insan hakları, evresel hukuk, uluslar arası sözleşmeler, millet iradesinin meclise yansımasıdır.
Bu mücadelede para konuşulmaz. Hele hele inandığım değerlerin satılık olmadığını birilerinin anlaması lazım. Değerlerime tümüyle bağlıyım”
Son sözü slogan olmuştu:
“ Aç kalırım, yine direnirim, hiçbir şekilde diz çökmem….”
*
Ekim ayı meclis açıldı, oturumlar başladı.
TBMM İçtüzüğü 138. Madde hükmü:
“ Bir ay içinde mazeretsiz beş bileşim gününe katılmayan milletvekili, başkanlık divanınca tespit edilir, Anayasa ve Adalet komisyon üyelerinin oluşturduğu karma komisyon durumu inceler, raporunu verir. Genel kurula sunulur, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile düşürülmesine karar verilir.”
*
Üç bileşim geçti, bitti.
Dördüncüsü bugün, beşincisi yarın.
İsa Gök kararı verdi, meclise girecek.
Gerekçesi hazır; “ Milletin iradesine sahip çıkmaya çalıştım. Gitmek zorundayım. Aksi takdirde AK Parti’yi sevindireceğim… Mücadeleyi meclis kürsüsünden sürdüreceğim.”
*
Buraya kadarmış.
Yemin etmeyen tek milletvekili olayında, sözün bittiği yerdeyiz.
*
Bitmeyen bir acı gerçek var.
İçerideki tutuklu milletvekilleri.
Gazeteci Mustafa Balbay, Prof.Dr Mehmet Haberal, Engin Alan, Hatip Dicle, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş, Gülsen Yıldırım ve İbrahim Ayhan
Onlar hepten yalnız kaldı.
Dört duvar arasında!
Gürleyen Gök de kalmadı…
*****************************
