Göçebe-yim Sensizliğe
Bir Anadolu türküsüne yazdım, yüreğime sığınanları. Dinledim dinledim, kendime kızdım. Ağladım gözyaşlarımın sebepsizliğinde. Bozkır'ın kuru toprakların yeşil gözlü Karadeniz'i ararken sordum, sordum kendime ve bin kere sitem ettim. Özledim dualarımın beddualara karışan ahenginin sarmaş dolaş anlarında.
Korkularımın tümsekleştiği sen
Senler'imin bensizliğine katlanamadığı ben
Günlerin akıl almaz cürmündeki sen
Akrebin yelkovana takılıp kaldığı ana göçebeyim ben…
Umuda hikayeler yazdım, penceremin kenarında bekleyen kırlangıçlar misali. Göçebe oldum firari anlarıma, kondum kondum bir sonbahar yaprağına. Sustum sözlerin bittiği noktanın üzerine düşen son cümlelerimde.
Yalanın çaresizliğini pembeleştirdim, gerçeklerin vurdumduymazlığında. Yalnızlığımla yalnız kaldım, kaldım kalabalık seslerin sessizliğinde. Ansızın çıkagelen ayrılığın yürek hoplatan zihniyetine takıldım, huzura yaklaşan aydınlığın merhametiyle.
Emanet ettiğin aşkın gölgesine
Gölgelerin aklı bile ermiyor
Mabet ettiğim “sen”i
Dünya bile “ben”im kadar görmüyor… Zamanı açtım saatler acıyordu, ahmakça bakışlarım tutarsızlıklar içinde sallanıyordu. Zahmetten hıncını alırcasına hürmetsiz ve saygısızdı. Güldüm tebessümlerimin ağlayan taraflarına.
Ana rahminde yeni oluşan bir cenin gibiydim yeniden ve yenilenerek. Yenilendim yenildiğim yersizliklerime. Vatanı olmayanların çıkarsız yürüyüşlerine bakakaldım.
“Ateş basmış yanaklarına sevgili,
Bekleyişler iz etmiş şakaklarına,
Aşkın ürkek, nazenin ve ezgili,
Sensizliğim iz etmiş dudaklarıma.” A.F
Yakamozlara denizleştim ve derinleştim hasbihal zindanlarında. Keşkeleri bir nefeste sığ-lıklara gömdüm, ziyan olmasın diye. Gözlerine göz kırptım semanın meta-morfoz çıkışlarında.
Sanal çalkantıların kaos dürtülerine yakalandım ve yaka paça atıldım hayatın natür çizgilerinden. Çözdüm çözümsüzlüğün anaforunu bir kalemde.
Boğazıma düğümlenen acı
Çaresizliklerde titre-dikçe
Kalbimin yakın yerlerine
Senin adın kazınmakta… Kelimelerdeki yanlış akıntıların imlasını sildim ve yazdım, çelimsiz cümleleri sakladım sarımtrak hayallerin belirsizliğinde. Yasakladım harflerin kuruntusundaki kurguları.
Aldırmadan yaşama yasladığım kendimi, aldırmadan nakaratlaştırdım kağıt aralarına. Satır başlarına eklediğim benliğimden arta kalan dünsüzlükleri, bugüne bırakıp geleceğimi kuş-bakışı anlarıma tasarladım.
Aynaların görünmeyen yüzünü kırdım, parçalarını toparladım bildiğimce, kırılan parçaları yapbozları kıskandıracak aralıklarla yerlerine koydum. İzlerini kaldıramadım ortadan. Ortaladım gönül çukurumu gönülsüzlüğümle.
Kapsamı olmayan yazılarımı, bin-kez biledim hücrelerim kanayana kadar. Bileklerimdeki güçsüzlüğüme sardım, parmaklarımdan çıkan keyfiyetsiz sözcükleri.
Saçlarıma ufaladığım güneşi soldurdum soluk soluğa, nehir oldum tersine giden, itiraz bilmeyen adımlarıma. Adım adım adıma adlaştım. Kör kütük sar-hoş-tum tahayyül edemediklerimin ilik olacak terennümlerinde…
Duygu yoğunluğun ve güzel ifadeler için tebrikler.. İHG
Mart 2nd, 2011 at 18:54