content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Ara

Gizli Düşman: Dişlerde Amalgam Dolgu

Sapla samanın, at izinin it izine karıştığı bir zaman dilimi yaşıyoruz. Özellikle Millî Eğitim ve sağlık politikalarımız dibe vurmak üzere. Şikâyetler, feryatlar, olaylar, ölümler, acılar dizi dizi..Ticaret uğruna, kapitalizmin

kolları arasında çırpınan insanlar hasta, ölüyor, perişan..Günlük haber bültenleri skandal olaylarla dolu, hastane kapılarında, doktorların elinde, ameliyat masalarında ölenlerin sayısı az değil.
Ağız ve diş sağlığı bakımından yeni gündeme gelen, kokuları çıkan, televizyonlarda program yapılmaya başlanan “Amalgam Dolgu Devrimi” var.

19 Kasım 2011 Cumartesi günü, Ülke TV.de yapılan Sıra Dışı programında konuşan Prof. Dr. Suat Arusan, bu sahada yeni bir devrim yaparak, yılların gizli düşmanına neşter vurdu, hayretler içinde izledik. Kronik hastalıkların yüzde doksanında amalgamın etkisi olduğunu söyleyen profesör; 1983 yılında İsveç, Norveç gibi ülkelerin bu dolgu malzemesini yasakladığını, Amerika’da halen yüz bin kişinin ağzında amalgam dolgusu olduğunu, eskiden insanların ağızlarında altın madeni kullanmalarının faydalarını, maymun, koyun ve leyleklerde yapılan amalgam denemelerinde dişlerin döküldüğünü, böbreklerin işlevini yüzde elli yitirdiğini, amalgam dolgu yapanların alerji, egzama, depresyon, böbrek yetersizliği, bunama, karaciğer gibi çeşitli hastalıklarıyla risk altında olduklarını ve günümüzde tıbbi tedavilere karşı çıkanların kimler olduklarını, dünya ve Türkiye’de bilimsel rakam ve makalelerle açıkladı. Sağlıkla ilgili sayısız sorunların olduğunu, doğal tıp derslerinin hekimlere verilmesi gerektiğini söyledi.
Devlet kademelerinde görev yapan birçok diş hekimi ile görüştük. Acı bir gerçeği dile getirdiler. Maliyet düşük olsun diye ilkel aletlerle birleşimi yapılan amalgamın, özellikle devlet tarafından tercihen alınması, daha çok vatandaşın dişlerinin dolgu yapılması ve oy alınması siyasetinin acı gerçeğinde tüylerimiz diken diken oldu.

Ağzımızda, gizli düşman taşıdığımızın farkında bile değiliz. Çeşitli kaynak ve bilgilere göre amalgam dolgu nedir, bir bakalım:
( Amalgam dolgular ağır metal(cıva) içerirler. Her bir amalgam dolgu yaklaşık olarak bir termometredeki kadar cıva içerir.Ağız içinde bu amalgamlar korozyona uğrarlar.Fakat bu korozyon amalgamın çiğneme sırasında mikro travmalara uğrayarak cıva açığa çıkarmasına engel olamaz.Uzun yıllar ağzında amalgam dolgularla yaşamış olan kişilerin kan tahlillerinde ağır metal bakıldığında mercury yani cıva bulunur.

Amalgam dolgularla uzun yıllar yaşamak vücutta ağır metal birikimine neden olacağı için pek çok hastalık oluşabilir.MS, migren, cinsel fonksiyon bozukluğu, göz, böbrek ,cilt rahatsızlıkları gibi pek çok hastalıkta araştırmalar sonucunda vücutta mercury(amalgam) birikimi olduğu tespit edilmiştir.

Civa ağız yoluyla(yemeklerle) alındığında vücuttan 15 günde atıldığı halde, solunum yoluyla alındığında 18 yılda ancak yarılanır.
Amalgam dolgular sökülürken de cıva açığa çıktığı için dolguların sökülmesi özel şartlarda yapılmalı, amalgam vücuttan atılması için gerekli vitamin destekleri verilmeli(şelasyon yapılmalı), nöralterapiyle destek olunmalıdır.Çok kısa bir süre içinde 8-10 amalgamı değiştirmek hastanın daha önce olmayan şikayetlere sahip olmasına neden olabilir.(aşırı yorgunluk, baş ağrıları v.b.)
Amalgam dolgu yapılmamalı, söktükten sonra da kompozit veya porselen dolgulardan bir tanesi seçilmelidir.

Eski dolgular ağızda kokuya neden oluyor
Çok eski amalgam (metal görünümlü) dolgular da kişinin yaşını ele veren ve ağızda kokuya neden olabilen dolgulardır. Günümüzde ise gelişen dental tedaviler sayesinde kişinin kendi diş renginde hiç belli olmayan estetik dolgular yapılarak ağız sağlığını koruyup sağlıklı ve güzel bir gülüş yakalamak mümkün.

Çevreden,amalgam dolgulardan ve cıva ihtiva eden gıdalardan alınan cıva, insan sağlığı için çok büyük bir tehlike arz etmektedir.
Ağızlarında amalgam dolgu taşıyan kişilerin günlük cıvaya maruz kalma oranı, şu anda Avrupa ve Amerika’ da kabul edilen günlük emniyet sınırını aşmaktadır.

4 veya daha fazla amalgam dolgusu olan yetişkinler ve iki veya daha fazla dolgusu olan çocuklar, hayatlarının ileriki dönemlerinde önemli sağlık sorunları ile karşı karşıyadır.
0.4 santimetre karelik bir yüzeyi olan tek bir amalgam dolgudan, mekanik aşınma ve buharlaşma yolu ile her gün yaklaşık 15 mikrogram cıva serbest hale geçmektedir.
Ağzında 8 dolgusu olan bir kişinin bu durumda aldığı günlük cıva miktarı 120 mikrogram’ı bulmaktadır.

Mukayese etmek gerekirse, balık tüketiminden alınan günlük ortalama cıva miktarı 2.3 mikrogram, havadan ya da diğer gıdalardan alınan cıvanın günlük toplam değeri ise ancak 0.3 mikrogramdır.

Amalgam dolgular; %50 cıva, %35 gümüş, %9 kalay, %6 bakır ve eser miktarda çinko ihtiva eder. Diş doktorlarının % 90’ının amalgam dolgu kullandığı ABD’de, günde ortalama 100 milyon amalgam dolgu yapılmaktadır.

Amalgamlardan çıkan cıva buharı; hücre zarından kolaylıkla geçer ve beyne ulaşır, tüm dokulara yerleşir, zamanla dokularda birikim yapar ve sağlık için ciddi bir tehlike oluşturmaya başlar.

Amalgam dolgu ağızda durduğu sürece cıva, sadece buharlaşma yolu ile değil, çiğneme, diş fırçalama, sıcak içecek ve gıdaların alımı gibi mekanik işlemler sırasında da sürekli olarak vücuda sızar.

Bilim adamları, radyoaktif madde ile işaretlenmiş cıva kullanarak üretilen amalgam dolguları hayvanların ağızlarına yerleştirmişler ve radyoaktif maddenin takibi yolu ile cıvanın çok kısa bir süre içinde hayvanların böbrek, beyin ve barsak duvarlarına yerleştiğini kanıtlamışlardır.

Ağızda amalgam dışına başka metallerden yapılmış restorasyonlar varsa, yan yana gelen değişik metaller pil etkisi oluşturduğu için, amalgam dolgulardan cıva çıkışının daha da arttığı görülmüştür. Örneğin; ağızda altın bulunması halinde cıvanın serbest hale geçmesi 10 kat artmaktadır.

Merkezi sinir sistemine geçen cıva, insanlarda psikolojik, nörolojik ve immünolojik sorunlara yol açmaktadır. Yarı ömrü 15 ila 30 yıldır. (Derleyenin notu: Yani 1 gram cıvanın 0.5 grama inebilmesi için geçen süre 15 ila 30 yıl)
Bilimsel çalışmalarda, cıvanın Alzheimer’s hastalığı, immün sistem problemleri, böbrek fonksiyon bozukluğu, kısırlık, poli kistik yumurtalık sendromu, nörotransmitör dengesizlikleri, gıda alerjileri, Multiple Skleroz, tiroit problemleri, yorgunluk, hafıza kaybı ve bazı psikolojik rahatsızlıklarla ilişkili olduğu belirlenmiştir.
Bazı Avrupa ülkelerinde amalgamın dolgu malzemesi olarak kullanımı yasaklanmıştır.

Amalgam dolgularınızı değiştirmek istiyorsanız; bu işlemin, konu ile ilgili olarak özel eğitim almış bir diş doktoru tarafından yapılması gerekmektedir. İşlem, gerekli önlemler alınmadan yapıldığı takdirde, durup dururken vücudunuza yüksek dozda cıva alma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.)
“Hastayım.Hastasın, Hasta, Hastayız..” slogan haline getirildi. Hasta bir toplum, hasta bir millet…Hastaneler yetmiyor, doktorlar kifayetsiz, poliklinikler tıklım tıklım, sağlık

politikası Allahlık..Menfaat çarkları garibin ve mazlumun aleyhinde dönüp duruyor.
Bir babayiğit çıkıp, yeniden büyük bir devrim yaparak bu milletin yüzünü güldüremez mi? Bekliyoruz!...

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank