Gezi İzlenimleri(II) Girlevik Şelalesi
Yaratılan medeniyetleri görünce hemen yanı başında ki, medeniyetten uzak yaşamları görmenin üzüntüsünü yaşadık.
Bu toprakların inananlarının, başka inançların ibadethanelerine yönelik hunharlıklarını görünce onlar adına utandık. Her bir kentimizin kendi başına yüz binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapabileceğini görünce, zenginlik içersindeki yoksulluğumuza ve yoksunluğumuza kahrettik.
Provokasyonlar kenti Sivas
Gençliğimde ilk defa İstanbul dışında çıktığım ilk kent olan Sivas… Dağlarında ağabeyimle tavşan avına çıktığım ve elimizin boş döndüğü karlı dağlarıyla Sivas. Yıllarca kendimi Sinop dışında bilemediğim bir duyguyla Sivaslı saydığım kente her gittiğimde kahrolurum.
80 öncesinde derin devletin inançlar üzerinden katliam yaptığı, 80 sonrası yine aynı oyunların devreye sokulduğu kentin çocuklarının, birbirine düşürüldüğü ve başka yerlerde olduğu gibi provokasyonlara alet olabilecek binlerce insanın yan yana yaşadığı bu topraklar bizimdi.
36 insanın canlı canlı yakıldığı Madımak Oteli katliamının failleri ortaya çıkarılsa inanın, Türkiye başka bir Türkiye olur.
Nasıl ki, Hatay Dörtyol'da MHP'li bir meclis üyesinin hem Jitem, hem de emniyet muhbiri olduğunu öğreniyorsak ve polis ekip otosunun taranarak dört emniyet görevlisinin şehit olmasında nasıl karanlık noktalar varsa, Sivas katliamında da muhafa-zakar kimi meclis üyelerine nasıl görev verildiğini öğrendiğimizde şaşırmamamız gerekir diye düşünüyorum.
Her taraf şantiye
Türkiye'nin her tarafı şantiye halinde… Yollar yapılıyor. Bozulan yollar yeniden yapılıyor. Yeni yollar açılıyor. Bu yolları bu kadar kötü yapan müteahhitlerden hesap sorulur mu? Diye merak ediyorum. Birkaç yıl içersinde bozulan yollar… Diyorlar ki, uzun aylar kar olduğu için yollar çabuk bozuluyor.
Hay lanet olsun diyorum, bu yollar yapılırken, kış şartları gözetilmez mi? Her kış olan ülkede yollar birkaç yıl içersinde delik deşik mi olur? Rusya'nın kışı bizden farklı mı? Orada da yollar birkaç yıl içersinde yeniden mi yapılır?
Balık Lokantası'nda hizmet yerlerde
Köse Dağı'ndan kente doğru iniyoruz. Zara'dan Erzincan'a geçiyoruz. Erzincan'da bulunan
Girlevik Şelalesi'ne doğru yola çıkıyoruz. Birkaç saat sonra Girlevik Şelalesi'ndeyiz. Şelale'de bulunan Balık Restaurant'ta zorla kendimize bir yer buluyoruz. İğne atsanız yere düşmez. Hizmet ise yerlerde sürünüyor. Ne de olsa rekabet yok. Şelalede tek Restaurant var, o da burası. Anlayacağınız. Devlet KİT'i gibi. Rakipsiz. Hizmet ise yerlerde sürünüyor. Verdiğiniz siparişler bir saatte masaya geliyor. Temizlik ise hak getire.
Düşünün Erzincan'ın en çok yerli turistinin ziyaret ettiği Girlevik Şelalesi'nde hizmet yerlerde sürünüyor ancak, kimsenin ilgilendiği yok.
Eşimle beraber fotoğraflar çektiriyoruz, Şelalenin görkemli akan sularının altında… Hayatın kaynağı su… Gürül gürül akıyor… İnsanlar bir tarafta piknik yapıyorlar… Karpuzlar, kavunlar soğuk suların içersinde kesilmeyi bekliyorlar. En mutlu olanlar çocuklar. Ortalıkta çocuk kahkaha sesleri.
Bense anılarımı yeniden tazeliyorum. Yıllar önce Gerçek TV'de canlı olarak gerçekleştirdiğimiz yayın aklıma geliyor. O zaman bağımsız milletvekili, bugün CHP'li olan Kamer Genç'le yaptığımız tartışma aklıma geliyor. O terörün nedeni olarak yoksulluğu gösteriyordu. Bense terörün nedeninin yoksulluk olmadığını ifade ederek; 'bizim Karadeniz sizin buralardan daha yoksuldur' diyerek terörün farklı nedenleri olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Belediye başkanları ise Erzincan'ın sorunlarını anlatıyorlardı.
Erzurum'a doğru yola çıkıyoruz
Girlevik Şelalesi'nde balıklarımızı yedikten ve fotoğraflarımızı çektirdikten sonra Erzurum'a doğru yola düşüyoruz. Bir yola giriyoruz ki, aman allahım. Hani bizim köyün yolu bile buradan daha iyi. Dedik ya, kimi yollar genişletiliyor, kimileri yeniden yapılıyor, yeni yollar açılıyor ortalık tam bir keşmekeş.
Yarın da Erzurum'u anlatalım…
Yazınızı okudum
Ağustos 13th, 2010 at 03:05Çapar Kanat
Çiğ Süt Üreticisi-Çiftçi