Gezi İzlenimleri (VII) Ardahan
Tabi bu esnada meslektaşım Fakir Yılmaz da Anayasa değişiklik paketine evet denilmesi gerektiğinin doğru olduğunu ve AK Parti'nin yaptığı olumlu gelişmelere katıldığını belirtiyor.
Gece yarısı Ardahan'dan ayrılarak Artvin'e yola çıkıyoruz.
Ardahan'ın ovasını görünce neden buraların fakir olduğuna da akıl sır erdiremiyoruz. Bu topraklar bizim Karadeniz'de olsa zenginliğimiz bir başka olurdu. O güzelim ovalarda hiç emek vermeden yılda bir kere ot kesmenin zihniyetini anlamakta zorluk çekiyoruz. Bunun adı zenginlik içinde yoksulluğu yaşamak…
Göz alabildiğine verimli topraklara sahip olacaksınız ve aynı zamanda yoksulluktan şikayet edeceksiniz. Bunu anlamam mümkün değil. Bunun tek bir karşılığı var: Yoksulluk ve tembellik. Tembellik yoksulluğu, yoksulluğun da sızlanmayı beraberinde getirdiğinin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Neyse zar zor Özel Kalem Müdürünü ikna ediyor ve Arpaçay'dan ayrılıyoruz. Çıldır Gölü'nde balık yemek üzere yollara düşüyoruz. Çıldır ilçesi yeşillikler içinde harika bir ilçe.
Kim demiş Kars'ta deniz yok diye? Karşımızda deniz gibi bir Çıldır Gölü. Hayran kalıyoruz. Ve balık yemek üzere Arpaçay Belediye Başkanı Enver Akaya'nın önerdiği Ataman'ın Yeri'ne gidiyoruz. Balıklarımızı, salatalarımızı söylüyoruz ve yetmiyor ikinci siparişlerimizi veriyoruz. Eşim Aynur, oğlum Okyanus'la beraber(!) yemekten sonra gölün kenarında ördeklerle oynamaya gidiyor. O oynar da ben durur muyum? Soluğu hemen Göl kenarında alıyorum. Anlayacağınız Çıldır Gölü'nde sadece balık değil, ördek de var.
Ardahan'a doğru yola çıkıyoruz. Meslektaşımız Fakir Yılmaz ve ailesiyle buluşuyoruz. Ardahan'da Yılmaz ailesi bizi çalıştırmadan göndermiyor. Eşim gazete sayfaları hazırlamak için bilgisayarın başına oturuyor, ben de verilen haberi düzeltmeye başlıyorum.
Fakir Yılmaz, Ardahan'ın Aydın Doğan'ı. Yılmaz, ailesiyle beraber üç günlük gazetesi, matbaası, merkezde otelden kafeteryaya, tüpçülüğe kadar her işi yapıyor. Sayfa sekreterliği, editörlük yetmez gibi bir de köşe yazdırıyor.
İnançları gereği tüm hazineleri ile gömülen dönemin krallarının mezarları bugün, ne yazık ki, mezar soyguncularını zenginleştiriyor. En son Milas'ta ortaya çıkan tarihi mezar olayının nasıl gündeme geldiğini görüyorsunuz.
Neyse gelelim gezi anılarımıza. Kars'dan yola çıkıyoruz. Çıldır Gölü'nde balık yiyeceğiz. Arpaçay Belediye Başkanı Enver Akaya arıyor, misafirimiz olmamızı istiyor. Biz Çıldır'a girmek üzere olduğumuzu söylüyoruz. Çıldır ilçe merkezine girdiğimizi zannederken tabelada Arpaçay yazıyor. Başkana geri dönüyorum. "Başkan Çıldır'da değil, Arpaçay'dayız." Hem kendimize gülü-yoruz hem de aracımızı belediyenin önüne park ediyoruz. Başkan Özel Kalem Müdürü'nün bizi beklediğini söylüyor.
Özel Kalem Müdürü bizi büyük bir içtenlikle karşılıyor. Başkanın dışarıda olduğunu, başkanı odasına almak istiyor bizi. Zar zor özel kalem müdürünü ikna ediyoruz. Müdüre misafir oluyoruz. Çay söylüyor ve yanımıza bir zabıta görevlendireceğini ve Çıldır Gölü'ne kadar bize eşlik edeceğini söylüyor.
Yazınızı okudum.
Ağustos 19th, 2010 at 14:50Bilgilendirmeniz için teşekkür ederiz.
Çapar Kanat
Çiftçi- Çiğ Süt üreticisi