Geyik Muhabbeti!
Geyiğe mi yazık, yoksa harcanan zamana mı bilmem ama tekerleme bir geyik muhabbetiyle başlamak istiyorum bu haftaki pazar yazıma.
- Abi hadi geyik yapalım!
-ne geyiği? -ren geyiği -ne reni? - araba freni -ne arabası? -el arabası -kimin eli? -hanımın eli -hangi hanımın eli? -ev hanımı -ne evi? -dağ evi -hangi dağ? -ağrı dağı -ne ağrısı -baş ağrısı -neyin başı -kuş başı -ne kuşu - muhabbet kuşu -ne muhabbeti - geyik muhabbeti - ne geyiği... diye dönüp dolaşıp sonucu çıkmayan muhabbet...
Çoğunlukla kahve ve kafe ortamlarında yine çoğunlukla erkekler tarafından yapılan bir muhabbet türüdür. Bu muhabbetlerin konusu yer yer "ne olacak bu memleketin hali" sorusuyla başlar, yer yer, "yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar" tartışmasıyla başlar belli olmaz. Ortak özellik şudur ki, bu muhabbetlerin sonu olmadığı gibi sonucu da olmaz.
Tabire kaynaklık eden olayları tarih sırasına göre sıralayayım. (Hadiseler Dolaylı Aktarım ile)
1600 lü yıllar:
İki arkadaş kıraathanede avcılık maceralarını anlatırken birisi geyik avladığını boynuzunun iki metre olduğunu vs. abartarak anlatır. Diğeri de geri kalmamak için benim avladığım geyiğin boynuzu beş metreydi der. Diğeri de altta kalmamak için o kadar da abartılmaz diye bıçağı arkadaşına çeker ve kavga büyür, diğer bir çok kişinin de ölmesiyle kıraathene kan gölüne döner. Zamanın padişahı IV. Murat da emir ferman buyurur; "bundan böyle kıraathanede geyik muhabbeti yapmak yasaktır" diye. O gün bu gündür monolog halindeki boş konuşmalara geyik muhabbeti denir.
1800 lü yıllar:
Geyik muhabbetinin tarihini 1866'ya kadar dayandırabiliriz. Namık Kemal Tasvir-i Efkar'ın 452. sayısında çıkan ramazan yazısında, genel olarak kutsal ayın feyzinden insanların nasıl da yararlanamadığına dair tespitlerini sunarken, zamanın ulemasını kasdederek onların geyik hikayeleriyle meşgul olduğundan bahseder.
Bir diğer rivayete göre, geyik muhabbeti'nin kaynağı, İttihat ve Terakkicilerden birisi olan Geyik besleyen ve gezdiren Resne'li Niyazi'dir. Niyazi bey in her yere taşıdığı geyiği izlemeye gelenler arasında Abdülhamid'in kardeşi Mehmet Reşat da vardır. Bu konu dönemin gazetelerinde yazılır çizilir, marş yapılıp bestelenir, bu konu mecliste bile konuşulmaya başlanır. O günden bu yana insan zihnini bolca meşgul edip sonu gelmeyen tartışmalara veya konuşmalara geyik muhabbeti denilir.
1900 lü yıllar:
Son otuz yıl öncesinde, mizah yazarı meslektaşımız olan Cihan Demirci çalıştığı dergide "Geyik Muhabbeti" diye bir bölüm açmış, ardından doksanlı yıllarda bu yazılarını kitaplaştırmıştır. Adını "Geyik Muhabbetleri" koyduğu mizah kitabı, benim de keyifle okuduğum ve hatta Timaş Yayınlarından 1996 da çıkan "Bizim Duvarlar" adlı mizah kitabıma içerik açısından esin kaynağı olmuştur.
Geyiklerin Günahı Ne?
Öte yandan, geyiklerin hiç mi günahı yok?
Yok tabi ki. Onlarınki sadece muhabbet. Nasıl Muhabbet peki; Tam olarak şöyle:
Kutup bölgelerinin sevgili Ren Geyikleri, uzun kış dönemlerinde üşürler. Isınmak için birbirine halka şeklinde iç içe gelecek şekilde yaklaşırlar. Birbirleriyle yüz yüze, koyun koyuna, boyun boyuna, omuz omuza, boynuz boynuza uzunca zaman geçirirler. Tabi bu arada birbirlerine çok yakın oldukları için, boynuzlar birbirine sürtülür ve ortalıkta lakır lukur sesler çıkar. Lak lak çıkan sesler, "geyik muhabbetleri"nin LAKırdısı olur. Geyiklerin birbir içinde bakışarak ve lakırdaşarak oluşturdukları muhebbetler bu günün geyik muhabbetlerine ışık tutar.
Eee, Hangisi "geyik muhabbeti"nin gerçek nedeni. varın buna siz karar verin.
Hazır söz Ren geyiklerinden ve kutuplardan açılmışken, Küresel Isınma değil de "Küresel Soğuma" Olayını irdeleyelim önümüzdeki ilk günlerde.
Pazarınız mutlu, muhabbetleriniz Keyifli ve geyiksiz olsun.
Kalın sağlıcakla.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.org,www.bolgeselhaber.com,