Gençlerimize Ne Oluyor?
Bandırmalı gençlerin, birbirlerine yönelik husumet derecesine ulaşan kavgaları, artık yeni bir boyuta ulaşarak, kanlı ve ölümlü noktalara ulaşmaya başladı.
Geçtiğimiz günlerde çay parası yüzünden kavga eden iki gençten biri, diğerinin gırtlağını keserek öldürdü.
Bir genç mezara girerken, diğeri ise hapise girdi. Üstelik, sorunun da sadece ve sadece 25 kuruştan kaynaklandığı öne sürüldü.
Her iki gencin ailesinin yaşadığı üzüntüyü ve perişanlığı düşünebiliyor musunuz?
Allah hiç kimseye göstermesin.
Dün de yine Bandırma’da gençler arasında kız yüzünden çıktığı öne sürülen bir kavga yaşandı ve bu kavganın sonunda da bir genç, diğerini omzundan bıçaklayıp kaçtı.
Bir yetkilinin dediği gibi, “Hepimiz genç olduk. Hepimiz kendi aramızda manita kavgası yaptık. Ama hiç birimiz bugünün gençleri gibi ne silaha sarıldık, ne de bıçağa? Sadece ya ağız münakaşası yaptık ya da çok çok yumruklu-tokatlı kavga... Ama şimdiki gençler, hemen en küçük bir olayda dahi en hafifinden bıçağa sarılıyorlar.”
Bu sözler son derece dikkate alınması gereken sözler.
Gençlerimiz, neden hemen silaha sarılıyor?
Bırakın sarılmasını, bu gençler nasıl böyle bıçaksız, çakısız dışarı çıkmaz oldular? Bunların mutlaka araştırılıp, nedenlerine inilmesi gerekir.
Yalnız, bu arada gençleri de nedensiz olarak suçlamamak gerekir.
Onlar da, herhalde günümüzün büyüklerini kendilerine örnek alıyor olsa gerek.
Baksanıza, bir zamanlar furya halinde esen mafya rüzgarları, dizileri yine televizyonlarımızda kol gezmeye başladı.
Polisiye dizi adı altında olsun, mafya dizileri adı altında olsun, insanların kabadayılıkla herkesi haraca bağlayıp, güya devlet görevi yapıyor görüntüsü altında, yasa dışı işleri yapmaları o kadar olağan bir durum şeklinde lanse ediliyor ki, kanlarının kaynama noktasında olan gençler de, ister istemez bu görüntülere kendilerini kaptırıyorlar.
Günümüzde bilimsellikten uzak ders programları ile yoğrulmanın yarattığı stresten bunalan gençlik, kendilerine art niyetle yaklaşan her türlü mihrakların pençesine bir şekilde düşmekten kurtulamıyor.
Gençlerimizin birbirlerini en küçük meseleden dolayı bıçaklayacak, yaralayacak, öldürecek boyuta gelmelerinde, hepimizin kabahati var.
Öyleyse, onları bu bataktan kurtarmak da yine hepimizin görevi olmalı.
Başta emniyet ile milli eğitim oturup, bu duruma kafa yormalı.
Bizler de tabii ki. Geç kalmayalım.
