Gençlerimize Naçizane Tavsiyeler…
Gençlerimize naçizane tavsiyeler... Tarih : 2012.02.24 Genç nüfusun, Türkiye'nin en büyük avantajı olduğunu söyleyip duruyoruz. Ancak; mevcut eğitimin kalitesizliği, artan suç oranları (şu anda, toplam 370 cezaevinde 130 bin kişi bulunmaktadır),
toplum yapısının hızla dejenere olması, gittikçe bozulan gelir dağılımı, özellikle de uyuşturucu / sigara / kumar ve fuhuş’un hızla artması (bilhassa yaş ortalamalarının gittikçe küçülmesi), bu büyük hazineyi israf ettiğimizi göstermektedir. Anne ve babalar, evlatları ile yeterince ilgilenememektedirler. İş ve aş derdi, onları boğmaktadır. İç göçün doğurduğu sosyal sıkıntılar, problemi daha da ağırlaştırmaktadır. Artık büyük bölümü yabancıların eline geçmiş bulunan medya kanallarının çoğunluğu, ahlaki dejenerasyonu hızlandıran yayınlara öncelik vermektedir.
Bilgi ve görgülere sonsuz ufuklar açabilen internetler, daha ziyade ahlaki olmayan amaçlarla kullanılmaktadır. Ve ne yazık ki, Devletin bu dejenerasyonu önleyecek ve telafi edecek, hiçbir ciddi çalışması da yoktur. Gençlere örnek olabilecek davranışlarına da rastlanmamaktadır. Rüşvet / her türlü yolsuzluk / israf / kayırma / Devlet malına zarar vermek / saçı bitmemiş yetim malına el uzatmak / fuhuş / uyuşturucu-alkol-sigara-kumar-vb. bağımlılıkları, yaygın hale gelmiş ve en önemlisi olağan sayılır olmuştur. Toplumsal tepkiler cılızlaşmıştır. (Zaten, bunları ciddiye alan da yoktur.) Bu tablo içinde; 69 yıllık bir ömürde, okuyarak / gözlemleyerek ve yaşayarak elde ettiklerime dayanarak,
gençlere bazı tavsiyelerimi aktarmak istedim. İnşallah yararlanılır. 1- İnançlı olunuz. Sadece, Cenab-ı Hak'ka dayanın ve güvenin. Kula kul olmayın. Kimseye dalkavukluk etmeyin. Çevrenizde de dalkavuklara yer vermeyin. Kimsenin elini öpmeyin, kimseye de el öptürmeyin. (Aile bireyleri hariç.) Yüce Rabbimiz (C.C) ezelden nasibimizi de takdir etmiş ve Lehv-i Mahfuz denen, ilahi kompütere yazdırmıştır. Tembellik tasvip edilmediği için çalışıyor ve sebebe yapışıyoruz. Alan değil, veren el olmak için uğraşıyoruz. Bu yüzden, kurallara boyun eğmeye,
şahsiyetimizden fedakarlık yapmaya hiç gerek yoktur. Yarar da yoktur. Daima, "Niyet hayır, akibet hayır" diye düşünün. Her işe iyi niyetle başlayın. Sonuç müspet olmasa da üzülmeyin. "Mevlam neylerse, iyi eyler" inancına sığının. Daima, Sevgili Peygamber Efendimizin (SAV) hayatını örnek alınız. 2- Kendinizi en iyi şekilde yetiştirmeye bakınız. Bol bol okuyunuz. Mutlaka, zengin bir kütüphaneniz olsun.
Türk ve Batı klasiklerinin tümünü okumaya çalışın. (Kelime hazineniz, belagatınız, ufkunuz, kültür düzeyiniz çok yükselecektir.) Gençlik döneminizi iyi değerlendiriniz, zamanı israf etmeyiniz. (Gençlikte zamanı israf ederseniz, yaşlılıkta da zaman sizi israf eder.) Öz kültürümüze (edebiyat, şiir, müzik, hat, vb.) sırtınızı dönmeyiniz. Kendi tarihimizi sağlıklı kaynaklardan (yalaka kalemlerden ve yabancılardan değil) iyi öğreniniz. Kültür emperyalizminin kurbanı olmayınız. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkınız. Bu arada, Kur'an-ı Kerim'i okumayı da öğreniniz. (Hayat boyu, en huzurlu sığınağınız, Kur'an-ı Kerim / namaz ve hayır işleri olacaktır.) 3- Kötü arkadaşlardan, kumardan, alkolden, uyuşturucudan, sigaradan, fuhuştan (en titiz biçimde) kendinizi koruyunuz. Bunlara yaklaşmayın, merak da etmeyin.
Mutlaka, bir spor dalı ile uğraşınız. (Atletizm, yüzme, basketbol, voleybol, tenis, masa tenisi, vb.) Uzak Doğu savunma sporlarını öğreniniz. 4- Her zaman, aşağıya bakarak, şükrediniz. Yukarı bakarak, hased etmeyiniz. Aksi takdirde, asla mutlu olamazsınız. Hiçbir şey sizi tatmin etmez, aç gözlü olursunuz. 5- Katiyen yalan söylemeyiniz. (İlk yalan, yüzlerce yalanın anası olur sonunda, sizi rezil eder.) Dürüstlükten ayrılmayınız. Hak etmediğinizi, talep etmeyiniz. Harama, saçı bitmemiş yetim hakkına, her türlü kul hakkına, Devlet malına el uzatmayınız. Rüşvete, yolsuzluklara bulaşmayınız.
(Hem bu Dünya'da, hem de ebedi alemde perişan olursunuz.) Hiçbir suçun / yalanın / günahın, ebediyen gizli kalamayacağını idrak ediniz. Borcunuza sadık olunuz. 6- Anne ve babaya, saygı ve hizmette kusur etmeyin. Bunların hayır duası kadar güçlü ve sonuç verici bir unsur yoktur. Aksi durum ise, sizi yakacaktır. 7- Yaptığınız hiçbir şey için, karşılık ve teşekkür beklemeyin. Sadece vicdanınız rahat olsun, yeter. Kalp kırmayın; kimse hakkında dedikodu yapmayın; hele hele iftiradan çok sakının. Az konuşun, çok dinleyin. 8- Ölçüyü kaçırmamak kaydı ile cömert olunuz. Cimrilikten kaçınınız. (Mezara kimsenin bir şeyler götürebildiğini gören olmamıştır. Paylaşmak, bereketi artıracaktır. Size, inanılmaz bir huzur verecektir. İsraftan, gösterişten, görgüsüzlükten uzak durunuz. Her zaman mütevazi olunuz.
Her şeyin, (makamlar, servet, güzellik, vs.) geçici olduğunu unutmayınız. 9- Sağlıklı bir aile kurunuz. Güzellik, zenginlik vb. unsurlara değil, karakter güzelliklerine önem veriniz. Evlilik, ölene kadar sürmesi gereken bir beraberliktir. Sıkıntılı günleri, huzurlulardan fazladır. Önemli olan, her sıkıntıya karşı, omuz-omuza dayanmaktır. Kalp ve güçbirliği yapabilmektir. Sevgi ve saygıyı sürdürebilmektir. Sadır kalabilmektir. 10- Kalbiniz boş olmasın. Hep sevgi ile dolsun. Tüm insanları, hayvanları, bitkileri, velhasıl her şeyi sevmeye çalışın. Kin tutmayın. Fanatik olmayın; hoşgörülü, sabırlı olun. Kimseye vefasızlık etmeyin. (Size yapılan iyiliği, ölene kadar unutmayınız. Yaptığınız iyiliği ise, hemen unutunuz.) Nankörlüğün ne kadar iğrenç bir faktör olduğunu idrak ediniz. 11- İş ve meslek hayatında en iyi olmak için gayret gösteriniz. Kendinizi devamlı yenileyin, geliştirin, ufkunuzu genişletin. Ekip çalışmasına / Ar-Ge'ye / istişareye / devamlı okuyup araştırmaya önem veriniz. Mutlaka bir (mümkün ise iki) yabancı dil öğreniniz. Görev dağıtırken, emaneti ehline veriniz; kayırma yapmayınız. Cesur ve kararlı olunuz. Sabırlı ve sebatkar davranınız.
12- Çıkarcılara; koltuk ve servet dostlarına karşı, çok dikkatli olunuz. Gerçek dostlarınızı ihmal etmeyiniz, küstürmeyiniz. Samimi tenkid ve uyarılara önem veriniz. Bu vasıflara sahip kişilerin, uzun vadede hep kazançlı çıktıklarını gördüm. Hep saygı gördüler, güvenilir oldular. Kimseye muhtaç kalmadılar. Diğerlerinin durumu ise malum. Her gün, yüzlerce örneği ibretle izliyoruz.
