Gençler Bandırma’dan Memnun Değil!
Gazetemizin dünkü sayısında, Bandırma’ya üniversite eğitimi almak için gelen gençlerin, yaşantıları ile ilgili arkadaşlarımızın yaptığı anket niteliğindeki röportajlarını umarım okumuşsunuzdur.
Yıllar yılı, Bandırma’nın bir üniversite kenti olması için uğraş veriyoruz. Bu uğraşı da toplumun belli bir kesimi veriyor daha doğrusu.
Fakat, sanırım unuttuğumuz bir şey var. İstemek ile olmasını sağlamak arasındaki farkı farkedemiyoruz.
İstemek, güzel bir şey kuşkusuz. Ancak, yerine getirmek için de çaba harcanması gerekiyor.
İşte, her nedense, biz bu çabayı sergilemekten kaçınıyoruz.
Bakın gençler, Bandırma’da okumaktan hiç de hoşnut değiller.
Başta, diğer üniversiteler ile karşılaştırıldığında, 21. yüzyılda barakalarda üniversite eğitimi almak, gençler için artık kabuledilebilir bir yaşam tarzı ve öğrenim hayatı hiç değil.
Onlar da, diğer üniversitelerin kampusları gibi her türlü sosyal aktivitelerinin olduğu bir mekanda okumak istiyorlar.
Bu da onların en doğal hakkı.
Peki biz bunları verebiliyor muyuz?
Tabii ki hayır. 15 yıldan beri bir fakülte inşaatını bitiremeyen bir Bandırma’nın, üniversite kenti olmasını istemesi ne kadar doğal acaba?
Bunun yanı sıra, gençler, ev kiralarının yüksekliğinden, yurtların pahalılığından ve yetersizliğinden, kentte herhangi bir sosyal etkinliğin olmamasından, gece sokağa çıkamamaktan yakınıyor.
Gerçekten Bandırma’nın üniversite kenti olmasını istiyorsak, biraz daha fazla çaba harcamalıyız.
Yok eğer, hala bu kadar ekmek, bu kadar köfte zihniyeti ile yol almaya devam ettiğimiz takdirde, korkarım ki, mevcut öğrencileri de birer ikişer elimizden kaçıracağımız gibi, gelmeyi düşünenlerin de gelmesini engelleyeceğiz.
Burada Bandırmalılar olarak bize çok büyük iş düşüyor. Haydi Bandırma, bu duyarsızlığa bir son verelim artık.