content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

03 Oca

Geleceğimiz Sokaklarda Çürüyor

GELECEĞİMİZ SOKAKLARDA ÇÜRÜYOR*

Çok eskiden (özellikle 1960-1980’li yıllarda) çekilen Türk filmlerinde “sokak çocuğu” rolü en sevimli çocuklara verilir ve film onun üzerinden sürerdi.

Ancak bu günlere gelindiğinde durum öyle filmlerde çekimlerle sınırlı kalmadı; günümüzde ciddi bir sorun olarak fiili/defacto bir hal aldı. Öyle ki rakamlar oldukça ürkütücü. En iyimser rakam on binleri aşan çocuğumuzun sokakta çalıştırıldığını söylüyor. Bu rakamı az bulup ikiye katlayanlarda verilerle konuşuyorlar. Niçin, nasıl, ne zamandan beri bu çocuklarımız bu hale ge(tiri)ldi sorusu çok cevap aradı ve cevap bulmada da hiç zorlanılmadı. Herkes bilir ki bölgemizde meydana gelen son 24 yılın olayları sonucu ve yine son 18 yıl içinde meydana gelen zorunlu göç hadisesinden dolayı bu çocuklarımızı bu sonuca getirdik. Peki, bunlar sadece sokakta çalıştıkları için mi durum vahim?

Şayet sadece bu durum olsa bile durum yine de vahim kabul edilmeli. Yani sokakta karşılaşılan riskler -ki telafisi imkânsız olan riskler de vardır- olmasaydı bile bu sokakta çalıştırılma veya çalışma durumu bir çocuk için çok kötü bir durum olmalıdır.

Ömrünün en eğlenceli, en oynaması-dinlenmesi gereken dönemi; ders çalışması, araştırmalarla geleceğine zemin hazırlaması gereken dönemini her türlü riskle dolu olan sokaklarda çalışarak geçirmesi çocuklar için ne demek olduğunu takdir edersiniz.

                                      SOKAKTA Kİ KAYIP YILLAR

Çocuğumuz sokakta çalışırken su gibi akan yılları geride bırakmaktadır. Bu yıllar içinde çocuklarımızın önemli bir kısmı uyuşturucuya, diğer bit kısmı meslek değiştirip hırsızlığa, başka bir grup çetelere bulaşmaktan kendilerini kurtaramamıştır. Cinsel istismar işin başka trajik kısmını teşkil eder. Neticede çocuk sokağa düşmekle büyük risklerle karşılaşma gerçeğinden kurtulamaz. İlle de herkes bu risklerden nasibini alır diye bir genelleme yapamayız ancak bu ciddi bir risktir ve her zaman ciddiyetini muhafaza etmektedir.

Sokakta çalışma yaşı 7 yaşın altına düşmüş bulunmaktadır. Ana sınıfı eğitimi alamayan çocuk ilköğretimin birinci kademesinin ilk yılında sokaklarda…

Tam da “ Artık Okullu Olduk, Sınıfları Doldurduk” şarkısına sıra gelmişken çocuk okul ile sokakta çalışma arasında med-cezirler yaşamakta… Bunun ne kadar zor, ne kadar acı bir karar aşaması olduğunu tahmin etmek kolay olmasa gerek. Adım gibi eminim çocuğun bir karara varması ondan çok şey alıp götürür. Bunu anlamak için çocuklar çalışırken okulların dağıldığı sırada çalışan çocukların geçen öğrencilere bakışlarına dikkat etmeniz yeterli… derin bir hüzün, karamsarlık ve iç çekmeler… “Aşkın ne derin yaralar açtı” demişti ya bir ozanımız; işte öyle… okul aşkından mahrum kalma durumu söz konusu olan. Ha bu arada sokakta çalışan her çocuk için “illede okulu terk eder” diye bir kural yok tabii ki. Ama bir çocuk bile ne demek biliyorsunuz elbette ki…

Anlayacağınız çocuğum uzun eğitimini öldürdük. En azında zaten maratona 300 m geride başlayan bir çocuk bir de sokakta çalıştırılınca 500 hatta 1000 m. geride başlamış oluyor ki varın gerisini siz düşünün. Sonra sosyal devlet, eşitlik, çağdaşlık diyeceksiniz… dememizde beis yok tabi.

Çocuk sokaklarda çalışırken yukarıda sıraladığımız gibi çok ciddi risklerle karşılaşmaktadır. Bunlardan biri de uyuşturucuya alışma riskidir. Çocuk daha önce bu süreci yaşamış olan büyükleriyle temasa geçmiş ve “ağbi”liğini kabul etmiştir. Elbette ki büyüğünün bazı talep ve tekliflerini redd hakkını da kaybetmiştir. Kendisine ikram edilen! poşetteki maddeyi tanıma dönemi başlamıştır. Tanıdıktan sonra kaç çocuğun kurtulabileceğini uzmanların takdirine bırakıyoruz.

Az süre sonra bu durum terfi! işlemi sonucu yeni uyuşturucularla tanışmaya kadar gider. Çocuk veya artık genç olma yolundaki genç adayımız yeni alışkanlıkları için daha çok para kazanma zorunda kalmıştır.

Genç yaşlarda istek ve ihtiyaçlar farklılık arzeder. Gençlerimiz de bu doğal veya sonradan alışkanlıklarından dolayı edindiği davranış ve ihtiyaçları için daha çok paraya ihtiyaç hissederler. Bunun için zaten kurulu tezgâh hazır. Daha çok iş! daha çok para sloganını gencimizin önüne bırakıverirler. Tercihte zorlanmaz. Zira ilk tercihte sokaklara çıkmadaki tercihte bütün zorlukları yaşamıştı. Artık karar vermek kolay:

Bu sürece gelmeden bir şeyler yapılmamış ise bu son şansıdır gencimizin…

Ya birileri elinden tutar ya da bir daha asla…

Zira uyuşturucu, ya da fuhuş ya da gasp süreci çok kolay vazgeçilecek bir hal değildir.

Çocukları kendi halleriyle baş başa bırakırken onları bekleyen tehlikelerden biri de öldürmeyi de göze alacak kadar gözü kara hale getirilen hırsızlık, gasp durumudur. Veya başka illerde darp, yaralama ve ölümlere sebebiyet veren olaylar az değildir.

Bu olumsuzluklardan hiçbir tanesini yaşamamış olsak bile:

Adı üzerinde “çocuk”, çocuk çocukluğunu yaşamaz ise

Çocuk akranları gibi oynayıp zıplamaz ise,

Çocuk sokaktaki tehlikelerin verdiği derslerle değil de çizgi filmlerle büyümez ise

Çocuktan gelecekle ilgili ne bekleyebiliriz?

Çocuğun sokakta çalışırken hiçbir kötü alışkanlığa kaymadığını farz edelim; çocuğun yorgun ve zaten gününün önemli bir kısmını çalışarak geçirdiği için sağlıklı bir eğitim alamaması nasıl bir gelecek kaybına yol açmaktadır biliyoruz… Kişisel olarak beni rahatsız eden şey çocuğun karşılaşacağı riskler olmasa bile onun çocukluğunu yaşamayışı ve dolayısıyla iyi bir eğitimden mahrum kalmasıdır. Bu zarar, kayıp olarak çocuk için yeter artar da… Çocukluğunu kaybetmiş gençten iyi bir adam olmasını isteyebiliriz, ancak sadece isteyebiliriz. Bu sebeple çocukların sokakta çalışmaları anların gençliğinden ve ileri yaşlarda yetişkinliklerinden de çok şey alıp götürmektedir. 

Ruhsal, psikolojik olarak neler kazandıklarını, kaybettiklerini görüyoruz. Çocuk bedavacı kişiliğin yanı sıra varlıklı düşmanı ve buna bağlı olarak kinci yetişir. İnsanlar sübjektif ve kendince kategorilere ayırıma tabi tutulmuştur. Bu tehlikeli bir durumdur. Ayrıca çocukta insanlara/insanlığa güven eksikliği oluşmuştur dolayısıyla nasihat, yönlendirme gayreti çok da yerini bulmamaktadır.

Kısa yoldan zenginlik virüsünü kapmışsa çocuk-gencimiz onun okulla da fazla ilgisi kalmamış demektir. Zaten derslerinde pek başarılı olamıyordu o zaman kısa yoldan zengin olup arkadaşlarıyla aradaki farkı kapatıp belki böylelikle onları geçebilirdi.

SONUÇ

Çocukların sokağa çıkmalarıyla birlikte onların ömürlerinin geri kalan kısmını ciddi bir şekilde tehdit eden demesek bile etki eden bir dönem(ec)e girilmiştir. Bu durumdan çocuğun karşılaşacağı asgari zayiata da razı olmadan bir an önce çocuğun kurtarılması mecburiyeti vardır. Aksi halde geç kalmış olmanın hüsranını kabullenmekten başka yolu kalmayacaktır. (bir küçük kız çocuğunun, bir erkek çocuğunun cinsel istismarının açacağı yaralar)

Bunun ciddi bir politika olarak ele alınması gerekmektedir. Mevcut kurumlarla durumun düzeltilmesine (kurum yetkilileri ne kadar fedâkarane çalışırlarsa çalışsın) imkân yoktur. Zira kurumların “mevcut gücünü aşan” bir durumla karşı karşıya bulunmaktayız. Daha çok imkân; sağlıklı tedbirler, eğitim imkânları, ebeveyne istihdam ve eğitim ortamı sunma olanakları olmadan çözüm yakın değildir.

* Bir panelde yaptığım sunumdur.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Geleceğimiz Sokaklarda Çürüyor”

  1. 1
    Canan Celik Says:

    hocam herkes sorumludur yani hepimiz,, devletde bizde üzrimize duseni yapmadik. bide çok nufusulu olunca fakir aile bekamaz.

  2. 2
    Ahmet AY Says:

    Şu üçten fazla çocuk meselesi çok da kolay değil. Ama sadece nüfus sayısı etkilemiyor. Aile, ülke politikası, okul, çevre ve tabi ki ekonomik refah düzeyi...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank