Geldiğimiz Yer; El-Nusra ve PYD!
Her şey Ordunun imhası ile başladı.
Aydınlar, parti başkanları, gazeteciler, Kemalist subaylar zindanlara kapatıldı.
Bu operasyonların etrafa saldığı korkuyla, geniş halk kitlelerini sindirdiler.
İktidarlarının ilk zamanlarında, yol almak için Türk Devletinin bağımsızlığını Avrupa Birliğine( Almanya’ya) vermek için salvolar yaptılar.
Sahte solun ve Evet ama yetmez’cilerin desteğini aldılar.
Ülkenin satılmadık bir şeyini bırakmadılar.
Satılanlardan elde ettikleri ile AVM ve gökdelenler diktiler.
Ülkeyi 445 milyar dolar barca sokarak, yandaşlarına rant yarattılar.
Açılım dediler, Suriye’de Esad katil dediler, Libya dediler, Tunus dediler, Rusya ve İran dediler, her birini birbirlerine vurdurup, Türkiye’yi ortada bıraktılar.
Demokrasi dediler, demokrasi isteyenleri meydanlarda vurdular.
Çok suç işlediler.
İşledikleri suçların bedelini ödeyemeyeceklerini bildiklerinden, iktidarda kalmak için yeni suçlar işlemek zorunda kaldılar.
Bu işler böyle gider, biz halkı ve orduyu sindirdik, artık bölme işini gerçekleştiririz, demişlerdi ki, işler ters dönmeye başladı.
Dünya dengelerinin değişiyor olduğunu fark edemediler.
Suriye’ye gir, El-Nusra ve Müslüman Kardeşleri silahlandır diyen ABD, bu kararını Rusya, İran ve Çin yüzünden değiştirince, BOP eş başkanlığı boşta kaldı.
Dünya dengelerinin değiştiğini ve yeniden kurulmakta olduğunu kavrayamayan, gerici ve bölücü siyasi iktidar, işin sonuna geldi.
Siyasi iktidar asıl yenilgiyi, Suriye’de Kuseyr’in düştüğü gün almıştı.
Müslüman Kardeşler ve El- Kaidenin ikmal yolları kesilince, Suriye devleti, terörü temizleye temizleye, Doğu’ya doğru geliyordu.
İkmal yolları kesilen El Nusra ve El Kaide’nin, aslında, Suriye devleti tarafından işi bitirilmişti.
Siyasi iktidar, başlangıçta, sömürgeci devletler ile birlikte, Suriye’nin içindeki ayrılıkçı gurupları destekleyerek, Suriye’nin bölünmesine destek vermişti.
Aslında bunu yaparken, Türkiye’nin bölünmesini de adım adım gerçekleştiriyordu.
Esad bunu görmüş ve demişti ki; “Türkiye kendi ayağına kurşun sıkıyor.”
Evet kendi ayağımıza sıktığımız kurşunlar nedeniyle, Suriye’de ortaya çıkan, PYD, yani PKK, şimdi daha da büyük sorun haline geldi.
İçerde, Açılım adı altında PKK ile masaya oturan AKP, PYD’nin El-Nusra’yı teslim almasına kızıyor.
Ne güzel, El-Nusra ile Esad’ı devirecektik, sen nereden çıktın PYD peyda oldu.
AKP, Suriye’de Müslüman Kardeşler iktidarı kuracağım derken, PKK’yı olduğundan güçlü hale getirmiştir.
Bu durumda bölünen Suriye değil, Türkiye’dir.
Siyasi iktidarın Açılım siyaseti; Türkiye’yi zayıflatmak, PKK’yı güçlendirme siyasetidir.
Türkiye’yi bölme siyasetidir.
Güttükleri her politika, etnik ve mezhepsel bölünme amaçlıdır.
Çözüm;
Yasal Suriye devleti dururken, El-Kaide, El- Nusra gibi terör örgütleri ile olan işbirliğine derhal son verilmelidir.
Gelişmekte olan sorunların daha dönülmez noktalara gelmemesi için, Suriye devleti ile yasal zeminde işbirliği zorunludur.
Bu sorunu, Amerika ve PKK ile işbirliği yaparak çözemeyiz.
Her iftar sofrasından, 17 ayrı televizyonda bağırarak da, çözülecek bir sorun değildir.
Esas olan, siyasi iktidar değildir. Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür.
Bu iktidar kalırsa, Suriye değil, Türkiye bölünür.