Geçip Giden Zamanlar
Bugünler de herkes eskiye özlem duyuyor... ''Hey gidi günler hey''
Yanlızca hatırlandığında hoş bir anıyla anlatılan güzel olan günler... Eski dostlarla bir araya gelip eski zamanları yeniden canlandırmaya çalışılsa da aynı tadı vermeyen ama konuşulduğunda, dile döküldüğünde anlam kazanan o eski günler...
Hemen hemen herkesin bir hikayesi vardır... O zamanlar da sizi mutsuz eden belki de yaşın verdiği heyecanla olaylara bakış açımız daha alevliyken, şimdiler de yüzümüzde hafif bir tebessüm bırakarak hafızamızdan geçen film kareleri değil midir?
Eğer yaşanan şeyler güzelse saatlerce düşünelesi, herkese anlatılası olanlardır... Yaşananları saatlerce düşünmek, herkese anlatmak ister insan...
Ama yaşananlar sizde kötü izlenimler bırakmışsa üzerlerinin örtülmesi, hafızadan silinmesi düşünülür... Hatırlanmak istenmez!...
Arkadaşlar bir araya gelindiğinde, yalnız kalındığı zaman unutulduğu yerden çıkar ve hatırlanmaya başlar... Bazıları güzel anılardır... Konuşurken veya düşünürken kahkahalara boğulur insan kimi zamanda...
Bazıları ters etki yapar...
Eski fotoğraflarda kalır çoğu zaman... O fotoğraflar ele alınıp bakılmaya başlandığı zaman uzun süre bırakılamaz!...
Yıllar geçtikçe değişen yaşamımız da, dünyamızın bize söyletmekten bıkmadığı cümledir...
Sanki savaş sonrası kenarda kendi kendine açılmış bir radyodan gelen ses, ezgi seli geçmişin o unutulmaz tadını hatırlatmaktadır kim bilir belki de...
Doğru ya bizler de savaş sonrası yıkıntılarında yaşıyoruz, yüksek apartmanlarda tutuklu kalıyor, karbondioksit çekiyoruz ciğerlerimize, yemeğimiz de kanına kurşun karışmış balıklardan yiyoruz...
Kalabalık kentin sokaklarında gezerken belki on kişiyle karşılaşıyoruz ama tek bir kişiye selam vermiyoruz...
Haberlerde ABD li bilim adamlarının dünyaya benzer yeni gezegen keşiflerini izliyor...
Onbinlerce çocuk terkediliyor ama siz kendi koğuşlarınızda kendi kanınızdan dünyaya getireceğiniz yeni çocuklar istiyorsunuz yanlızlığınızı paylaşacak...
Eski günlerdeki güzellik, mutluluk şimdilerde aranır oldu... Mutluluğu geçmişte mi bıraktık? Ya da geçmişi mi özlüyoruz...
Gelecek yaşandıkça hayal kırıklığına dönüşmesi sonucu geçmiş özlemi hatırlanınca sarfedilen cümle ''nerede o eski günler''...
Eski günler güzeldir elbette çünkü güzel zamanlar hatırlanır çoğunlukla...
Gelecek ise risk taşır...
Tabi geçmişe bağlı kalmamak gerekir yoksa önümüzü göremeyiz, bir adıp öteye bile geçemeyiz...
Hayat denen kavram yaşadığımız sürece bize şimdiki zamanımızı bile bir beş yıl sonra yine yüzümüz de tebessüm bırakakarak hatırlatacak kendisini...
İçinde bir serzeniş, küçücük bir mutluluk, hassaslık kimi zaman da ve "keşke o günlere dönüp bir daha yaşayabilsek'' hissi yaratmaktadır... Ama zaman makinası henüz icat olmadı ne yazık ki!...
Eee ne diyelim yaşamak güzeldir herşeye rağmen... Ne kadar söylensek de dünya güzeldir. Gezilmeli ve görülmeli...
Nesne, olay, eşya, kişi, candır, yaşama sevincidir, sizi o geçmişin hayalinden çıkarır. Sağlıklı bir şekilde nefes alabildiğinizin farkına vardırır...
Uyanmaktır yeni sabahlara... Ardından gökyüzünün masmavi berraklığını görüp içinizin ısınmasıdır, sabahın o buz gibi ayazına rağmen…
Hayattaki tüm olumsuz düşüncelere, özlemlere, yalancı gülümseyişlere inat, yüreğimizi sevgiyle ısıtabilecek gücü bulmaktır kimi zamanlarda...
Söylenirken derin bir iç çekişin eşlik ettiği geçmiş özlemi!...
Hayatı mutlu ve en güzel haliyle yaşamak ve hatırlamak dileğiyle...
Güzel yazı olmuş. aynı kıskançlık yazısı gibi
Kasım 2nd, 2010 at 15:24dünya moderleştikçe ve teknoloji geliştikçe hayatımız belki kolaylaşıyor ama hep içimizde yinede geçmişe özlem duyuyoruz.Birine mektup yazmayalı nekadar oldu bilmiyorum. Siz hatırlıyormusunuz en son nezaman birine mektup yazdığınızı?enson ne zaman birine yılbaşı ya da bayram kartı attınız?yeni nesilden hiç yazmayanlar bile vardır.Özlüyorum o karla kaplı kulübe ve çam ağaçlı yılbaşı posterlerini.
Kasım 3rd, 2010 at 23:04Zaman ilerledikçe
Kasım 4th, 2010 at 13:42anılar uçuşmakta,
yaşamdan arta kalan renkler soluklaşmakta.
Zaman ilerledikçe
özlem ve acı/tatlı tebessüm gözlerin önüne doluşmakta...
Söyleşirken mazinin derinlikleri arasında,
Vefanın cam kenarlarındaki kurumuş güllerinin dikenleri batışmakta.
Nurdan Hanım elinize sağlık çok hoş bir yaklaşım ben de eskiyi çok özlüyorum... Eskileri keşke yine eskisi gibi bizimle olsanız sizi çok özledik...
Kasım 11th, 2010 at 21:11saygılarımla...
Eskiyi hep özlüyoruz.
Şubat 11th, 2011 at 22:32