Gece Gelen Telgraf….
Korkmayın dostlarım.
Bu öyle kötü bir telgraf değil. Güzel, mutlu, kısacık bir paragraf...
Sevgili editörümüz Emine Hanım'dan;
"bir yazı" ricası.
Ne demek, Hemen, hazırda yoksa, kafada, gönülde de mi olmaz.
Nasıl bir şairin cebinde şiir eksik olmazsa, yazarın da heybesinde bir öykü, bir deneme, bir anlatı olmalı..
Ve aklı yazılarla dolmalı..
Çünkü yazar aydınlatmalı, karanlığın sisli dalgalarını.
Yeni bir yıla girdik. 2015.
Zaman kendi başına akıp giden bir değişken değil.
Yapıp-ettiklerimizle, üretkenliğimizle anlam kazanan- değerlenen göreceli bir kavram.
"Benden geçti-bizden geçti" diyemeyiz, onu yakalayıp mekan ve an hamurunda yoğurarak biçimlendirmek temel işimiz.
Koyup başımızın altına iki elimizi şöyle bir düşünelim geçmişi, sorgulayalım sakince, neleri, niçin ve nasıl yaptık, ya da neyi-niçin yapamadık?
Düşleyelim geleceği yine geniş zamanlı bir sessizlikte..
Potansiyellerimizin ne kadar farkındayız?
İnsanın yeryüzündeki amacı potansiyelini gerçekleştirmektir.
Yeni yılda içinizde yepyeni yerleşik sevinçler olsun derim ben de bu köşemden siz dostlarıma umutla ve insan sıcaklığıyla.
İçimizde bahar sabahları gibi taze sevinçler, yaz akşamları kadar olgun düşler olmazsa ilerleyemeyiz büyük insanlık yürüyüşünde.
Çok sağ olasın, sevgili editörüm, "yazı" söz konusu olunca unuturuz zamanı ve mekanı..
Ankara Dikmen'de "beyaz gecelerin" bir halı gibi yerleri kapladığı şu saatlerde ben sözcüklerin kanatlarında sizinleyim.
2015'te yanaklarımız hep yanaklarınızda olsun, büyük insanlık düşü kardeşlik, eşitlik ve barış açılmış kollarımzın arasından yaklaşsın.