Geç Gelmiş Bir Özür…
Şimdi elimi vicdanıma koyup itiraf ediyorum. Sana cok ama cok haksızlık etmişim. Senden özür diliyorum. Çocukluğum Hürriyet gazetesi okuduğumuz için seni sevmeden seni yanlış tanıyarak sana kızarak büyüdüm. Bana seni hep cok farklı tanıttılar. Seni Emin Çölaşan denen adamdan okuyarak büyüdüm. Evde "Turgut Nereye Kosuyor"vardı. Zeki-Metin den espiriyle taslamaylada olsa devamlı karalanmanı dinleyerek büyüdüm. Şimdi daha iyi anlıyorum ki seni neden yerden yere vurduklarını,neden sana yapmadıklarını bırakmadıklarını.
Sen o zamanlardan basmışın bunların nasırlarına. Gercekten çok büyük bir adammışsın. Senden önceki Türkiye yi dinleyince adeta taş devrinden bahsediliyormuş gibi geliyor.Şaka gibi gelen o kadar cok sey varki senden öncesiyle ilgili. Türk parasını koruma kanunu(cebinde dolar cıkanın hapse atılması), yabancı sigaraların yasak olması, yabancı isimlerin kullanılmasının (ticaret yerleri için) yasak olması telefonun yok denecek kadar az olması,yol ve altyapının 1980 lere kadar doğru düzgün olmaması vesaire vesaire...
Seni bu ülkede hep eleştirdiler hep suçladılar.Şimdi ardıma dönüp bakınca suan da iktidarı kim yerden yere vuruyorsa aynı isimler aynı kişiler aynı medya aynı düşünce o zaman da sana demediğini bırakmamış, yapmadıkları kalmamış. Aslına bakacak olursak bu ne kadar büyük bir tesadüf öyle değil mi... Menderesi sevmeyen onu asan zihniyet senide sevmiyordu, suanda da Recep Tayyip Erdoğan ı sevmiyor. Burdan şuna gelmek istiyorum Türkiye de kim askeri vesayete karsı cıkmıs sivillesmeyi demokratikleşmeyi biraz olsun savunmuş, kim laikliği gercek anlamıyla tanımlamış yasamış, bu jürokratik yapının ayagına basmış. O zaman hemen topyekün saldırıya gecmişler. Hep aynı argümanlarla yapılmış bu saldırılar.Hep aynı isimler olmus bunları yapanlar.Hep aynı isimler.
Kim mi bunlar? Kendini bu ülkenin asıl sahibi sanan elitist,tepeden inmeci saraylı sınıfı.Popüler bir ifadeyle "Beyaz Türkler". Onlar efendi biz köle. Maskeleri hep Kemalizm olmus, hep laiklik olmus, hep cumhuriyet olmus. Bunların arkasına saklanıp hep kendi kalelerini korumuşlar.Hep korkuyla hep tehditle hep şantajla yapmıslar bunu...İrtica demişler, laiklik demişler,sivil dikta demişler. O zamanlar şimdi ki gibi imkanlarda olmadığından; medyada tek bir tekel olduğundan ama en önemlisi internet olmadığından insanları cok iyi kandırmışlar. İnsanları istedikeri şeylere, kendi yazdıkları masallara inandırmışlar.
Senden özür diliyorum Turgut Özal sen daha o zamanlarda bugünün Türkiye sini görmüşsün. Bugün olacakları tahmin etmişin ve bunun için çalışmısın.O derin yapı o zamanlar cok güçlüymüş. Elleri sana kadar uzanmıs.Daha bu ülkeye yapacağın çok şeyvarken sana kıymış. Ruhun şad mekanın cennet olsun. Bugün insanlar artık senin ne kadar büyük bir insan, devlet adamı Türkiye sevdalısı olduğunu cok daha iyi anlıyor. Artık perdeler kalktı gerceklerler bir bir gün yüzüne cıkıyor...
Herkesin hataları olur. Ama hatalarıyla Rahmetli T. ÖZAL bu ülkeyi sıradan bir ülke olmaktan çıkarmak için çok çabaladı. Nu içinde yatsın.
Aralık 26th, 2010 at 21:42Ahmet abi bir önceki yazımıda okuyup yorum yapmıstın gecte olsa sana tesekkürü borc bilirim.Saol varol...
Aralık 26th, 2010 at 22:30