GDO’lu Mısırdaki Büyük Tehlike
Prof. Séralini ve arkadaşlarının yayından çekilen tartışmalı araştırması çok sıkı bir değerlendirme sürecinden sonra yeniden yayınlandı.
2012’ de Food and Chemical Toxicology (FCT)’ de yayınlanan orijinal araştırmada, “GDO’ lu mısır” ve Avrupa Birliği’ nde içme suyunda müsaade edilen miktarın altında “Roundup” ile beslenen farelerde ağır karaciğer ve böbrek hasarı, hormonal değişiklikler ve yüksek oranda büyük tümörler tespit edilmişti.
Araştırma, “GDO meftunu” bilim adamlarının sürekli tenkit ve karalama kampanyalarının ve şirketten gelen baskıların ardından derginin baş editörü tarafından 2013 Kasım ayında yayından kaldırıldı.
Bu kronik toksisite araştırması, iki senelik hayatları boyunca Monsanto firmasının NK603 glifosat bazlı herbisiti (yabani ot öldürücü) Roundup’ a dirençli GDO’ lu mısırla beslenen fareler üzerinde gerçekleştirildi.
“Roundup” isimli herbisit tarlaya uygulandığında yabani otlar ölürken GDO’ lu mısır bundan etkilenmiyor.
Şimdi, Environmental Sciences Europe’da yayınlanan araştırmanın sonuçları ve hükümleri öncekinden farklı olmadığı gibi, makalede orijinal yayının tenkit edilen hususlarını da irdeleyen ekstra veriler ve ham veriler de bulunuyor.
Bu arada, endüstrinin Roundup’ un ruhsat almasının temelini oluşturan ham verilerin ticari sır olduğu gerekçesiyle “saklı tutulduğunu” hatırlamakta fayda var.
Araştırmanın sonuçları
Araştırmada farelere Roundup ile veya Roundup’ suz yetiştirilen GDO’ lu mısır (diyetin yüzde 11’inden itibaren) ve sadece Roundup (glifosat ve katkılar ihtiva eden herbisitin 0.1 ppb’ sinden itibaren) bulunan üç farklı diyet uygulandı.
Araştırmanın sonuçları özetle şöyle:
BİR: Biyokimyasal analizlerde her üç grupta ve her iki cinsiyette anlamlı böbrek yetersizliği belirlendi; değişen parametrelerin yüzde 76’ sı böbreklerle ilgiliydi.
İKİ: Erkek farelerde karaciğer konjesyonu ve nekrozu 2.5-5.5 misli; belirgin ve ağır nefropatiler de genel olarak 1.3-2.3 misli fazlaydı.
ÜÇ: Mortalite, dişi farelerde her üç grupta da 2-3 misli fazla ve ölümler daha erkendi.
DÖRT: Bütün sonuçlar hormon ve cinsiyete bağımlı idi ve patolojik özellikleri de birbirine benziyordu.
BEŞ: Dişi farelerde büyük meme tümörleri daha sık idi ve kontrol grubuna göre daha erken gelişti; hipofiz en çok zarar gören ikinci organdı ve seks hormonları dengesi GDO’ lu mısır ve Roundup tüketimi ile modifiye oldu.
ALTI: Erkek farelerde, sadece bir tümörün tespit edildiği kontrol grubuna göre 600 gün erken başlayan ele gelen tümörler 4 misli fazla idi.
Araştırmacılar, bu sonuçların sadece Roundup’ un lineer olmayan hormon bozucu etkileriyle açıklanamayacağını, GDO’ lu mısırdaki EPSPS transgenlerinin aşırı ekspresyonu ve diğer mutasyonla ilgili etkiler ile bunların metabolik sonuçlarının da dikkate alınması gerektiğini vurguluyorlar ve ekliyorlar:
“Bu araştırmada belgelenen anlamlı biyo-kimyasal bozuklular ve fizyolojik yetersizlikler, GDO ve Roundup’ un her iki cinste farklı büyüklüklerdeki patolojik etkilerini ortaya koyuyor”.
Kısa bir özet
BİR: GDO’ lu mısır ve Roundup’ un farelerde ve çok muhtemelen de insanlarda sağlık üzerine çok önemli menfi tesirleri vardır.
İKİ: Bu menfi tesirler daha önce yapıldığı gibi 90 günlük çalışmalarla ortaya konamaz.
ÜÇ: GDO ve herbisitlerin güvenli olduklarını söyleyebilmek için deney süresinin 2 sene olması gerekir.
DÖRT: GDO’ lu ürünlerin emniyetleri kesinlikle ispatlanmadan yenmesi ve içilmesi çok “risklidir”.
Gelelim neticeye
Birbirinin “kankası” olan gıda ve ilaç endüstrisi aynı taktik ve yöntemleri kullanırlar.
Yeni ilaçların etkinlik ve emniyetleri ispatlanmadan yaygın kullanıma girmesi gibi aynı metotlar gıdalar için de uygulanır.
Size “hapı yutturmak” isteyenlerle “GDO yedirmek” isteyenlerin “aynı tipler” olduğunu unutmayın.
KAYNAKLAR
http://www.enveurope.com/content/26/1/14
http://commonground.ca/2014/08/gmo-bites-10/