Gaza Basan İzmirliler
Onbeş yıl önce bir şubat günü Cumhurbaşkanı Sezer, Milli Güvenlik Kurulu öncesinde Başbakan Ecevit sinirlenerek, elinde tuttuğu anayasa kitapçığını üzerine fırlatmıştı.
Saatler sonra Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden biri başladı. Borsa yüzde 14.6 düştü, repo faizleri yüzde 760’a fırladı. Merkez Bankası’ndan yaklaşık 7.6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. Yaşanan kriz yaklaşık 1 milyon kişiyi işsiz bıraktı, sanayi üretimi büyük darbe aldı.
Ve 19 Şubat siyasi krizi ekonomik krize dönüşerek tarihe adını böyle yazdı.
Bugün kitapçık atılmasa da Meclis’in durumu hiç parlak değil. Sıkça yakın dövüş gösterileri, ağır sözlü atışmalar yaşanıyor.
Milletvekilleri, birbirlerine düşmanmış gibi bakarken halkı ‘barışa’ çağırıyorlar. Ötesi, Başbakan istifa ediyor, terör olayları birbirini izliyor .
Tüm bu arenayı, ekonomi dünyası ise film izler gibi izlemeye başladı.
Eskiden olsa Başbakan istifa ettiği gün borsa dibe, dolar tavana vururdu.
Bu dar etkinin öncelikli nedeni, şirketlerin küreselleşerek, dalgalı sularda yüzmeyi öğrenmesi.
Son 15-20 yılda orta ölçekli kuruluşların, ülke sınırlarını aşarak uluslararası ticaretin parçası olmayı başarmaları ve TC.Merkez Bankası özerkliği ile başlayan sürecin siyasetin etkisini ‘şimdilik’ sınırlaması..
HEDEF YURTDIŞI
Yerli, yabancı yatırımların azaldığı bugünlerde, bazı İzmirli sanayiciler ise hızlarını kesmemekten yana.
Farklı ülkelerde atak yapan İzmirliler arasında Kazakistan yatırımlarını artıran BTM Grubu, Rusya yatırımlarına ilave önümüzdeki hafta AR-GE Merkezi ve yeni fabrika temeli atacak Tiryakiler Grubu var.
Bugüne kadar İzmir için 800 milyon liralık yatırım yapan Folkart da yurtdışı operasyonlara hazırlanıyor. Dünya lojistik sektörünün önemli oyuncusu olan Arkas Holding, İtalya’daki yatırımlarını büyütüyor.
Sun Tekstil çok sayıda ünlü markanın yurtdışı partneri, İspanya bağlantılarını iki katına çıkarıyor. FEKA İnşaat Libya, Afganistan ve Afrika’da işlerini büyüttü, yeni ihaleler aldı.
Yaşanan belirsizlik ve endişelere rağmen İzmirli işadamlarının da yeni yatırım kararları alması hem moral hem gelecek adına umut veriyor.
Maalesef şu sıralar, bu firmaların sayısı sınırlı.
Yine de ülkenin onca değişmeyen ve kısır gündemi arasında bu kadarını saymak dahi iyi geliyor
Yeni sanayi yatırımlarını, atakları yazmaktan yorulacağımız günler umarım çok uzak değildir.
Sahne Tozu’nun Azim hikayesi
İzmir’de uzun süredir duyduğum isim oldu Çağlar İşgören.
2005 yılında Haldun Dormen’in onayıyla Sahne Tozu Tiyatrosu’nu kurdu.
‘İzmir ve özel tiyatro’ gibi ağır gelişen alanda gençliği ve dinamizmi ile hayli çabaladı. Doğrusu başlarda ‘fazla ticari’ kuşkusuyla yaklaşmıştım ancak yıllar sonra görüyorum ki, tiyatroya gönül vermişlik ağır bastığı gibi, üretken isimler kadroya dahil edilerek İzmir’de tiyatronun gelişimi adına uğraş veriliyor.
Bedia Muvahhit Tiyatro Ödül Töreni’nin 7.sini düzenlediler geçen akşam.
Selçuk Yöntem, Defne Halman gibi tanınan isimlerin katıldığı gecede İzmir’in tiyatro emekçileri ödüllendirildi. Biraz abartılı Oscar vari yaratılan havaya rağmen tören başarılıydı ve kentin bir eksiğini tamamlıyordu.
Bu arada ilk kez izlediğim ‘İki Tenor’ adlı gösteri muhteşem.
Yıllar süren azmi ile İşgören, ilk Türk kadını Bedia Muvahhit’in, ilk kez tiyatroya çıktığı kent İzmir’e hayli anlamlı bir organizasyon kazandırdı. İleride adlarından daha çok söz ettireceklerine eminim.