content
07 May

Freni Patlamış Kamyon

İmralı sakini, “Demokratik Özerklik” adını verdiği, gerçekte “Kürdistan” amacını taşıyan sözüm ona çözüm projesini ortaya attı.

Apo’nun talimatı ile bu proje çerçevesinde, Doğu ve G.Doğu’nun tamamı ile Kürt vatandaşların yoğun olarak yaşadığı İstanbul, Mersin ve Adana gibi batı şehirlerinde de “Sivil İtaatsizlik” eylemleri başlatıldı, her geçen gün giderek artıyor. Polislerin, kalabalık gruplar tarafından “linç” edilmeye başlandığını televizyonlarımızdan görüyoruz.

PKK, artık batıda eylemlere yöneldi. Karadeniz ve Akdeniz kırsalına kadar ulaşan PKK, Tokat, Samsun ve son olarak Başbakan R.T.Erdoğan’ın seçim konvoyuna Kastamonu’da saldırdı.

1 Mayıs’ta, İstanbul’da, İstanbul’un göbeğindeki Taksim Meydanı’nda Atatürk heykeline PKK bayrağı sarıldı, Atatürk’ün yüzüne Apo’nun resmi konularak hatıra fotoğrafı çektirildi.

Kısa bir süre önce Radikal Gazetesi Kürt sorunu denilen bu sorun ile ilgili bir araştırmayı yazarak, bu araştırmanın sonucunu açıkladı. Sonuç kabaca şu idi; “PKK’lı Kürtler şımarmış, artık zıvanadan çıkmışlar” idi. Basında yeterince yer bulmayan bu araştırmanın sonucunun altına, çok önce, yaklaşık üç yıl önce, yani açılımlar başlatılırken ben de imzamı atmıştım.

O günlerde de gören görebiliyordu, ama bugün artık belki de önemli bir kısmımız görebiliyoruz ki; güzel şeyler olmadı. Yokuş aşağı giden kamyonun freni patladı. Nerede duracağını kestirmek güç değil. Apo, serbest bırakılır, kurulacak Kürdistan’ın başına getirilirse, kamyon ancak o zaman durur, aksi taktirde uçurumdan inen kamyon, kırıp dökerek insanların yaşadıkları yerleşim birimlerine kadar iner.

Burada iki yol var. Bir; kamyona yön verebilirsiniz. Çok önemli ve son derece hassas bir konu olmasına rağmen neredeyse hiç tartışılmayan “Başkanlık Sistemi”, bu yön vermenin en ideal şeklidir aslında. Çünkü; Başkanlık Sistemi, aynen ABD’de olduğu gibi yerel yönetimlerin ön plana çıkartılması ve yetkilerinin artırılması demektir. Bir başka deyişle; “eyalet sistemi”dir. Yani, Apo’nun “Demokratik Özerklik” projesidir ve Apo’nun şimdilik (!) istediği tam da budur.

İkinci yol; kamyonun gidiş güzergâhının önüne kuvvetli bir set çekmenizdir ki, bu saatten sonra bu seçenek oldukça zordur, hatta imkânsızdır. Çünkü artık, el-kol çoktan kaptırılmış, fren uzaktan kumanda ile çoktan patlatılmıştır.

Gelelim son ve kaçınılmaz seçeneğe…

Türkiye referandumlar cenneti olmaya başladı bir süredir. Cumhurbaşkanı referandum ile seçildi, anayasa değişikliği referanduma götürüldü, “Başkanlık Sistemi” referanduma sunulabilir deniyor. Gelin, bu sorunun çözümünü de referanduma götürelim, halka soralım. Çünkü, tek ve nihai çözüm bu gibi görünüyor artık. Hem bunu, sadece Kürt vatandaşlara da değil, aynı zamanda Türklere de götürelim. Çünkü bugün artık; düne kadar “Vatan Bölünmez” diyen geniş halk yığınları; “Birlikte, aynı bayrak altında, aynı coğrafyada beraber ve kardeşçe yaşamak istemeyeni biz hiç istemeyiz, istemiyoruz, gitsinler o dillendirdikleri Kürt coğrafyalarına yerleşsinler, buraları da derhal terk etsinler” demeye çoktan başladılar bile.

Artık; üç köfte beş kuruşu geçmiştir, “ya herro ya merro” dönemine epey bir süredir girilmiştir ve sonuç kaçınılmazdır, işte o gün ve o sonuç; bugün olmasa bile belki yarından da yakındır.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank