content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Ara

Fransız’dan Post, Domuzdan Dost Olmaz..

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında, günümüz (UN) Birleşmiş Milletler Teşkilâtının atası sayılan Cemiyet-i Akvam (1919 -1946); Türkiye’ye “belirli şarları yerine getirmesi

koşuluyla üyelik başvurusunda bulunabileceğini” bildirir. Akabinde, ABD’li bir gazeteci Atatürk’le röportaj talebinde bulunur.

Bu röportajda Atatürk’e “Cemiyet-i Akvam’a üye olmayı düşünüyor musunuz?” diye sorulduğunda, “Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse düşünürüz” dediğini, bunun üzerine Cemiyet-i Akvam yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen tek ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu biliyor musunuz?...

Peki, ya Türkiye Cumhuriyeti’nin fevkalâde onurla başlayan 31 Temmuz 1959 tarihli AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) Ortak Pazar’a rica, minnet ve davet üzerine gerçekleşen resmi başvurusu; 1960 (1963) sonrası ne kadar rezil, aşağılık ve iğrenç bir sürece dönüştü!..

Bu şerefli ve şanlı yakın tarihten, şu geldiğimiz noktaya bakın..

Tek kelimeyle rezalet, felâket ve utanç verici..

 

İKİYÜZLÜ AMERİKA

 

Fazla değil, daha geçen yıl bu sıralar, henüz TC’nin tapusu ve hukuk-u düvel tescil belgesi “LOZAN” ı tanımayan, ikiyüzlü, kalleş ve leş kargası Amerika’nın “Ermeni Tasarısı” derdine düşmüştük. Millet ayağa kalkmış, ortalığı bir panik sarmıştı. Eşbaşkanlık rica minnet, el pençe divan havalarına girmiş, melânet Yahudi lobileri dolar yağmuruna tutularak himmet etmeleri istenmiş, rüşvet ve iltimasla kirlenen iğrenç bir furya yaşanmıştı. Her yıl Nisan ayına doğru tekrarlanan bu utanca rağmen mesele kapanmaz; Demokles’in kılıcı misal, ağırlıklı bir tehdit, kâbus, melânet musibet, belâ ve pislik kabilinden tepemizde asılı kalır...

1971’den bu güne defalarca yazdık, binlerce kişiye söyledik, onlarca sözde Mebus, namı diğer parlamenter ile de mutabık kaldık… Zuhuru toplu mezarlar, resmi belgeler ve canlı şahitler ile sabit; 1908 – 1919 dönemi Ermeni komitacıları Taşnak ve Hınçak tarafından “BİRMİLYON 500 BİN” Türk-Müslüman’a uygulanan kalleşçe ve alçakça soykırım olmak üzere:, Amerika’nın Kızılderili, İnka ve Aztek; Günümüz domuzlarının Azerbaycan Karabağ, Hocalı ve Bosna-Hersek katliamlarını yasayla tanıyıp, “soykırım” olarak ilân edelim diye…

Mümkün olmadı. Kamuoyuna açıklandığına göre teklif tasarısı hazırlanmıştı.

Sonra ne oldu bilinmez? Akıbet belirsiz!... Demek ki bizde Millet Vekili yokmuş..

 

KANCIK VE KALLEŞ FRANSA

 

Şimdi bu, tarih boyu hamisi olduğumuz bu domuz nesli başımıza belâ. Keferenin derdi Ermeni falan değil; Haçlı seferleriyle başlayıp, İstiklâl Savaşımızla noktalanan hezimetlerinin kuyruk acısı. Dahası, ezel-ebet rakibini AB kapılarında pinekletip, soykırım iftirası üzerinden, dâhili bedhah, dönme ve devşirme Valeri Boyer’i kullanarak öç almaya çalışarak keyfetmek..

Üstüne üstlük, muhatap bile almadıklarının ‘naçiz’ önleme çabalarına karşı; 23 Aralık 2011 günü Fransa Cumhurbaşkanı N. Sarkozy, 'soykırımı inkâr yasası' hakkındaki görüşlere ‘karşılıklı saygı gösterilmesi gerektiğini’ söyleyerek;. Açıkça, küstahça Türkiye’nin 49 sapık müfteriye saygı göstermesini istiyor ve: "Türk dostlarımızın inançlarına saygılıyım, büyük bir ülke, büyük bir uygarlık, inançlarımıza saygı göstermeliler, Fransa kimseye ders vermiyor, ama Fransa ders almak da istemiyor. Fransa egemen şekilde siyasetini belirliyor" diye apaçık meydan okuyor ve "Fransa izin istemiyor, Fransa’nın inançları, insan hakları, hatıraya saygısı var" diyerek, ülkemizde “yeni Osmanlıcılık” oynamaya kalkışanlara rest çekiyor, gerçek bu… 

OYSA; Türkiye’yi idare edenlerin, velev ki Türk olmasalar bile, en az Macaristan’ın Milliyetçi Parti Başkanı Vona Gabor kadar Türk ve İnsan olabilip, güncel Hocalı, Srebrenika ve Irak soykırımını, yasal olarak tanımaları gerekir ve beklenirdi. İşte mesele bu!.. Sonuçta, şu parlâmenterlerinin tamamı bir araya gelse, JOBBİK’in lideri bir Vona Gabor etmeyecek..

Ülkemizin politik-ACI'ları kahrolsun. Yazıklar olsun onların tamamına; "mukabele-i bil misil" yapmaları şart olmuşken polemik yapıyor ve Sarkozi kadar bile olamıyorlar. 

Bari şunu bilseler: “Ayı’dan post olmaz, domuzdan dost olmaz.”

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank