content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Tem

Fonlar Devlet Güvencesine Girecek

Kurulacak Fonla Tazminatlar Devlet Güvencesine Girecek

İlk kez 57 yıl önce gündeme gelen Kıdem Tazminatı Fonu bu kez kuruluyor. Yeni taslağa göre bir kişi birkaç iş yerinde çalışmış olsa dahi tazminatının hepsi devlet güvencesinde olacak.

İlk kez 1954 yılında toplanan 2. Çalışma Meclisi’nde gündeme gelen Kıdem Tazminatı Fonu bugünlerde yeniden tartışılıyor. Önce bu fonun kaldırılarak yerine kumbara kurulacağı yazıldı. Ardından Star, yeni Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulmasına ilişkin taslağın detaylarını yayınladı. Adı her ne olursa olsun kurulacak fon, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de bir Kıdem Tazminatı Fonu ile ödenmesi üzerine kurulu olacak. Peki bu durum ne getirecek? Şayet taslak üzerinde sosyal taraflar anlaşırsa istifa eden çalışanların tazminatları yanmayacak. Bir kişi birkaç iş yerinde çalışmış olsa dahi tazminatlarının hepsi devlet güvencesinde olacak. 10 yılını dolduran çalışanlar, istediği takdirde tazminatını çekebilecek. Tasarının en çekici unsurlarını da bu maddeler oluşturuyor. Dikkat çeken ve kamuoyunu meşgul eden bu konu üzerine biz de hazırladığımız yazı dizisiyle katkı sağlayalım istedik. Öncelikle belirtelim ki fon kuruluncaya kadarki döneme ait tazminat yükümlülüğü işverene ait olacak. Peki mevcut durumda kimler kıdem tazminatından yararlanıyor? Fon kurulunca ne değişecek? Eski haklar ne olacak? İşte bu soruların cevabı:

Kıdem tazminatı nedir?

Farklı şekilde tanımlanan kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin önemli bir unsuru olan sadakat borcunun işçiye sağladığı bir menfaat olarak kabul edilmekte. Kıdem tazminatı, 1475 Sayılı Kanun’da gösterilen fesih hallerinde en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin vefatı halinde hak sahiplerine işverence ödenmesi gereken paradır.

Kıdem tazminatı, işçinin işyerine ve işverene bağlılığının, iş sözleşmesi ile üstlendiği sorumluluğunu iyi niyetli şekilde ve layıkıyla yerine getirmesinin bir sonucu olup, aynı işyerinde veya aynı işverenin işyerlerinde bir yılını dolduran işçinin belli koşullarla işten ayrılması halinde doğmaktadır. Kıdem tazminatı, 1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu’yla Türk hukuk sistemine girmiştir. Bu dönemde, sosyal sigorta sisteminin son derece yetersiz olması nedeniyle, adeta işsizlik sigortası işlevi görmüştür. 931 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi’nde ihbar tazminatından bağımsız olarak düzenlenen kıdem tazminatının, İşsizlik Sigortası’nın işlevini yüklendiği ifade edilmiştir. Bugün geldiğimiz noktada işçilerin hem işsizlik sigortasından ve hem de iş güvencesinden yararlanmaları mümkün olup, ayrıca kıdem tazminatı da ödenmektedir. Kıdem tazminatı, şüphesiz işçi ve işveren arasında en fazla tartışılan konudur. İş mahkemelerindeki yükün en az yüzde 50’si kıdem tazminatı ile ilgili davalardan oluşmaktadır. Dolayısıyla fon kurulduğunda hem iş mahkemelerinin yükü azalacak, hem de davalar kısa zamanda sonuçlanacak.

İstifa edene tazminat var

Halen bir işçi, iş sözleşmesini istifa ederek sona erdirmesi halinde, hizmet süresi kaç yıl olursa olsun kıdem veya ihbar tazminatına hak kazanamıyor. İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesinde istifa edene de kıdem tazminatı ödeneceği yönünde bir hüküm olması geçersiz olup bu durumda da tazminat ödenemez. Ancak Kıdem Tazminatı Fonu kurulursa, adına en az 10 yıl Fon’a prim ödenen işçinin isteği halinde kıdem tazminatı ödenecek. Eğer yasa TBMM’de görüşülüp kanunlaşırsa Kıdem Tazminatı Fonu’na 10 yıldan fazla prim ödeyenler istifa etseler bile kıdem tazminatı alabilecekler.

Kimler tazminat alabilir 

Kıdem tazminatı ile ilgili yasal düzenlemeler, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi’nde, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 20. Maddesi’nde ve 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 6, 11 ve 18. maddelerinde yapılmıştır.

İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için kanunda belirtilen koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nda yapılan düzenlemeler, esas olarak 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi’nde yapılan düzenlemelere benzemektedir. Mevcut yasaya göre;

- İşveren tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- İşçi tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde sayılan nedenlerden dolayı iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshi durumunda,

- Her hangi bir işçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alması amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda,

- Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile işverenle yaptığı iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda,

- İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması halinde,

- 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunan ve emeklilik yaşını bekleyen işçilerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, İşçiler kıdem tazminatı almaya hak kazanırlar.

Kimler hak kazanamaz

Halen kıdem tazminatı verilmesi gereken durumlar yasada tek tek belirtildiği için bunun dışındaki bir nedenle fesih halinde kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu olmaz.

Bu nedenle, işçinin istifa etmesi, işçinin doğum yapması, işçinin küçük çocuğuna bakmak için ayrılması, işçinin üniversite sınavını kazanması, özel sektörde çalışan işçinin KPSS sınavını kazanması sonucunda devlet memuru olması, erkek işçinin evlenmesi, işçinin eşinin tayininin bir başka yere çıkması, işçinin işveren tarafından tazminatsız çıkartılması (4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenlerle), işçinin çalışma hayatına son vermek istemesi, işçinin kendi işyerini açmak istemesi veya işçinin daha iyi bir iş bulduğu için ayrılmak istemesi gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenmez.

Diğer bir deyişle kıdem tazminatından yararlanamayacak şekilde işten ayrılan işçilerin hakları mevcut yasalara göre kaybolmaktadır.

Bir yıldan az çalışana yok

İş Kanunu’na göre, işçinin kıdem tazminatına hak kazanması için 1 tam yıl çalışma koşulu var. 1 yıldan az çalışan işçilerin tazminata hak kazanması söz konusu olamıyor. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında, çalışılan değil, işçinin istirahat, izin ve diğer benzeri nedenlerle iş sözleşmesinin askıda kaldığı bütün durumlar da dikkate alınıyor. Bu da işçilerin iş değiştirme alışkanlığının fazla olduğu ülkemizde işçinin mağduriyetine neden oluyor.

YARIN: İŞTEN AYRILMADAN TAZMİNAT MÜMKÜN MÜ?

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank