Fındıkta Müjde mi Var?
Fındığın ana vatanı Karadeniz, hatta Türkiye der isek de yanlış yapmış olmayız. Karadeniz’in o sarp, dik coğrafyası için fındık bulunmaz bir geçim kapısı. Karadenizlimizin çay, fındık başlıca geçim kapısı.
Dünyaya fındığı satan ülkeler arasında birinciyiz. Bu birinciliğimiz fındık siyasetinin başarısından değil Fındık üretiminin % 70’ini Türkiye’nin gerçekleştirdiğindendir. Dünya fındık ticaretinde Türkiye hemen hemen ürettiği oran kadar bir pazara sahip. Bir bakıma Dünyanın fındık tüketiminin % 70’ini biz, % 30’unu diğer ülkeler karşılıyor.
Gelin görün ki Türkiye % 70’lik pazara sahip iken dünya fındık piyasasını % 30’luk paya sahip ülkeler, o ülkelerin tüccarları belirliyor. Karadenizli fındık üreticimiz dünya çakallarının ağzına yem ediliyor.
Ülkemizde gıda, hayvancılık tarım siyasetçileri ağızlarını bir kilo açtıkları zaman ‘’ Türk Çiftçileri Dünya çiftçileri ile rekabet etmeli ‘’ diyerek doğru, zamanında tarımsal destek, dünya piyasa düzenlemesi gereklerine uymaksızın yerli üretim ve çiftçiler yabancı çiftçilere, yabancı tüccarlara yem ettiriliyor.
Küresel güçlerin tarımı, gıdayı, hayvancılığı yönetim şekillerinde, ülke hangi tarım ürününde güçlü ise o güçlü yanı ile dünyadaki rakiplerinin piyasasını ele geçirmek hedeftir. Zayıf oldukları ürünlerde gümrük duvarlarını çeşitli anlaşmalar ile yükseltemiyor iseler olabildiğince diğer
Bakın ABD’ye, Brezilya’ya mısır ve soya üretim miktarında güçlü ve Dünya piyasasını onlar belirliyor.
Yine bakın AB’ye, süt ve süt ürünlerinde güçlü ve Dünya piyasasını o belirliyor.
Karadenizli fındık üreticilerimiz ancak üretmesini ve tüccarın önüne koymasını bilir? Dünya da niçin fındık piyasasına hakim olamadığımızı bilemezler!
Ya Karadeniz’in fındık üreticilerine önderlik eden Ziraat Odalarının yöneticileri siz ne dersiniz?
Dünya fındık tüketimini sizin üyeleriniz, üreticileriniz karşıladığı halde niçin sizin üreticileriniz Dünya Fındık fiyat piyasasına hakim olamıyor?
Üreticiler fındık desteklemeleri ile kapınıza gelmeye mecbur edildiğinde stampa (mühür)ü vur aidatı al. ‘’Aidat vermezse mühür yok, destek de yok ‘’ düzeni mi yoksa sizi ayakta tutuyor?
IMF geldi tavsiye etti: ‘’Zarar ediyor, Fıskobirliği kapatın, üreticilere doğrudan direkt destek verin. ‘’ Fıskobirlik kapatılmadı ise de artık işlevsizleştirildi. IMF eliyle Karedenizli fındık üreticisi, Türkiye’nin fındığı Dünya’nın % 30’u kadar fındığına sahip olan çakalların ağzına teslim edildi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Bakan Mehdi Eker fındık üreticilerine 2012 yılı için verilecek alan bazlı desteklerin Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığı demecini verirken dekara kaç lira destek verileceğinin rakamını telaffuz edemediğini görüyoruz. Buna gazeteler ‘’fındık üreticilere müjde ‘’demiş! Fındık üreticisine gerçek müjde ürünün fiyatıdır.
Parasal desteğin ne kadar olduğu o kadar önemli olmadığı 2009, 2010, 2011 yıllarında görüldü. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.
Üreticiler için fındığı kaç Liradan sattıkları önemlidir.
Fındığı kaç lirasız sattıran IMF düzenini bu iktidar da devam ettiriyor.
Üreticiler, üretici temsilcileri Fıskobirliğe eski fonksiyonelliğinin geri verilmesini istemelidir.
İç piyasadaki fındık üretiminin en az % 40’ını taban fiyat belirlenerek veya kısmen belirlenerek açığa dökme işlemi ile Fiskobirlik satın almalıdır.
Fındığımız iç ve dış piyasada hak ettiği değere ancak Fıskobirliğin yeni bir yapıda devreye sokulması ile ulaşabilir.
Üretilen gerçek değer ile satın alınır ise üreticilerin alın teri, göz nuru boşa gitmez, karşılanır.
Tarım ürünlerinde doğrudan destek politikaları çakalların dünya tarım ürünleri piyasasını ele geçirmedeki ‘’ elma şekeri ‘’ uygulamalarıdır.
Sadece fındıkta değil tüm tarım ve hayvancılık ürünlerinde böyle olduğunu görüyoruz.
Fındığı yazmaya devam edeceğiz.