Fındık Stratejisi…
Bu yazıda fındık stratejisi üzerine kısa bir değerlendirme yapacağım. Daha sonraki yazılarda konunun ayrıntılarına girmek istiyorum.
Fındık ülkemiz ve bölgemiz için gerçekten stratejik bir üründür. Çünkü hiç ithal masrafı olmadan milyar doları aşan bir ihracat geliri sağlamaktadır. Ayrıca 5-6 milyon insanın geçim kaynağıdır. Dünyanın en kaliteli fındığı Ordu- Giresun illerinde yetiştirilmektedir. Dünya fındık üretimi ve ihracatının yüzde 70-80’i bu bölgemizden sağlanmaktadır.
Aşağıda fındık stratejisi tanıtıldıktan sonra, olumlu ve olumsuz değerlendirmeler, fındık piyasasının durumu ve bu piyasanın daha da ileri noktalara götürülmesi için öneriler yapılmıştır.
-Strateji ne getirdi?
''Fındık Üreticilerine Alan Bazlı Gelir Desteği ve Alternatif Ürüne Geçen Üreticilere Telafi Edici Ödeme Yapılmasına Dair Karar''a göre, 22 Kasım 2001 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kararla belirlenen ve ruhsat verilen sahalarda fındık yetiştiriciliği yapan Fındık Üretici Belgesine sahip, kamu kurum ve kuruluşları hariç gerçek ve tüzel kişilere yılda bir defaya mahsus olmak üzere 2009, 2010 ve 2011 yıllarında her yıl için dekara 150 lira alan bazlı gelir desteği ödemesi yapılacak.
Üreticiler 2009, 2010 ve 2011 yıllarının eylül-aralık döneminde başvuruda bulunacak.
Her yıla ait alan bazlı gelir desteği ödemeleri, ilgili yılı takip eden yıl içerisinde yapılacak.
Fındık Alanlarının Tespitine Dair Kararın ilgili maddesinde belirtilen il ve ilçelerdeki, 1., 2. ve yüzde 6'dan daha az eğimli 3. sınıf tarım arazilerinde ve rakımı 750 metrenin üzerindeki ruhsatsız fındık bahçelerini sökerek, alternatif ürüne geçen kamu kurum ve kuruluşları hariç gerçek ve tüzel kişi üreticilere, 2009-2012 yılları arasında sonbahar ve ilkbahar ekim/dikim dönemleri dikkate alınarak telafi edici ödemede bulunulacak.
Telafi edici ödemeler için üretici başvuruları, 2009-2012 yılları arasında sonbahar ve ilkbahar ekim/dikim dönemlerinde, eylül-haziran ayları arasında yapılacak.
Ruhsatsız alanlarda üretim yapan üreticilerden; 2009-2010 döneminde başvuranlara, ilk yıl için dekara 300 lira, ikinci ve üçüncü yıllar için dekara 150 lira olmak üzere 3 yılda dekara toplam 600 lira, 2010-2011 döneminde başvuranlara, ilk yıl için dekara 300 lira, ikinci yıl için dekara 150 lira olmak üzere 2 yılda toplam dekara 450 lira, 2011-2012 döneminde başvuranlara dekara 300 lira telafi ödeme yapılacak.
-Eleştiriler..
Yeni stratejiye göre bundan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi fındık almayacak. Fındık fiyatları serbest piyasada belirlenecek. Fındık üretilen alanları ruhsatlı ve ruhsatsız olmak üzere ikiye bölen yeni stratejiden en çok etkilenecek iller ise Ordu ve Giresun olacak.
Yeni stratejide yer alan önemli bir diğer nokta 750 rakımın üzerinde olan yerlerde fındık üretiminin yasaklanarak, buradaki üreticilere fındık bahçelerini sökmeleri karşılığında destek ödenmesi. Bu durumdan en çok etkilencek illerin başında Ordu geliyor. Ordu'yu Giresun takip ediyor. Ordu'da 750 rakımın üzerinde olan 52 bin hektar, Giresun'da ise 12 bin hektar fındık bahçesi mevcut.
Yeni stratejiye yapılan eleştirilerde, serbest piyasa koşulları oluşmadan, fındık fiyatının serbest piyasada belirlenmesini beklemenin yanlış olduğu belirtiliyor. Çünkü altyapı yok. Üretici birlikleri güçsüz. Küçük üreticilik çok yaygın. Öyle ki hem üretimde hem de hasat toplamada birlik-dayanışma yok. Bu durumda yüz binlerce fındık üreticisinin mağdur olacağı, fındık fiyatlarının, sayısı 10'u geçmeyen fındık spekülatörleri tarafından belirleneceği vurgulanıyor.
Fındık üretiminin yoğun olarak yapıldığı bölgelerdeki ziraat odası başkanları, fındığın yerine önerilen alternatif ürün projesinin de tutmayacağı görüşünde. Alınan bilgiye göre alternatif ürün projesi şu ana kadar 100 bin hektarlık fındık üretim alanında denendi. Başarı sağlanamayınca bu alan 50 bin hektara indirildi. Ancak 50 bin hektarlık alanda da üreticiler alternatif ürünlere yönlendirilemedi. Alternatif ürünler sadece 4 bin hektar alanda denendi, andından bunun bin hektarlık alanı sökülerek tekrar fındığa dönüldü.
-Olumlu değerlendirme
Bu eleştirilere karşın yeni uygulamanın çiftçinin ve köylünün tanınıp, kayıt altına alınması yönünden olumlu olacağı düşünülmektedir.
Çiftçi kayıt sistemine geçilmesi olumlu bir uygulamadır. Çünkü bizde köylünün ve üreticinin gerçek bir tanımı yapılmamıştır. Ama bunun için de öncelikle sağlam bir arşiv ve kayıt düzeni olmalıdır.
-Fındık piyasası
Tarım Bakanlığı verilerine göre; Türkiye yıllık fındık üretiminin 550 bin ton ile 800 bin ton arasında gerçekleştiği, yıllık tüketimimizin ise 100 ila110 bin ton arasında değiştiği belirtilmektedir.
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin stoklarında ise 535 bin ton ürün bulunduğu açıklanmaktadır. Tarım Bakanlığı verilerine göre bu yıl fındık rekoltesi 470 bin ton, Ulusal Fındık Konseyi'nin resmi olmayan verilerine göre ise 401 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
İthalat yapmadan bazı yıllarda 2 milyar dolara yaklaşan ihracat geliri sağlanan tek tarımsal ürün fındıktır.
-Öneriler..
- fındık sökümü düz arazilerde teşvik edilmeli, örneğin Bafra, Çarşamba, Terme ovalarında fındık değil, domates, pirinç, mısır vs. üretimi teşvik edilmeli,
- fındığın anavatanı Ordu- Giresun bölgesi için ayrıcalıklı ve öncelikli yeni bir uygulama getirilmeli,
- fındık ürününün serbest piyasa şartlarında değer görebilmesi ve gerçek fiyatını bulabilmesi için lisanslı depoculuğun acilen faaliyete geçirilmesi şarttır.
- söz konusu Kararname, ilgili tüm tarafların görüşleri de alınarak yeniden gözden geçirilmelidir.
- fiyat istikrarını sağlayacak devlet müdahalesi olmalıdır. Müdahale fiyatı belirlenerek gerektiğinde FİSKOBİRLİK marifetiyle alıma girilmelidir. Destek üreticiye ürün bazında yapılmalıdır.
Görüşlerine katılıyorum saygıdeğer dostum.
Algılayamadığım bir şey var. Bu ulusal ürünün pazarlamasını beceremedikçe, dikim alanlarını daraltmaya teşebbüs ediyorlar. Hatta bu yönde hareket ediyorlar. Bu ürün her yerde zaten yetişmemekte, geniş tabanlı endemik bir bitki olarak görülebilir.
Dünyada diğer ülkelerde fındık yetiştirme alanları gittikçe genişletilirken bizde dikim alanlarına getirilen sınırlama bana hiç hayra alamet uygulamalar olarak gelmemektedir.
İlla ki üretim fazlalığı varsa, ekim alanlarını daraltacak veya sınırlayacak yerde, diğer ürünlere yapılan teşvikler artırılarak, bunun kendiliğinden oluşması sağlanamaz mı.?
Bu aklın yoludur.
İyi niyetli bir tarım politikası bunu uygulamalıdır.
Tabi iyi niyet varsa...
Not: Hocam, KANAL D deki uzun ve aydınlatıcı açıklamalarınızı izledik. Ağzınıza sağlık. Önceden haberimiz olsaydı, gazetemize de duyuru yapardık.
Eylül 30th, 2009 at 11:21Ahmet Bey merhaba,
Eylül 30th, 2009 at 22:50Haklısınız. Sorun fındık alanlarını azaltmak olmamalı.
Esas yapılacak iş; dış ve iç talebi arttırmaktır. İşlenmiş ürün miktarını çoğatmaktır.
Yeni ürünlere geçebilmektir. Taban arazileri daha verimli olacak ürünlere açabilmektir.
Hangi doğal kaynağımızı etkin kullanabiliyoruz ki?
sevgilerimle..