Filistin Kadar! “Benim Adım Filistin”
Göz-yaşından kan damlıyor, Cenin sokaklarında. Yankılanıyor damla damla ızdırabın, yıllara sinmiş adı FİLİSTİN’de. Utanç duvarları isyanla yumruklaştıkça bomba sesleri arasında, binlerce cansız bedenin ardı sıra bir slogan parlar kılıçların gölgesinde işte o an acı ağlar FİLİSTİN’ de.
Ne zulüm istiyor nede zalimlik
Nerde insanlıktan anlayan hepsinde hainlik
Mescidi aksa da insan ölümlük
Sokaklar ağlıyor FİLİSTİN kadar… Miraç’i yürüyüşlerin sancılı yüreğinde haykırışlar, şafağa denktir Gazze’nin gözlerinde. Fecr-i kalabalıklarda ansızın, kokuşmuş Firavun gönüllülerin, elleri kursakta kan kusmakta, lanetlenmiş adımların bastığı postal izinde, kaldırımlar kan kokuyor FİLİSTİN’de.
Susturun ölüm bürüyen dudakları
Seccadeler kaplasın tüm alınları
Ellere yazılsın kef duaları
Sokaklar titriyor FİLİSTİN kadar…. Susmayan çocukların ağıtlarının huzur bilmeyen ve yaşamadan ölmeyi öğrenen duygularının can verdiği vaat edilmiş topraklarda binlerce kez intifada sesleri yükseliyor. Silahların gölgesinde kalem nedir görmeden taşları bağladıkları iplerle savaşın önüne atlayan çocukların “BENİM ADIM FİLİSTİN” haykırışları tüm dünyayı utandırıyor ama kabilin askerlerinin yüzü bile kızarmıyor.
Soluksuzca yürümek, kalkan olmak çocukca
Tekbir seslerinin inlettiği topraklara,
Gazze olup akmak, aktıkça taşmak
Sokaklar kanıyor FİLİSTİN kadar… Doğmadan adı konulan kaç çocuk var. kaç kişi acıyı doğmadan bilir. Kaç beden doğmadan babasız kalır. Ağıt ehven-i bir diriliştir, Mescid-i Aksa topraklarında Davud’i rüzgarların estiği, Zekeriyya’nın kalbinin aktığı, Musa’nın asasıyla kızıl denizi yardığı, İsa’nın koca bir aleme ışık saçtığı toprakların insanlarına verilen addır FİLİSTİN.
Bir diriliş bu; Ashab-ı Kehf uykusuzluğunda bir mücadelenin, hüzün yağmurlarına alkış tutan ağlayışlarıyla, direnişlerinin sevdasıyla ötelere yankılanan. Acı var, sızı var, dua var FİLİSTİN’DE. Gözyaşlarını, çarşaf gibi bürünen toprakların insanında yürek var,..
Yapılan eziyete Meryem’ce dayanmak
Sabırla beklemek sabırlı olmak
Kudüs’ü düşünmek Kudüs’le kalmak
Filistin’e yanmak FİLİSTİN kadar… GÜN GELECEK, zaman istila edecek kan bürüyen yürekleri. İbrahim’ce adaklar adanacak, korkusuzca yürünecek Kudüs sokaklarında. Kardeşçe dualar okunup, ışıklar saçacak nurlanan peygamberlerle hep birlikte Mekke’den. Gül kokacak hakkın dünyasında, dünya seyirlenecek gül kokusunda, mümince seslenen haykırışlar, şehadetle örtünecek bedenler. Onlar ölmedi diyen bir alev parlayacak, günü diğerine bağlayan asrı Filistin zamanlarında.
Ellerinde Kur’an
Dillerinde özgürlük adına söylenen zikirlerle
İlahi bir çeşmeden zemzemler yudumlanacak
Doyasıya doyumsuzca FİLİSTİN kadar… O gün bir ömür cenini yakan, gazzeyi yıkan, Kudüs’e izinsizce çıkan ve istila eden Nemrut'un çocukları, yığılacaklar oldukları yere. Toprak çekecek içine ölüme yaslanacaklar, ölümü yaşacaklar, ölümle hep kalacaklar FİLİSTİN KADAR…
"Ellerinde Kur’an
Dillerinde özgürlük adına söylenen zikirlerle
İlahi bir çeşmeden zemzemler yudumlanacak
Doyasıya doyumsuzca FİLİSTİN kadar…"
Aralık 24th, 2010 at 00:16Şiirli mensur bir yazıydı...çoşkun duygular hakim...bu olaylar karşısında duyarsız kalmak mümkün mü? DESENİZE! İnsanlık diye diye insafsızlık yapanlara lanet olsun...
Aralık 24th, 2010 at 13:30Asuman hanım çok duyarlısınız. Bunu yazılarınızdan da biliyorum. Yazılarınızı da büyük bir zevkle okuyorum. Sözleriniz için teşekkür ederim. Saygılar.
Aralık 24th, 2010 at 13:37bu insanlar sadece kan ortaya çıkınca fark-ediliyorlar buna üzülüyorum. Oysaki orada hiç bitmeyen bir savaş var...