Fetva, Aydın ve Faşizmin Meteztazı
Günlük hayatımızın fetvalara bağlı yol aldığını, televizyonlardaki şeriat içerikli tartışmalardan biliyorsunuz.
Ekonomik hayatımızın da, öteden beri, uluslar arası tekellere devredildiği aşikârdır.
Siyasi hayatımızın önemli karalarının, Amerika tarafından talimatlandırıldığı da, bir gerçektir.
Yani günlük hayat fetvalara, ekonomik hayat tekellere, siyaset Amerika’ya terk edilince, bakın faşizm neden derinleşiyor.
Fetvalar ile günlük hayatın yönetilmesine laikler karşı duruyor.
Ekonomik hayatın yabancı tekellere devredilmiş olmasına da, ücretleri azalan çalışanlar karşı çıkıyor.
Siyasi hayatımızın yönetilmesinin Amerika’ya terk edilmiş olmasına da bağımsızlıkçı aydınlar karşı duruyor.
Sadece küçük bir azınlığın ve fetvalar ile yönetilmek isteyen, sorgulamadan uzak kitlelerin dışındakileri, baskı altında tutmanın tek yolu da faşizm oluyor.
Ya bağımsız bir ülke olacağız, ya da Amerika ve Batıya bağımlı faşizmi yaşayacağız. İkisinin ortasında kalmanın imkansızlaştığı bir rotada yol alıyoruz.
Yaşadığımız süreçte, her geçen gün faşizmin metaztaz yapması bundandır.
Fetvalar ne kadar çoğalırsa, dini içerikli tartışmalar da o ölçüde artacaktır. Tartışmalarda, insanlar ister istemez taraf olacaklardır. Dolayısı ile medya vasıtası ile irticai kavramlar ve İslam Hukuku modern hukukun önüne geçecektir.
Örnek, kürtaj üç aylık mı olsun, dört aylıkken mi olsun tartışmasının, Sağlık Bakanı tarafından, ulemaya gönderme yapılması bu nedenledir.Günün Fetva’sının özü, tecavüze uğrayan kadın doğurmalıdır. Gerekirse, devlet bakar.
Televizyonların programlarının önemli bir kısmını artık dini içerikli olması, alo fetva hatlarının çoğalması irticai yoğunluğu işaret etmektedir.
Burası böyle de, gelelim “bu halktan bir şey olmaz, bir şey çıkmaz” diyen aydınımıza…
Bu cümleyi kullanan aydın, kendisini halkın en gerisinde bir yere koyuyor demektir. Kendisini aydın diye tanımlıyor ama halktan daha geride olduğunu, halka inanmadığını, kendi ağzı ile belirtmiş oluyor.
Halk hareket etsin, ben o zaman harekete geçerim demek, halktan geride olmak demektir.
Gerçi halk harekete geçtikten sonra böyle aydına bir gerek kalmaz, ama aydınım diyen böyle düşünüyor.
Bu aydınlardan, öğretmenler lokalinde, subay emeklisi mahfillerinde, sivil toplum lokallerinde bolca vardır.
İşbirlikçi ve sağ kesimden pek aydın çıkamaz. Aydınım diye dolaşanlar genellikle sosyal demokrat ve sol kesimden gelir.
Aydınım diyen bu kesimde CHP’yi destekler.
CHP’nin son marifeti de, terör sorunu için Akil Adamlar Heyeti kurmak oldu.
Bu akil adamlar heyeti kurulsun telkini, Batıya ait bir zorlamadır. Eğer bir “Akil Adamlar Heyet” kurulursa, eminim CIA ve MOSAD kurulu olacaktır. Ya da onlara yakın kişilerden meydana gelecektir.
Ne zaman AKP zora düşerse, CHP’den imdat halatı geliyor.
Polemik yapmayıp, muhalefet yapacak muhalefete ne kadar çok ihtiyacımız var.