Fetoşu Biliyoruz da Liboşlar Ne Olacak?
15 Temmuz başarısız darbe girişimi, Fetoşcular konusunda halkımızı aydınlattı. Halkımız nezdinde bir savunma cephesi oluştu.
Fetocular örgütlü olduklarından, örgüt listesi ele geçtiği andan itibaren, bu örgüte son noktanın konulması işten bile değildir.
Şu andan itibaren Feto sempatizanlarına iki yol kalır.
Birinci yol; Kuyruğunu altına alıp beklemek. İkinci yol; liboşların içine karışmak, yani Amerikancı liberallerin içinde kaybolmak.
Bu ikinci tarzı, bazı fetoşcuların şimdiden uygulamaya geçtiğini biliyoruz.
Fetoşculardan artık korkmanın bir âlemi kalmadı. Suçüstü yakalandılar. Ordu içinde büyük ölçüde temizlendiler.
Amerika ve Batının Anadolu üzerindeki emellerinden vaz geçmeyeceğini biliyorsak, bu işin arkasını bırakmayacakları bellidir.
Şimdilik, Amerika’nın Türkiye içerisinde işbirliği yapabileceği iki sosyolojik gurup var.
Amerika Türkiye içinde bir iş tutacaksa ki tutacak. Çünkü Suriye’nin kuzeyinde, bir Kürt Koridoru kurmaktan vaz geçtiğini henüz açıklamadı.
ABD’nin ülkemiz içinde kullanabileceği iki kuvvet kaldı. Birincisi PKK/PYD, ikincisi ise, PKK’nın eylemlerini ve siyasal provokasyonlarını meşrulaştırmaya çalışan Amerikancı liberaller.
Özgürlükler ve demokrasi adına hareket ettiğini ifade eden bu işbirlikçi zümre, elinde var olan ekonomik güç ile etkili olmaya devam edecektir.
Ne zaman Batı ile aramızda bir sorun çıksa, hemen öne atlayacaklar. Konuyu uluslararası meşruiyet çerçevesinde, Amerikancı bir çözüm üretmeye çalışacaklardır.
Liboşlar, özgürlükler ve demokrasi adına konuşurken, elde kalmış ne kadar milli değer varsa onları tahrip etmeye devam edeceklerdir.
Liboşların, ABD ve Batı ile yaptığı işbirliği, Fetonun yaptığı işbirliğinden farklı olmayacaktır. Üstelik fetoşların ki gibi, din kisvesine bürünmek gibi bir sorunları da olmayacak.
Fetocuları, kültürleri ve alışkanlıklarına bakarak teşhis etmek mümkünken, vatan düşmanı liboşları tanımak için, böyle bir imkânımız da olmayacaktır.
Liboşlar zaten doğuştan işbirlikçidir.
Elbette milli burjuvaziye bu konuda önemli görevler düşmektedir. Aralarındaki Amerikan işbirlikçilerini devlete bildirmek durumundadırlar. Fransa’nın Almanlar tarafından işgalinde, Fransız zengininin nasıl da Alman ordusu ile işbirliği yaptığını unutmayalım.
Bu konuya neden dikkat çektim derseniz ifade edeyim.
Rusya ile ilişkilerin düzelmesine sadece Amerika ve Avrupa endişelenmedi. Onların yerli ortakları ortaya fırlayarak,bizim yerimiz Batı’nın yanıdır, dediler.
Aslında onlar için Batı; Amerika’nın Türkiye’yi yönetmeye devam etmesidir. Bağımsızlık korkulu rüyalarıdır. Gerçek bağımsızlık Amerika’dan bağımsızlıktır. İşbirlikçilerin işsiz kalmasıdır.
Küçük Amerika süreci onların cennette kalmaları anlamındadır.
Dünyamızda ve ülkemizde, son 60-70 yıl göstermiştir ki, Amerika’dan dost olmaz.
Onlar dost değil, yönetecek, yönetemezse parçalayacak ülke arıyorlar.
Batı ile düzgün ilişkilere; ancak bizim bağımsız bir ülke olmamız durumunda mümkündür.
Biz tam bağımsız olursak, ABD ve Avrupa ilişkilerimiz de iyi ilişkiler olur.
Onlar bizi yönetmeye kalktıkça, yönetemediği zaman şantajlarla yönettiğinde, ABD ile ilişkilerimiz düzelmez.
ABD ile iyi ilişki içinde olmamızın birinci şartı; toprak bütünlüğümüze saygılı olmasıdır.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.comtr