Feminizmin Aileye Kattığı Değer(sizlik)
Günümüzde, aile kavramını korumaya yönelik çemberler sürekli daralmakta. Basın-yayın organlarıyla birçok tanınmış insanların, boşanmalarına şahit olmaktayız. Ve izlenen (genellikle magazin haberleri içerikli ) programlarda.Farkında olmadan aile kavramıyla ilgili yanlış ve hatta olmaması gerekendavranışlar sergilenmekte.
Tanınmış bayanların özgür olması (özgürlük aileyi, feda edip herkesin kendi kafasına göre yaşaması değildir!)
Birçok kadının bilinçaltına bir şamar gibi çarpılmakta. Ve ev hanımlarının ağır yükü, hafife alınmaktadır. Ev hanımının buradan aldığı mesaj “ben değersizim”olmaktadır.
Önceden bayanların birçoğu, çalışmıyordu. Bayanlar evde kendi hallerinde ev işlerini yapıyorlardı. Çocuklarına, ev işlerine dört dörtlük sarılıyorlardı.
Şimdilerde, kadın eğer ev hanımı ise, farklı bir muamele görüyor. Çalışan kadınların, revaçta olduğu çağımızda, ev hanımlarına yönelik, psikolojik bir şiddet söz konusu.
Çünkü “eğer çalışmıyorsan bu toplum seni değersiz görüyor” mesajıyla ev hanımlarımız sürekli karşı karşıya kalmakta.
Ve bu tekrarlarla “ben değersizim, benim işim çocuk bakmak olmamalı!” gibi düşünceler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kadın kendi değerini dışarıda aramaktadır “Ben ancak çalışırsam değerli olurum” kanaatini kadına giydiren bu düşüncenin sahipleri kadını erkekleştirme (N.Tarhan. Kadın psikolojisi) yoluna gitmektedirler.
Toplumda kadın ve erkek eşittir imajını vermeye çalışan feminizmin düşünce sahipleri aile kurumuna zarar vermektedir. Bilinmelidir ki yaratıcı insanları yaratırken ezvacen yarattı. Kadın ve erkeğe de farklı biyolojik ve genetik tasarımlarda bulundu.
Neden? Eşler birbirini tamamlasınlar diye. Kadının duygusal zekâsını öne çıkaran Rabbimiz, bu donatıyı verirken çocuğuna eğitim vermesi hususunda kadını bu anlamda erkekten üstün yaratmıştır. Ve koruma içgüdüsüyle tasarlanan kadın, bu hususlarıyla karşımıza bir şefkat kahramanı olarak çıkmakta.
Erkeğe de da mantık yerleştirdi. Dışarıdaki tehlikelerle mücadele etmesi için erkeğe fiziksel bir güç verdi. Erkek erkektir, kadın kadındır. Nasıl ki erkeğin kadınlaşması düşünülemezse, kadınında erkekleşmesi düşünülmemelidir.
Ev hanımları, artan teknoloji sayesinde artan zamanlarının diğer kısımlarını “eşim bana neden ilgi göstermiyor?”la geçirmektedir. Bu düşüncelerle birlikte aile de çatışmalar çıkmakta ve “eşim bana ilgi göstermiyor ve beni sevmiyor” deyip özgürleşme çabasına adım atmaya başlanıyor.
Kadın eğer çalışırsam eşime söz geçirebilirim, param olursa bende güçlü olurum mantığıyla hareket ederse işte o zaman ipler kopar. Aslında bu düşüncenin altında beğenilme ve onaylanma görülmektedir. Eşinin kendisine değer vermediğini düşünerek bu şekildeki davranışından dolayı kıymetli olduklarını ispat etmeye çalışırlar.
Bende üstünüm demenin bir adı da “erkeğe ihtiyacım olmadan da yaşar giderim” düşüncesidir.
Hâlbuki kadın zaten değerlidir. Erkeğe ihtiyaç duymadan yaşamayı destekleyen feminizm in düşünce sahipleri kadını yalnızlığa itmektedirler. Velhasıl kelam işin dini boyutuna inerseniz, kim daha güçlü (üstün) diye sorarsanız; üstünlük sadece takvadadır.