Faşist İzmir’den Faşist Samsun’a…
FAŞİST İZMİR’DEN FAŞİST SAMSUN’A…
Kapatılan DTP’nin konvoyu İzmir’de halk tarafından yuhalandı, konvoya yumurta atıldı, protesto edildi. Ahmet Türk, İzmir için “Faşist İzmir” dedi. Oysa İzmir, düşmanın denize döküldüğü yerdi.Bulanık davasını izlemek için Samsun’a gelen BDP heyetinde bulunan Ahmet Türk, mahkeme çıkışında yaptığı basın açıklamasının hemen bitiminde yumruklu saldırıya uğradı ve burnu kırıldı. Şimdi oldu; “Faşist Samsun”. Oysa, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Atatürk, ilk olarak 19 Mayıs tarihinde Samsun’a çıkmıştı.
Ne büyük bir tesadüf değil mi, bu çok anlamlı iki şehir…
“Mustafa” sözde filminin taşeron yönetmeni, Samsun olayı sonrasında şu başlığı attı; “Bu yumruk hepimize”.
Bırakın demokrasiyi, “insan” unsurunun bulunduğu en ilkel rejimlerde, en iptidai toplumlarda dahi şiddetin hoş görülmesi, mazur gösterilmesi, hatta buna sessiz ve tepkisiz kalınması, kabul edilebilir bir durum asla değildir.
Ancak hal böyle olmasına rağmen, toplum içerisinde, atılan bu yumruğun kendilerine olmadığını düşünen, bunu üstüne almayan, hatta aksine “az bile oldu”, “geç bile kalındı”, “ellerine sağlık” diyen milyonlarca insanın varlığı da yadsınamaz bir gerçektir, kabul etsek de etmesek de.
O halde, “Bu yumruk hepimize” değilse, o zaman daha çok kime veya daha çok neyedir?
Hoca-Cemaat ilişkisi misali, Hoca öksürürse, Cemaat tıksırır.
Eğer siz, “Ben oraya gidiyorum, siz neden gidemiyorsunuz?” der, Sivas’tan ötesini Türkiye’den farklı gösterirseniz…
Eğer siz, ortada çok büyük, elzem ve acil bir “ihtiyaç” yokken, toplumun belli kesimlerine “farklı uygulamalar” başlatır, diğer kesimlerini rencide ederseniz…
Eğer siz, arka arkaya gelen Habur-Nevruz-Öcalan’ın doğum günü görüntülerine, güvenlik ve hukuk anlamında seyirci kalır, olan biteni vatandaşa da çileden çıkartırcasına seyrettirirseniz…
karşı tarafın, yani PKK’lı Kürtçü kesimin uzun süredir dillendirdiği “Kürt coğrafyası”, “Kürdistan”, “önderimiz Apo”, “partimiz PKK”, “demokratik özerklik” gibi aleni söylem ve taleplerine adeta katkı sunup haklılık kazandırmış, onaylamış, onları heveslendirip ateşlemiş, iştahlarını kabartıp önlerini açmış olur, karşılığında tepki olarak, özellikle son birkaç yıldır bu konuda son derece gergin olan toplumun daha da gerilmesine, giderek öfkelenmesine ve nihayetinde “yumruk” olarak patlamasına, maalesef ki sebep olursunuz.
Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com
Milletin derinlerindeki şuurunu ayakta tutan sinirlere dokunulmuştur. Bu yüzden refleks kaçınılmazdır.
Ancak benim burada doğru bulmadığım şey şudur:
O yumruğu hakeden Ahmet TÜRK değildi, başkaları idi.
Bunu çok iyi bilen birileri Kürt Sorunu içindeki en aklı selim iki kişiyi safdışı ederken açıkça terörist olanları siyaset yapmaya izin vererek Türkiye'nin başına çorap ördü.
Yani Türkiye'nin istikbali ABD'den belirlenen konjonktüre bizzat kendi Anayasa Mahkeme'miz tarafından kurban edildi.
Bunların devamının hem de karşılıklı olarak fazlasıyla geleceğini düşünüyorum. Çünkü birilerinin de istediği buydu.
Nisan 15th, 2010 at 00:44ikinizede inanamıyorum.
Nisan 15th, 2010 at 08:53ne demek bu yumruğun atılmasının şartları.
71 yaşında yaşlı bir adam.barış demiş,insanca yaşamak demiş.sayın yazar ama milliyetçi türklerde çok tahrik edilmeseydidemye getiriyor konuşmasını.
onların tahrik olması bu kadar kolyda neden işkencelerde çürüyen 12 eylül kurbnalarının hesabını soracak değişikliğe karşı çıkan bahçeliye karşı çıkmıyorlar.
oktay vuralın memet şandırın burnunu kırmıyorlar.
şiddeti tasvip eden bütün yazıları ,bunu masum gösteren bütün yalanları lanetlemek aydınların işi.
halil beyinde başkları hakettğiğ yumruğu yaklaşımı en az bu kadar arızalıdır.
masbaşında konuşulsun herşey.
köşelerimizde itidal ve sükuntei savunalım.
sokakta medeni ve ileri toplumlar problem çözmüyorlar anlayalım.
vesselam...
Zaten ülkemizdeki şu andaki mücadelenin aslı budur ki, artık gizliden açığa çıkmıştır.
Başbakan GAVUR İZMİR derse ikiz kardeşi de FAŞİST İZMİR demesi normaldir.
Samsun da başlayıp İzmir de biten kurtuluş savaşını hala içlerine sindiremeyenlerin torunları bunlar.
Yumruğun Samsun da atılması çok manidardır. Demek ki, bir kurtuluş savaşı daha başlayacak. Geçen 19 ekim de HABUR KARŞILAMASI rezaleti dolayısıyla yazdığım makalenin başlığı şuydu. BİR 19 DAHA KADERİMİZDE GÖRÜNDÜ
AKP ve ayrılıkçı kürtler artık şunu bilmeliler ki, bu vatan bu kadar ucuza kurulmadı ve bu kadar da ucuza kaptırılmayacak
Kurtuluş savaşını içlerine sindiremeyenlere soda tavsiye ediyorum sindirmese de kusturur
Nisan 15th, 2010 at 13:19Tamer bey,
üç satır yazı yazıyoruz diye anamıza avradımıza sövülmesini hamzedecek kadar alçalmadık.
Evet, o yumruğun muhatabı bana göre Ahmet Türk değildi. Başkaları idi. Kim olduğunu da cümle alem biliyor. Vekil olmaları onların kafalarının kırılmasına engel değil.
Biz 1918'lerde ülkesini satan vekiller de bakanlar da gördük tıpkı bugünkü gibi. Hesabını da sorduk, gerekirse yine hesap sorarız.
İşinize gelir ya da gelmez, bu bir realitedir gerçektir.
İhanetin bedeli dünyanın her yerinde yağlı urgandır. Var mı buna şüphesi olan?
Milliyetçilik falan deyip de işi sulandırmayalım.
Milliyetçi olmak da mı suç oldu?
Sapına kadar milliyetçiyim eğer bir sorunsa.
Tamer Bey,
Nisan 15th, 2010 at 16:33Ben bir gerçekten bahsettim ama anlaşılan siz demokrasi falan fıstık gibi cilalı lafların ardında devletin temellerini tavsatmaya meyyal güruhun demogojisini tercih ediyorsunuz. Ya da işinize öyle geliyor.
Siz bilirsiniz beni çok ilgilendirmez. Ancak Samsunla İzmir önemlidir anlayana....