Fare Dağ Doğurmaz! Doğursa Bile Böyle Doğurur Ancak!
Genç Birlik’ten Toy Bir D-8 Programramı Batı’nın kendine göre kendi ideolojisini benimsediği ama tüm dünyaya kabul ettirdiği uluslar arası kuruluşları vardır. Bunlar; BM(Birleşmiş milletler),NATO (Nourth Atlantic organizasyon),AP(Avrupa Parlamentosu)AB,(Avrupa birliği) gibi ve daha aklımıza gelmeyen niceleri vardır. Bunların her biri bir amaç için kurulmuş oluşumlardır. En üst düzeyde Avrupa birliğidir. İlk başlarda ekonomik ortaklık olarak kurulan birlik daha sonra hayati, ictimai, sosyal, siyasal, ideolojik gibi aklınıza gelen hayatı ilgilendiren tüm konuları da kapsayan bir ortaklık haline gelerek tam olarak bir Hıristiyan birlik ve kulüp halini almıştır.
Doğu toplumu dediğimiz İslam ülkeleri de bu gerçeği çok geç fark etseler de bizlerinde çok olmasa bile bir iki tane böyle oluşumumuz vardır. Ancak varlığı ile yokluğu tartışılacak kadar atıl olan bu kurumların çok fazla gösterdikleri bir faaliyetleri olmadığı için varlık ve yoklukları dediğimiz gibi tartışılacak kadar atıl durumdalar. Bunların başında İslam işbirliği örgütü gelmektedir.
Maalesef konumuz İslam işbirliği örgütü olmadığı için sadece var olması bakımından isminden söz ederek bizi asıl ilgilendiren ve konumuza konuk olan D-8(Developing Eight)gelişmekte olan sekiz ülke. Bu ülkelerin en belirgin özellikleri ise Müslüman ülke olmalarıdır. Adından da anlaşılacağı üzere 8 üye ülkeden oluşan bir uluslar arası kuruluştur.
Bu sekiz Müslüman ülkeler sırasıyla; Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Mısır ve Nijerya’dır. Bu sekiz Müslüman üye ülkeden oluşan birliğin oluşumu İslam işbirliği örgütünün atıl olmasından kaynaklı olarak Türkiye’de o dönem devletin başında olan REFAHYOL hükümeti ve hükümetin başında olan sayın rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan hocanın önderliğinde ve gayretinde bir araya gelerek ve yapılan birçok toplantı ve bir dizi çalışmalardan sonra oluşturmuş oldukları bir organizasyondur.
Yani D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam işbirliği örgütüne de üye ülkelerdir. Ancak yukarda da beyan ettiğimiz gibi İslam işbirliği örgütünün kendinden beklenen verim ve çalışmayı gösteremeyişinden dolayı oluşan eksikliği giderme adına oluşan bir organizasyondur D-8. D-8 ülkeleri aynı zamanda sahip oldukları tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde büyük önem arz etmektedirler.
İşte D-8 ülkeleri bu gibi avantajlarını kendi lehlerine kullanmak ve bunlardan istifade edebilmek adına kurulmuş bir oluşumdur da. Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen 6.D-8 zirvesinde,D-8 daimi sekreteryasının İstanbul’da olması kararı alınmıştır. Türkiye devleti de bu güzide oluşuma güzel bir vakıf arazi tahsis ederek çalışmaları için ön ayak olmuştur.
Bu karar 20 Şubat 2009’da imzalanan anlaşma ile resmiyet kazanmıştır. 22 Ekim 1996 yılında kalkınma işbirliği konferansını izleyen bir dizi hazırlık çalışmasından sonra 15 Haziran 1997’de İstanbul’da yapılan devlet ve hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir. D-8’in bayrağında yer alan 6 yıldız D-8’lerin temel ilkelerini temsil eder.
Bu ilkeler;Savaş değil,barış,çatışma değil,diyalog,çifte standart değil,adalet,üstünlük değil,eşitlik,sömürü değil,adil düzen,baskı ve tahakküm değil,insan hakları,hürriyet ve demokrasidir. İşte bugün Van Şişli Öğretmen evinden düzenlenen ve D-8 üye ülkeler genel sekreteri sayın seyit Muhammed Musavi’nin konuk olduğu programda birliğin şuan ne durumda olduğu ve hedeflerinin neler olduğu ile ilgili güzel bir sohbet havası niteliğinde seminer gerçekleştirildi.
Programın diğer konukları arasında Van il ticaret müdürü sayın M. Murat Keremoğlu, Van il milli eğtim müdürü sayın Kıyasettin Kırekin, Milli görüş Van temsilcisi, Milli Türk Talebe birliği ve çok sayıda katılımcı katıldı. D-8’in sadece ekonomik bir ortaklık olduğuna vurgu yapan sayın sekretere aslında sorulması gereken çok soru vardı ancak zaman kısıtlı olması münasebetiyle program fazla uzun tutulmadı.
Ayrıca genç birlik vakfının yaptığı bu organizasyon aynı zamanda madem D-8 ekonomik bir işbirliğidir neden Van ticaret il müdürüne bir durum değerlendirme konuşmasına program içinde yer verilmedi? Aslında bu büyük bir eksiklikti. Hatta genç birlik vakfı başkanı genç arkadaşımızın D-8’in tarihçesi hakkında yarı anlaşılan yarı anlaşılmaz konuşması yerine Van ticaret il müdürüne D-8’in de ekonomik bir oluşum olması münasebetiyle bir konuşmasına yer verilmesi daha mantıklı olurdu.
Aynı zamanda değinmek istediğim bir başka gerçekte rahmetli sayın Erbakan hoca bu oluşumun oluşmasına ön ayak olduğu toplamda 7 aylık Refahyol hükümeti döneminde nerede ise ülke genelinde yüzün üzerinde fabrika açılmasına ve istihdamda ciddi bir şekilde reform olabilecek adımları atması ve bu kısa zaman içinde D-8 gibi bir oluşumun oluşması için dış tehdit olarak dış mihrakların kendisine göz dağı vermeleri olarak adlandırılan post modern darbe olmasına sebep olan çalışmalardan biri de bu D-8’in kurulması olmuştu.
Türkiye’nin bölge ve dünya içinde adından söz edilir bir ülke ve ilerleyen bir ülke olmasını istemeyen ve bunu hazm edemeyen dış güçler atılan bu adımlardan ciddi bir şekilde rahatsız olmuş ve askeriyeye verdikleri ayar ile Sincan’dan meclis önünden geçecek şekilde tatbikat adı altında post modern darbe girişimi yapılmış olmasına rağmen rahmetli Erbakan hoca bu D-8 oluşumunu tamamladıktan sonra gece yarısı hükümetten istifa etmiştir. D-8 oluşumu Erbakan vizyonunun sembolüdür.
Erbakan’ı tanıyanlar, onun 30 yıllık siyasi çizgisini bilenler bu oluşumun amacını da bilirler. D-8’ler “Yeni Bir Dünyanın İlk Adımıdır.” diyen Erbakan, siyasi faaliyetlere başladığı günden bugüne dek hep haksızlıklara karşı mücadeleyi kendisine ilke edinmiştir.
Her nedense Erbakan, ilk günden beri ve sistemli bir şekilde çok yüksek mahfiller tarafından bu ülke insanına yanlış tanıtılmıştır. Bunda Erbakan’ın dünya görüşünün etkili olduğu iddia edilebilir. Ama en az bunlar kadar Erbakan’ın söylemlerinden herhangi bir nedenle rahatsızlık duyanların bu işte parmaklarının olduğu da unutulmamalıdır. Erbakan’ın önüne çıkarılan engeller, bu görüşlerinin faturası da olsa, Erbakan’ın bu düşüncelerinden dolayı pişman olduğunu söylemek mümkün değildir.
Çünkü Erbakan, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya idealine yürekten inanmış ve bu inancından da hiçbir zaman vazgeçmemiş bir liderdir. Bunu başaracağından da son derece emin olan Erbakan gücünü, haktan ve haklıdan yana olan 800 milyon insandan almaktadır. Hatta bugün ki iktidar tarafından ortaya atılan Yeni Türkiye hedefi ve vizyonu da sayın rahmetli Erbakan hocanın hedef ve vizyonudur.
Sözün özün demek istediğim oluşumun Van’da yapılması genç birlik adına sevindirici bir durum. Ancak ekonomik işbirliği olarak kurulan bu oluşum ve yapılan bu etkinlikte konu ile direk bağlantılı olan ticaretten sorumlu en yetkili kişi olan Van ticaret il müdürüne konuşması için programda yer verilmemesi ise programı yapanlar ve tertip edenler adına büyük bir eksiklik ve üzüntü verici bir durumdur. Acaba mı dedirtecek ve insanın aklına soru işaretleri ile dolduracak cinsten sorularla meşgul eden uygulamalar ile uğraşmaktan Türkiye ne zaman kurtulacaktır.
Ekonomi konuşuyorsun ama işin ehline yer bile verilmemiş yaptığın programda peki bu nasıl bir ekonomi,bu nasıl bir dünya görüşü,bu nasıl bir program tertip etmektir. Kısacası bu ne perhiz,bu ne lahana turşusu der gibi bir çalışma ve program tertibidir! Programından başından sonuna kadar sormak istediğim konu bu idi ancak soru olarak sormama rağmen programın tercümanı herhalde bunun ortamı gereceğini düşünüp bundan dolayı sormadı.
Her ne ise şimdi soruyorum madem ekonomik bir oluşum ile oluşmuş bir konu üzerinden program yapacaksınız neden konu ile direk alakası olan ticaretin birinci adamı olan ticaret il müdürüne programda yer verilmemiş? Programı düzenlemek üzerinde kimlerin etkisi oldu ise bu soruya yetkili olanların cevap vermesini beklerim.
Yada bir art niyet işin içinde yoksa bu kadar amatör olan kişiler nasıl oluyor da bir büyük oluşum olan birlik vakfının genç birliğini temsil edebiliyorlar? Sizce bu büyük bir eksiklik değil midir? Program için teşekkür ederim.ama yapılan ve herkesin göz ile göreceği kadar bariz olan ve nerede ise sırıtan eksikliklerin olmasından ise üzüntü duydum ve böylesi bir oluşuma hiç yakışmadı diyerek sözlerime son vermek isterim. Selametle kalın.