Fakirlik Küreselleşince Asabiyet Evrenselleşti
Asabiyet olmazsa medeniyet olmaz, diyor İbn Haldun. Belki de, yükselen asabiyet, yeni bir ekonomik düzenin yolunu açacaktır.
Aslında insanlık var olduğundan beri asabiyet ve şiddet var olmuştur.
Devlet düzeni bir organizasyondur. Yaşam düzenini sağlayan, bir örgüttür. Sözü kapitalizmin ürettiği devlete getirmek istiyorum.
Kapitalizmin doğum tarihi konusunda epeyce bir tevatür vardır. Gerçekte sanayi devriminin içinde büyüdüğünü ifade edebiliriz.
Sanayi devrimi, bir taraftan gelişir ve büyürken, Osmanlı hala bir önceki ekonomik düzen olan feodalizmin içinde debeleniyordu.
Osmanlı devlet düzenini ayakta tutmak için kullandığı şiddet türü; feodal şiddetti.
Her türlü örgütlenme faaliyetinin, kendi içinde bir disipline ihtiyacı vardır. Disiplin olmadan örgütlenme olmaz. Üretim de olmaz.
Kapitalizmin egemen olduğu devlet örgütlenmelerinde de, disiplin/asabiyet/şiddet vardır.
Hukuku öne çıkarma çabaları varsa da, esas olan disiplin/asabiyet/ şiddettir.
Kapitalizmin egemen olduğu yerlerde, asabiyet/şiddet, halkın rızasıyla, devletin tekelindedir. Halkın rıza gösterdiği, devletin tekelindeki bu şiddete; meşru şiddetdiyebiliriz.
Ancak, kapitalist emperyalizmin egemen olduğu dünya düzeninde, tanımladığımız bu meşru şiddeti uluslararası sermaye kullanmaktadır.
Bunu, direnme kabiliyetini yitirmiş toplumlarda, dışarıdan gelen şiddet olarak da tanımlayabiliriz.
Ulus devlet, uluslararası tekellere teslim oldukça, aslında devletin kullandığı asabiyet/şiddet ve hukuk çok uluslu şirketlerin yararına düzenlenmektedir.
Çok uluslu şirketler adına şiddeti kullanan örgüt NATO’dur.
Amerika, birçok ulusu bir arada tutmak ve kendi kullandığı şiddete/asabiyete, meşruluk kazandırmak için, böyle bir şiddet örgütlenmesine gitmiştir.
Ulus devlet, dolaylı yollardan, şiddet kullanma tekelini kendi devletinden NATO’ya devretmiş olmaktadır. Bu durum Avrupa içinde geçerlidir. Hatta Türkiye’den de daha geçerlidir.
NATO, Amerika adına Afganistan’da şiddet kullanıyor. Sanki bu şiddet meşru bir şiddetmiş gibi, bizde bin yedi yüz askerle, şiddete katkı veriyoruz. ABD’nin uyguladığı şiddeti meşrulaştırıyoruz.
Ancak, kapitalizmin kendisi gayri meşru hale geldikçe, içinde egemen olduğu devletler de, gayri meşru duruma doğru yol almaktadırlar. Seçimlerde, oy kullanan seçmen sayısındaki düşme, buna işarettir.
İslam ülkelerinde yaşananlara NATO gözü ile bakarsak, sadece terör görürüz. Atında yatan, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere uyguladığı gayri meşru şiddettir.
Bu gayri meşru şiddetin getirisi; kapitalist düzenin sömürüdür.
Kapitalist emperyalizmin, dünya uluslarına uyguladığı şiddet, rıza gösterilen şiddetin ötesine geçmiştir.
Çok uluslu şirketlerin, büyümelerini sürdürebilmeleri için daha fazla şiddete ihtiyacı vardır. Aksi takdirde, krizden çıkamaz ve küçülür. Küçülmek demek kaybetmek demektir.
Dünyanın içine düştüğü ve adına yeni normal dedikleri durum budur.
NATO’nun Karadeniz’e gelme ihtiyacı, Baltık’taki yığınak, Doğu Akdeniz’deki yığınak, asabiyeti, Rusya üzerinde uygulama gayretidir.
Asabiyet yükseliyor. Karşı asabiyet küreselleşiyor. Kapitalizm evrilmek zorunda, ama şiddet ile ama asabiyetle…
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr