Fabrika Yemi İthalatı da Gündeme Geliyor Yem Fabrikaları Küresel Rekabete Açılıyor
Türkiye sap-samandan sonra fabrika yeminin de ithalatını şu anda derinden derine tartışıyor..Hayvancılık sektöründe tartışılan bu konuyu ilk kez kamuoyuna taşıyoruz. Cumhuriyet Tarihinde sap-samanı ithal eden Türkiye yine bu tarihi süreç içinde bir ilki daha yaşayacak.! Yem hammaddelerini sürekli ithal eden Türkiye fabrika yemlerini de ithal edecek. Cumhuriyet Tarihi’nde bir ilk daha yaşanacak.
Türkiye Tarım Kredileri Kooperatifleri aracılığı ile devlet nasıl ki saman ithal edip piyasayı düzenliyor ise fabrika yemleri de ithal edilerek piyasa düzenlenmeli, Türkiye de büyükbaş, küçükbaş hayvan fabrika yemlerinin ithalatında % 130 gümrük vergisi alındığı için fabrika yemi ithal edilemiyor. Gümrükler indirilerek fabrika yemi ithalatının önü açılmalı, saman nasıl ki pahalılık ve fiyatlar fahiş ise yem üreten fabrikalar da fahiş fiyattan yem satıyorlar, diyor hayvancılık sektörü! Kendi yorum ve değerlendirmelerimi bir sonraki yazıma bırakarak sektördeki üretici temsilcilerinin görüşlerini, Altan alta yapılan çalışmaları yansıtmaya çalıştık.
Isparta Süt Üreticileri Birliği Başkanı Şevki Kaya:
Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı nasıl ki sap-saman-yonca, çayır bitkileri ithalat yasağını kaldırıp bu ürünlerin fiyatlarını düşürdü ise fabrika yemi ithalatındaki gümrük vergi oranlarını düşürüp hayvancılık sektöründeki maliyetlerin düşmesine katkı sağlaması gerekiyor.
Avrupa Ülkelerinde 50 kiloluk bir torba fabrika yeminin fiyatı 19-20 TL, Türkiye’de ise 46-48 TL’ olduğunu söyleyen Şevki Kaya fabrika yemlerindeki gümrük vergileri kaldırıldığında çiğ süt üretiminin sürdürülebilirlik kazanacağını söyledi. Çiğ Süt Üreticileri Isparta’da uygulanan 92 kuruş fiyattan kazanç sağlayamadığı halde karın tokluğuna üretimlerini sürdürüyor.
Endüstriyel süt sektörünün 2011 yılında % 68 kazanç sağladığı, yine bu sektörün % 20’lik büyüme sağladığını belirtmemiz, 2012 yılı Eylül ayında Ulusal Süt Konseyindeki çiğ süt fiyat pazarlıkları esnasında uzmanlarca çiğ süt maliyetlerinin hayvan sahipleri için 1,3 TL olduğu halde niçin 90 kuruş referans fiyatlarının üretici temsilcileri tarafından kabul edildiği sorumuza Isparta Süt Üreticileri Birliği Başkanı Şevki Kaya; Çiğ sütü üretenler ve temsilcileri güçsüz. Çiğ süt çabuk bozulabilen bir ürün, bankalara, yemcisine borçluyuz. Satmıyoruz deme gücümüz yok.. Biz çareyi saman ithalatında olduğu gibi fabrika yemi ithalatı da görüyoruz. Elbette ki ambalajlı ürünlerin fiyatlarının da sorgulanacağı, dizginleneceği bir düzenleme de getirilmelidir.
Süt Üreticileri Birliğinden diğer illerden konuştuğumuz başkanları ‘’Türkiye Tarım Kredileri Kooperatifleri aracılığı ile devlet nasıl ki saman ithal edip saman piyasasını düzenliyor ise fabrika yemleri de ithal edilerek piyasa düzenlenmeli. TTKK birliğinin tüm illerde, ilçelerde depoları var, yapılacak düzenlemede özel sektör değil TTKK Birliği fabrika yemi ithal etmeli’’ diyor.
Ulusal Yem Konseyi Kurulmalı
Isparta SÜB Başkanı Sayın Şevki Kaya ülkemizdeki yem fabrikaları çiftçilerden mısır, yemlik buğday, arpa vb. ürünleri mevsiminde ucuza kapatıp yemi ise hayvan sahiplerine diledikleri fiyattan satıyorlar..Bir un fabrikasından biz kepek satın alamıyoruz. Çünkü o fabrikanın üreteceği kepeği önceden yem fabrikaları kapatmış oluyorlar.. Yem fiyatlarını kurulması gereken Ulusal Yem Konseyi belirlemeli, yem fiyatlarında yemi tüketen bizler de söz sahibi olmalıyız diyor.
Yem Üreticileri Birliği Başkanı Sayın Murat Ülkü Karakuş:
Türkiye’deki yem fabrikalarının pahalı yem ürettikleri, fahiş fiyata sattıkları, aralarında fiyat anlaşmaları yaparak fiyat belirledikleri ifade ediliyor. Ne dersiniz?
Ülkemizdeki çiftçiler mısır, yağlı tohum bitkilerini pahalı üretiyor. Buğday da pahalı üretiliyor. Ülkemizde buğday hasadı yağışlı mevsime denk geldiğinde yıllık buğday rekoltesinin 2/3’ü yemlik buğday haline gelerek fabrikalarda yem haline getiriliyor. Yemlik buğday bile dış piyasaya nazaran pahalıdır. Mısır, yağlı tohumlar, yemlik haline gelebilen buğdayın üretim maliyetlerini oluşturan gübre, tohum, mazot giderleri ucuzlatılırsa bize de bu girdiler ucuza satılır ve biz de hayvancılık sektörüne ucuz fabrika yemi satarız.
Yabancı ülkelerde üretilen mısır, yağlı tohum gibi yem hammaddeleri ithalatında Türkiye’nin gümrük vergisi duvarları var. Türkiye bu duvarları kaldırırsa biz Avrupa’dan daha ucuza yem üretir ve satarız. Fakat bu duvarlar kaldırılacak olur ise duvar yerli çiftçilerimiz üzerine yıkılır..
Yem fabrikaları asla fahiş fiyatla yem satmıyor. Dünya ile kıyasta bir fahişlik var ise girdiler fahiştir. Ülkemizde yem piyasasında kıyasıya bir rekabet var. Bir rekabet olmasaydı ve aralarında fiyat anlaşmaları olsa idi Rekabet Kurumu bugüne kadar bir soruşturma açardı. Türkiye’de gıda, tarım konusunda rekabet kurumunca soruşturmaya uğramayan tek sektör biziz. Minimum kar marjı ile çalışıyoruz, diyor.
Çukurova Çiftçiler Birliği Yönetim Kurulu üyesi hanım çiftçi Oana Çorat:
Hayvancılık sektörü fabrika yemlerinin sap-saman da olduğu gibi sıfır gümrükle ithalatını istiyor. Yem girdileri olan mısır, ayçiçeği gibi yağlı tohumları siz ve üyeleriniz üretiyor ne dersiniz?
Mazotu, gübreyi, tohumu yabancı ülke çiftçilerinden daha pahalı elde ettiğimizden yem girdileri olan bu ürünleri diğer ülkelere oranla pahalı üretiyoruz. Girdilerimiz yabancı ülke çiftçilerinin maliyetlerine indirildiği takdirde bizde yabancı ülke çiftçilerinden daha ucuza ürün üretiriz. Fabrika yemlerinin ithalatında gümrükler indirildiğinde biz ürettiğimiz ürünleri ne iç piyasada ne dış piyasada satamayız. Çiftçiliği mi bırakalım?
Hayvancılık sektörü bir aynayı alıp kendisine baksın. Bir hayvana 4 dekar arazi gerekir. Bu arazide hayvanlar için kaliteli kaba yem olan yonca vb. üretmeli. Tahıl buğday ekmeyen birisinin hayvanları için buğday anızı olan sap-samanı bedava alması beklenmemeli. Bitki üretimi mesleği olan çiftçilik ile hayvancılık yekpare bir iştir. Bin baş hayvancılık işletmesini sıfır faiz ile kuranların bir dekar tarlası olmayınca elbette ki sap-samanı bile para ile satın alacaklardır.
Fabrika yemlerinde gümrük vergilerinin %130 olması fabrikaları değil ülkemizin çiftçilerini koruyor..
Yem Üreticileri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü:
Üretim açığı olduğunda yem girdilerinden mısır vb. ürünler zaten zaman zaman belirli tonajlarda gümrük vergisiz ithaline izin veriliyor. Kaliteli kaba yem üretiminde açığın olması kalitesiz kaba yem olan sap-saman açığını oluşturdu, bu yüzden sap saman, yonca ithalinde gümrüklerin sıfırlanmasına izin verilerek ithalinin önü açıldı. Çiftçilerin ürettiği yem hammaddesi olan mısır vb. ürünlerin gümrük vergileri sıfırlandığı takdirde çiftçilik, tarım sürdürülemez hale gelip tarım nüfusu köyleri boşaltıp iş aramak, geçinmek için şehirlere göç eder. Ülkeden üretilen ürünlerde açık yoksa bu tarımsal ürünleri gümrüksüz ithal etmek çiftçilerin, kırsal kesimin felaketini doğurur. Ülkemizin geldiği bu noktada kaliteli kaba yem, yağlı tohumlardaki devlet destekleri gözden geçirilmelidir. Kaliteli kaba yem ile beslenen hayvanlar daha az kesif yem (fabrika yemi)ve sap-saman tüketirler, kaliteli kaba yem ile beslenemeyen hayvanlar daha çok kesif yem, sap-saman tüketirler, diyor.
Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı, Ak Parti Bursa Eski Milletvekili Ali Koyuncu:
2 Eylül 2012 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu kararnamesi ile kepek, arpa, soya vb yem hammaddelerinin ithalindeki gümrük vergilerinde indirime giderek bu ürünleri kullanan yem fabrikalarının girdi maliyetleri azaltılmış ise de yem fabrikalarının bunu hayvancılık sektörüne olan satışlarına yansıtmadıklarını ortadadır. Görülüyor ki yem hammaddelerinin ithalatındaki gümrük indirimleri hayvancılık sektörünün maliyetlerini azaltmak maksadı ile yapılmış olsa da bu gümrük indirimlerini satış fiyatlarına yansıtmayışlarında daha fazla kazanç hırsı, fahiş fiyat görülüyor. Fabrika yemlerinin Avrupa fiyatları 19-20 TL olmasa da ülkemizdeki fiyatlardan çok daha aşağılarda olması gerek. Endüstriyel süt sektörünün dilediği fiyattan ambalajlı ürünleri satma ve yine dilediği fiyattan çiğ sütü satın alma şansı ve kazanç hırsında olduğu gibi yem sektörü de aynı çizgide yürüyor. Hem ambalajlı süt ve süt ürünü hem de yem fabrikası olan firmalar üreticilerimizden çiğ sütü satın alırlar iken ‘’ yemi de benden alacaksınız, yoksa sütünüzü almam ‘’ baskısını kuruyorlar.
Çiftçilerimizin ürettiği ürünlerin hasat mevsimini aşıp çiftçinin elinde ürünlerin kalmadığı dönemlerde fabrika yeminin ithali için teklifimizi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına sunacağız. Sap-saman ithalatında olduğu gibi bu konuda da Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri mi görevlendirilir yoksa özel firmalara da mı bunun yolu açılır, bu ilerleyen günlerde belirlenebilir. Şu an ülke dışında fabrika yemlerinin Türk Limanları, çeşitli şehirlerimize torbasının kaç liraya mal olabileceğinin proforma bilgilerinin etüdü içerisindeyiz.. Fabrika yemlerini dilediği fiyattan satan yem sektörü ancak bu şekilde terbiye ettirilir. Yem sektörü terbiye edilirken çiftçilerimizin zarar görmemesine özen gösterilecektir, diyor..
Hayvancılık, yem sektörünün görüşleri bunlar. Türkiye fabrika yemi ithal etmeli mi sorusunu sonraki yazılarımızda ilgililere sormaya devam edeceğiz.
Ülke siyasetçisinin fabrika yemi İthalatına izin vermesinin mümkün olup olmadığını, fabrika yemi ithalatının doğru bir karar olup olmayacağı konusundaki şahsi görüşümü ise ileriki yazılarımda açıklayacağım.