Eyvah,Kanser Sonunda Sigorta Şirketlerinde Çökertecek
Kanser artık çağımızın birinci derecede hastalığı. Dalga dalga yayılıyor. Diğer taraftan da bilim adamları harıl harıl çalışarak her gün yeni bir gelişme kaydediyorlar. Tedavide büyük önlemler var.
Bu öyle bir hastalık ki, çevresinde olanlar bilirler, hastalığa yakalananın kendisiyle birlikte ailesini de çökertiyor. Aile hastasını kurtarabilmek için gece gündüz maddi ve manevi olarak sarsıntı geçiriyor. Çünkü Kanser hastalığının tedavisi çok uzun olduğu gibi tedavi yöntem ve ilaçları da çok pahalı.
Vücudunuzdaki 70 bin hücre bulunmakta. Bu hücrelerin içinde kanserli hücrelerde mevcut. Nezaman ki vücut direnci zayıfladı yada kanserli hücre 1 cm ye ulaştı işte ozaman o hücre hastalıklı hale dönüşerek vücuda zararlı hale gelerek bünyeyi sarsmaya başlıyor.
Kanserden kaçış çok zor. Bu riski hepimiz taşıyoruz. Okuduğum bir yazıda, Avrupa da yapılan bir araştırmada, birkaç ölü mezarı belirli aralıklarla açılıyor, birde bakıyorlar ki et kemikten 90 günden önce ayrılmıyor. Evet evet yanlış duymadınız hani bizim bildiğimiz öyle 40 günlük et kemikten ayrılma olayı bugünkü çağda yok artık . Neden, çünkü hayatımızın tüm alanlarına giren ve yediğimiz kimyasallardan dolayı artık toprak cesedi çürütemiyor da ondan…
Maksadım sizleri bu tatsız şeylerle korkutmak değil. Dikkatinizi biraz daha bu yöne çekmektir.
Kanserin tedavisi üzerine milyarlarca dolar harcanmaktadır. Dolayısıyla da başlı başına pahalı bu ilaçların bir sektörü nü doğurmuştur.. İlaç sektörü lobisi kimi devlet senatörlerini kafaya alarak kanserden korunma yolları ile ilgili çalışmaların önünü kesmektedirler.
En basit örneğini sigarada görmek mümkündür. Sigara kansere yakalanmada 1 ci sırada olmasına rağmen hiçbir devlet arzu edilen yasaklama yada caydırıcılığı başaramamaktadır.
Hâlbuki ilaçlara harcanan milyarlarca doların sadece %20 sini kanserden korunmaya harcansa domuz gribindeki olduğu gibi, bu kadar korkulu rüyamız olmayacaktır.
Korkulu rüya diyoruz çünkü makalemin başlığını ben değil Ünlü profesör Erkan TOPUZ’ bey söylüyor.
Önlem alınmadığı takdirde 20 yıl sonra bu ülkedeki tüm Sosyal Güvenlik Kurumları ve Sigorta Şirketlerinin çökeceğini söylüyor. Çünkü her geçen gün çığ gibi artan kansere yakalanma sayısı neticesinde çok pahalı olan kanser ilacı yüzünden ekonomik sarsıntının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Yani Kansere ödenen ilaç parası yüzünden iflasa etmemesinin mümkün olmadığını söylüyor.
Onun için devletin yetkili organları bu çağrıları dikkate alarak sağlık alanındaki gerekli politikaları uygulamasını temenni ederek, biz bireysel olarak yapmamız gerekenleri bir kez daha sıralamak istiyorum.
Kanserden kendimizi ve ailemizi koruyalım lütfen.
* Sigara akciğer kanseri, Alkol ise meme kanseri yapar lütfen içmeyelim..
* Elektronik cihazların yaydığı Radyasyonlu ortamlardan uzak duralım, evimizde telsiz telefon kullanmayalım.
* Yiyecek ve içeceklerimizde plastik kullanmayalım camı tercih edelim.
* Günde 1 elma yiyelim.
* Domates suyu, kara üzüm suyu, nar suyunu sık tüketelim.
* Üç beyaz (Un tuz şeker) dan uzak duralım.
* Zeytini ve yağını tercih edelim.
* Kırmızı eti az, Balığı bol tüketelim.
* Hormonlu sebze ve meyvelerle kızartmalardan uzak duralım.
İsveç doğal yaşama dönmenin tarihini açıkladı. 2025 de tüm üretimin doğal ortamında yetiştirmeyi, yani organik tarıma geçmeyi planlayıp kanunu çıkardı.
İnşallah onlar 20 yıl sonra kaliteli yaşama geçerken bizler tam tersi batağa saplanmayız.
Bireysel ve kurumsal duyarlılığımızı gösterelim. Önlemimizi şimdiden alalım.
Çok doğru soyluyorsun kardeşim fakat bu sözleri dinleyen yok.Bizler bize verilen bu büyük nimet olan vucudumuzun kıymetini hiç bilmiyoruz.Vucudumuzu korumak için hiç bir şey yapmadığımız gibi onu çok hor kullanıyoruz saygı ve sevgilerimle
Ocak 12th, 2010 at 09:54