Ey Kavm-i Türk Sen Nesin?
Herhalde biz Türkler, geleceğimizi kendimiz yok ediyoruz. Tarihimizde hep böyle oldu. Diyorlar ya; “Tarihte 16 Türk devleti, 118’i aşkın özerk cumhuriyet,beylik, hanlık ve atabeylikler, kurduk.” Benim çok tuhafıma gidiyor. Kurdun iyi güzel de, neden yıkıldın? Ve neden yaşatamadın? Hem de 16 defa ve hanedanlıklarında 118 defa…
Sen şuna mı güveniyorsun ey kavm-i Türk? Bir Türk devleti yıkılır, bir Türk devleti kurulur. Onun için yıkılırsa yıkılsın. Nasıl olsa bir daha kurulur. Herhalde böyle düşünüyorsun. Kendi ayağına; -bırakın ayağı beynine-kurşun sıkan bir başka millet var mı acaba? Bu nasıl şuurdur? Diline sahip değilsin. Toprağına sahip değilsin, İktidarına sahip değilsin. Ekonomine sahip değilsin. Orduna sahip değilsin. Medyana sahip değilsin. Halkına sahip değilsin. Hukukuna sahip değilsin. Kültürüne sahip değilsin. Dinine sahip değilsin. Atatürk’üne sahip değilsin. Ne olacak bu halin ey Türk?
Kürt, ırkçılığını ve milliyetçiliğini yapıyor. İnandığın, güvendiğin Batılı müttefiklerin arkandan sana oyunlarını oynuyor. Sen halâ işin şuuruna varamadın. Üstelik seni tarihe gömmek isteyenlerin oyunlarına ve tuzağına düşüyorsun. Hem de bu tuzakların; demokrasi, insan hakları ve eşitlik uğruna sana kurulduğunun farkında bile değilsin.
Önce dilden başladılar. Senin dilini çürütüyorlar. Ama bu Batılılar dayatmalarıyla, bölücüler “anadili…anadili” çığırtkanlığıyla kendi dillerine sahip çıkıyorlar.
Sen ne yapıyorsun? Devlet büyüklerini ”Potamya’ya hoş geldiniz”, “Potamya seninle gurur duyuyor.” diyerek karşılıyor ve yaşadığın şehrine, bu şehrin kültürüne sırt çeviriyorsun. Ey, Konyalı Türk kardeşim, sen sermaye koyarak kurduğun lokantanın adına “İkonium Restaurant” diyorsun. Ey, Kayseri’nin özbeöz Türk girişimcileri, alışveriş merkezini işletmeye açıyorsun ama adını “Kasserıa AVM” olarak veriyorsun. Derdin ne ey kavmi Türk? Darende’ye bir otel yapıyorsun. İyi güzel ama neden adını “ “Tiriyandafil” olarak koyuyorsun. Buna Darende Otel desen neyin eksilir ey şuursuz Türk?
Bize on yıldan bu yana Tunceli adını unutturdular. Bazı milletvekilleri “Dersim Milletvekili” olduğunu söylüyor, kartvizitini böyle bastırıp dağıtıyor.
Bu şuursuzluk her yere mikrop gibi bulaştı. İzmirli şuursuz işadamı Smyrna Restoran’ını açıyor. Denizlili girişimci,kurduğu otelin adını Tripolis Otel diye tescil ettiriyor. Van’daki otel sahibi bu ekmek teknesinin adını Tamara koyuyor. O şehrin Belediyesi çift (V) ile şehrini tanımlayarak “Wan” diye yazıyor. Karadenizli işadamı Samsun’a bir otel inşa ediyor. Adını “Amisos Otel” olarak takıyor. Daha neler, neler yapıyorsun ey cumhuriyet Türkü şuursuzlar.! Kırklareli adının suyu mu çıktı ki oteline Endorfina diyorsun? Alanya adından utanıyor musun ki o güzel oteline Kolonoros Otel diyorsun?
Aferin yüce Türk, aferin şanlı Türk, sen devam et! Öncelikle dilini sen kendin boz ve yık. Türkçe demek Türk demektir. Türkçe’yi kaldır ki Türk de ortadan kalksın.
Arif Nihat Asya Bayrak şiirini boşuna yazmış. Boşuna dilini korumaya çalışmış, boşuna ordusuna övgüler düzerek sahip olmuş. Demek ki boşuna.
“Ben ki ateşle konuşurdum,
Selle konuşurdum.
İdil’le Volga’yla Nil’le konuşurdum
Sangaryos’u Sakarya,
İkonyum’u Konya yapan
Dille konuşurdum.”
diyen Arif Nihat Asya herhalde şimdi mezarında ağlıyordur.
Ey Türk, bin yıldır bu topraklardasın ama toprağına, diline sahip çıkamıyorsun. Ver dilini, sat dilini, terk et dilini…! Demek ki Konya’yı emanet almışsın, Samsun’u benimsememişsin, Van’dan vazgeçmişsin, Darende’yi sevmiyorsun. Ver, ver, antik devirlerin bugünkü göz boyayan açgözlülerinize ver. Sen esasında bugünlerde vesayet altına girmişsin.
Kendini Teodoros’un torunu mu sanıyorsun? Sen Fatih’ten önce Kostatinopoliste mi yaşadın? Demek ki sen Türklükten vazgeçmişsin. Sen Bizanslısın, sen Rumsun, sen Doğu Romalısın. Demek ki 1071’in şanlı komutanı Alparslan’ın çocukları Anadolu’yu terk etti. Senin ey Türk, aklın tutulmuş herhalde. Artık ben buna inanmaya başladım.