Ey İstikbal Hırsızları; Umut Katilleri! Sözüm Sizlere!
İletiyi alan sayın duyarlı yurttaş!..
Artık yeter!.. Hiç olmazsa bu hırsızlığa karşı duyarsız kalma..
İsyan et!.. Uyar!.. uyandır!..
Bu ülkenin teslim alınmışlığına isyan hakkındır!..
1milyon 700 bin gencin hayallerini, geleceğini katleden istikbal
cellatlarına karşı artık sessiz kalma!..
Sınavda şifre niye kullanılır? Hangi gizli örgütün işi bu!?..
Durum ciddi!.. Geleceğe uzanan hırsızlık, sadece gününü değil,çocuğunun geleceğini çalıyor!.. Şifreli soruların hazırlanması rastlantı değildir!..
Kim kullandı bu şifreleri!?.. Kimin adına hazırlandı!..
Göreve çağırın ülkenin savcılarını, Başbakanını, cumhurbaşkanını, tüm yetkililerini..
Rasgele gizli örgüt aramasınlar!.. işte gizli örgüt!..
Ülke önce bizim... Onlardan önce bizim!.. Sahip çıkmazsak onların olacak..
Biz yok olacağız!.. Aklını başına topla, Geleceğine, çocuklarının geleceğine sahip çık!..
Çocuklarının ve torunlarının iki eli yakanda olacak!..
Bir eğitimci olarak görevimi yapıyor ve sizleri de sesinizi yükseltmeye çağırıyorum..
Ey İstikbal Hırsızları; Umut Kaatilleri!.. Sözüm Sizlere !..
Bir ülkenin geleceğini gençler şekillendirir.
Gençlere vereceğimiz erdem, gelecekte toplumun erdemidir.
Gençleri hırsızlığa yönlendirirseniz, gelecekte toplumda hırsızlığın itibarlı bir meslek olmasının önüne geçemezsiniz… Hak yemeyi öğretirseniz gençliğe, ilerde haksızlıkların önüne geçmesini onlardan bekleyemezsiniz.
Adalet duygusunu veremezseniz gençliğe, gelecekte onlardan adil olmasını bekleyemezsiniz..
Ey, Cumhurbaşkanı,
Ey Başbakan, Milli Eğitim Bakanı, YÖK, Adalet Bakanı, Üniversiteler… Niye susuyorsunuz.
İkinci bir sınav hırsızlığı ile yolsuzluğu ile karşı karşıyayız..
Tam 1 milyon 700 bin umut katledildi yine!.. Umut cellatları yine işbaşındaydı!..
Nasıl olur da basit bir şifreleme ile, 40 matematik sorusundan 38 tanesi soruların yüzüne bile bakmadan doğru cevapları buluna bilir!?
Böyle bir rastlantı olabilir mi!?
Aynı basit şifreleme sadece matematik soruları ve cevapları ile de sınırlı kalmamış!.. Türkçe Testinde, Fen Bilimleri’nde, Sosyal Bilimler Testleri’nde bile uygulanmış...
Her ihtimalin çözümü şifrelenmiş!.
Seçeneklerdeki rakamlar büyükten küçüğe sıralandığında, seçenekle çakışan çakışan cevap olmuş. Birden fazla çakışan varsa, doğru cevap, küçük sayı olmuş, çakışmıyan durumlarda cevap E seçeneği.. Harfli cevap seçenekleri içinde şifreleme aynen geçerli..
Düşüne bilen her beyinin sorabileceği bazı soruları sıralayalım şimdi;
1- Böylesine bir hinlik, bir rastlantı eseri mi? Özenli bir hazırlık eseri mi?
2- Matematik testinde, 40 sorudan 38’i nasıl olur da okunmadan cevap seçenekleri bir
basit şifreyle yanıtlanacak şekilde hazırlanmış olabilir?
3- Bu şifreleme birileri yararına kullanılmayacaksa, niçin bu yola başvurulmuş olabilir?
Bu kuşkuyu kafalardan hangi gerekçeli-mantıklı açıklama sile bilir?
4- Böyle bir organizasyon, tek kişinin marifeti olabilir mi? İşin bir sinsi örgütlenme işi olma olasılığını beyinlerden silmek mümkün mü?
Birinci sınav hırsızlığının henüz dumanı tüterken böyle bir cesaret nereden alınmıştır?
Bir korunup kollanma mı var ortada?
Ne oldu KPSS hırsızlarına…!!?? Bu kaçıncı? Taşlar bağlı, umut cellatları salınmış ortalığa!
Hukuk hükmünü icra edene kadar, atı alan çoktan çoktaaan Üsküdar’ı aşmış olacak!
Atanmadılar mı hırsız, hayırsız, uğursuz ayrımı yapılmadan KPSS hırsızları!..
Mağdurun korunmadığı, hırsızın bir biçimde cesaret bulduğu bir toplum olmak hangi vicdanı yaralamaz, hangi yüreği yakmaz, gençliğin geleceğini çalan vicdansızların dışında!..
Gizli örgüt arıyor cumhuriyet savcıları!.. Bundan daha ala gizli örgüt olur mu?
Hırsız arıyor, gaspçı arıyor savcılık, emniyet!.. Gençliğin geleceğini çalandan, gasp edenden daha ala hırsız olur mu!?
Bunlar da 4 yıl sonra, hırsızlıkla geldikleri mevkilerde-görevlerde olurlarsa, hırsızlıklara karşı koymaları beklenir mi? Hırsız hırsızdan hesap sorar mı?
İstiyoruz ki; hukuk susmasın, Başbakan susması, Cumhurbaşkanı susmasın, Milli Eğitim Bakanı susmasın, üniversiteler susmasın… YÖK susmasın. Aydınlar susmasın!..
Susmak suça ortak olmaksa, bu ortaklık en çok biz eğitimciler başta olmak üzere tüm erdem sahiplerinin yüreğini yaralar!.
Konuşuyor ÖSYM Başkanı ve “yalanladı” diye manşet atıyor medya!..
Ey düşünen beyinler, ses veren vicdanlar, kanayan yürek sahipleri, soruyorum size ÖSYM Başkanı Bay Ali Demir’in kelimesi kelimesine aşağıda verilen ifadesinin neresi yalanlama!?..
“ İddia basına dağıtılan kopyalar için doğru. Bu kitapçık matbaaya verilirken, eski cevap sıralama alışkanlığı ile doğru cevaplar yerini korumuş. Bu hiçbir öğrenciye verilmedi. Zekice bir buluş ama maalesef doğru değil”
Prof. Dr. Bay Ali Demir’in öylesine yersiz kullandığı “maalesef” sözcüğünden başlayıp sözlerinin neresini düzeltsek!.. Açıklama mı getiriyor, “sirkatini” mi söylüyor?
Bay Ali Demir’in açıklamalarından tatmin olmuş Cumhurbaşkanı.
Oysa, açıklamalardan, eğitimciler, veliler öğrenciler tatmin olmadı sayın Cumhurbaşkanı!.
Siz daha mı anlayışlısınız da tatmin ola biliyorsunuz!. Yine kefil olmaktasınız birilerine. Sizin göreviniz tatmin olmaktan öte halkın tatmin olmasını sağlamak!..
Şifreli testlerin belli kesime mensup öğrenciler için önceden hazırlanmış olmadığına nasıl inanalım.Prof Demir’in vereceği güvence-inandırıcı kanıt ne!? Kişiye özel kitapçıklarla, kişilere özel şifrelerin verilmediğine nasıl inanalım…
Kilit dostadır. Anadolu’da bir söz vardır; “kahpe içerdeyse kapı kilit tutmaz!..”
Pek çok konuda bu ülkede sözün bittiği noktaları çoktan aştık!..
“istikbal hırsızı gizli örgüt soytarıları” bari hak ettikleri şekilde soruşturma ve kovuşturmaya uğrasın… Aydınlansın karanlıklar!..
Emir ver Sayın Cumhurbaşkanı!.. Susarak kefalet verme varsa ortada bir istikbal hırsızlığı!.
Emir ver Sayın Başbakan!.. Deme; “Ben yargının işine karışamam, yargı da benim işime karışmasın” Ülkede kaybolan tüm develerden sen sorumlusun!.. Çalınan umutlardan da!..
Susma YÖK!.. Susma üniversiteler!.. Susma aydınlar!.. Sustukça töhmet altında olacaksınız!..
Sen de susma hakkı yenen genç öğrenci kardeşim!.. Gelecek sensin!...
Hırsızların, haksızlığı kabul edenlerin şekillendireceği bir ülkenin geleceği olamaz!..
Ey istikbal hırsızları sözüm sizlere!.. Hak edilmemiş bir kazanç, ne olursa olsun, ömür boyu onursuzca taşınabilecek bir yük değildir.
Hesap verilmedikçe geleceğe şeref ve namus intikal etmez!..