content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Haz

Ey “Ahmet’ler” , “Hakan’lar”, “Coşkun’lar”!

Yazın yeni yeni yüzünü gösterdiği şu hararetli günlerden birindeyiz. Acaba bu sıcağın boğuculuğundan kurtulmak, biraz ferahlamak için ne yapılabilir diye sorular türüyor aklımıza… Hemen içimizdeki birkaç ses “boğaz’a gidin” diye fısıldıyor.

Boğaza gitmek için yola koyuluyoruz. Sahilinde birkaç tur atmak, sonra birbirlerinin peşinden giden ördek sürüsünü andıran vapurları,  gemileri seyretmek, bize hoş geliyor herhalde. Düşüncelerimizin fiile geçtiği zamanda, sahilin sukûtunu bir kalabalık bozuyor. Dikkatlerimizi hemen oraya çekiyoruz. Acaba bu topluluk neye bakıyor… Az sonra anlıyoruz ki; elinde olta balık tutan bir adama takılmış bütün gözler, onu takip ediyorlar. “Bereketli olsun, hayrola” düşüncesiyle, o abimizin yanına gidiyoruz…

Ya köpek balığı gibi sık rastlamadığı bir balık tutmuş, ya da her attığında maşallah bütün olta balıkla dolu, fotojenik bir görünüm var… Biraz daha yaklaştığımızda durumun bizim düşündüğümüz gibi olmadığını, fakat biraz yakın olduğumuzu anlıyoruz. Tutturamadığımız olay; herifin balıkla hiçbir görüntüsünün bulunmadığı, yaklaştığımız olay ise her attığında oltasının dolu olması, fakat “mühimmat”la.

Oltasının her attığında dolu gelmesine mi sevinsin, yoksa o oltadaki balıkların değil de mühimmatların sıralandığına mı şaşırsın?

O abimiz şaşıradursun, bizim mühimmatlar balistik incelemeye tabi tutulmuş bile. Sonuç, ee tabiki aynı, Dalan’ın arazisinde, gecekondu çatısında, Atatürk Orman Çiftliğinde bulunan Ergenekon mühimmatlarıyla benzer seri numarasına sahip…

Boğazın derin suları, Dalan’ın arazisi, Atatürk Orman Çiftliği… ne hoş yerler değil mi? Bizim bu “destansı” kahramanlarımız ne de çok doğa hayranıymış da bizim haberimiz yok…

Özgürlük ve demokrasiden bahseden bu destansı kahramanlarımız ve onların dalton kardeşleri (malum medya yazarlarımız) seçim için burun kıvırırken, “sağdan”, “soldan” milleti bir bahane uydurarak yada farklı bir külah kondurarak insanları sözüm ona cumhuriyet mitinglerine getirmek için nelerini vermiyorlar ki…

Üniversiteye Mouse (fare) alacak paranın olmadığını söyleyen rektörümüz Ankara’ya otobüsler kaldırıyor, bir diğer rektörümüz de meslektaşına caka yapıyor olmalı, durumu daha vahim; vizeleri erteletiyor ve bu mitinglere katılmayanı da cumhuriyet düşmanı ilan ediyormuş.

Neyse bu hoş yaz gününde kafanızı böyle karışık olaylarla yormaktansa, dalton kardeşlere bir çift söz söyleyelim de belki şu kardeşlerinden nasihat alırlar.!

Ses kayıtlarının ortaya çıkmasına rağmen mitinglerin ergenekonla herhangi bir uzaktan yakından ilişkisinin olmadığını zanneden ey “Ahmet’ler”, “Hakan’lar” ,”Coşkun’lar”. Bilmelisiniz ve biliniz ki güneşi kendi gaflet perdenizle örtmeniz, güneşin varlığına hiçbir şüphe getirmeyeceği gibi, ona tükürmeniz de onu hiçbir şekilde nemlendirmeyecektir bile…

O zaman siz en iyisi kendinize çeki-düzen verin, elinizde “BÜYÜK PATRON” un köşe yazarı olma gibi kocaman olan unvanınıza sahip çıkın ve sakın ama sakın inanmayın.

Ne ses kaydına inanın ne de görüntüsüne…

Ne “yandaş” gazetelere bakın, ne de televizyonlarına…

Rahat koltuklarınızda, yiyip, içip, yan gelip kulaklarınızın üzerine yatın, kalktığınızda da Fatih kardeşinizden bir kahve ısmarlatın kendinize…

Sonra dilinize bir türkü tutturun;

Ergenekon… hükümetin bir oyunu..,

Ergenekon… seni şapur şupur öpsünler...,

Ergenekon… göster gerçek yüzünü..,

Ergenekon… seni çıtır çıtır yesinler…!

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Ey “Ahmet’ler” , “Hakan’lar”, “Coşkun’lar”!”

  1. 1
    alperen Says:

    Konuya çok değişik bi açıdan yaklaşmışsınız,tebrik ederim...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank